Güruh’un böğürtüsü Kürd’ü yıldıramaz!

Türk Meclisi’nin ortak metninden:

“Hiçbir güç, Türkiye devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü sarsamayacaktır. Milletimizin birliÄŸine, ülkemizin bütünlüğüne ve devletimizin tekliÄŸine karşı giriÅŸilen siyasi ve silahlı saldırılar neticesiz kalmaya mahkumdur.”

Türk Devleti’nin başı Gül’den:

“Milletin kucaklaÅŸmaya baÅŸladığı bir sırada bu olay..”

Türk BaÅŸbakanı ErdoÄŸan’dan:

“Terör örgütü PKK ne kadar samimiyetsiz olduÄŸunu, ne kadar kötü niyetlerle donanımlı olduÄŸunu siyasi uzantıları ile de ne kadar farklı bir süreci iÅŸlettiklerini de ortaya koymuÅŸ oldular. Ama ÅŸunu terör örgütü ve uzantıları çok iyi bilmeli ki bu kötü niyetli davranışlar bizden hiçbir yerde asla iyi niyet beklemesinler. Onlar da siyasi uzantıları da.”

Çifte kavrulmuÅŸ düşük KılıçdaroÄŸlu’ndan:

“Hepimiz Åžehit düşmeye hazırız”..

Arap Türk’ü MHP’li Vural’dan:

“Bu nasıl devlet? ABD, Pakistan'da Bin Ladin'i buluyor, naklen izliyor. Bizim hükümetimiz Kandil mülakatlarını gazeteden okuyarak, ondan hikmet çıkarmaya çalışıyor. Bundan daha büyük bir zül olabilir mi? Utanmadan, sıkılmadan bir de 'demokratik özerklik' ilan ediyor. Sen kimsin be? Rezalete bakın. Ä°nsanların kanını donduran geliÅŸmeler.”

Şimdi gerçeklere bakalım: Olan olmuş, esaslı bir darbe yemiş bulunuyorsunuz. 42 şehadetten sonra böylesine bir sonuç elbette bekleniyordu ve oldu.

Şimdi biraz da olayı tahlil edelim..

a) Farz edelim ki, Gerilla bu askerleri öldürdü..

Peki bu öldürme olayına sevinen bir tek ciddi, sorumluluk sahibi Kürt gösterebildiniz mi? Hayır.. Kürtler’in en üst siyasi örgütü ölümlerden dolayı duyduÄŸu üzüntüyü dile getirdi ve gençlerin kurban edilmesine son verilmesini istedi. Ben ÅŸu anda hiç birÅŸeyden korkmayacak bir konumdayım. “Oh oldu!” dememe engel bir durum yoktur. Ama gençlerin kurban edilmesine asla sevinemem, sevinmem.. Analar, sevgililer, kardeÅŸler üzülsün gibi bir geliÅŸmeyi isteyen biri vicdanını çöplüğe atmış demektir.

Åžimdi “a” şıkkımızı biraz daha açalım.

Baskına giden “bordo bereliler” Türk Ordusu’nun en seçme askerleri deÄŸil miydi? Bu komandolar her ÅŸart altında hayatta kalmayı bilen, akıllı, tedbirli kiÅŸiler deÄŸil mi? Ama baskına, gerilla öldürmeye gittiler ve baskın yediler. Sen öldürmeye gidiyorsun ve bir sürprizle karşılaşıyor, kendin ölüyorsun. Demek ki karşındakinin savaÅŸ taktiÄŸi seninkine, o an için de olsa, galebe çalmıştır. Bundan tabii ne olabilir? Hem askerler oraya pikniÄŸe mi gitmiÅŸlerdi de “kalleşçe” pusuya düşürülmüşlerdi?. Ama Türk Devleti bu, yarattığı her iÄŸrençliÄŸi baÅŸkası yapmış gibi göstermekte üstüne yoktur. Bu kadar kirliliÄŸe pes doÄŸrusu..

Ama Türk psikolojik savaş makinası işletilecek, hırsızın ev sahibine baskın çıkması için elden gelen propaganda, çarpıtma ve akla gelebilecek her türlü tehdit sıralanacaktır. Milletin kucaklaşması imiş.. İki halk mı kucaklaşmış? Eğer kucaklaşma sana kimyasal savaş, napalm gibi yasak malzeme kullanarak savaşma hakkı veriyorsa, senin öncülüğündeki bu kucaklaşma olmaz olsun! Haayır Kürt Halkı ve Türk Demokratları bu oyuna gelmeyeceklerdir.

Devam edelim;

b) Asker-askeri vurmuÅŸ olabilir..

Bu şık daha akla yakın gibi görünüyor. Eğer böyle ise sebepleri aramak durumundayız.. Şu düşünceler ilk akla gelenlerdir:

-Türk Ordusu son zamanlarda Kürdistan’da zahmetsiz, ama uluslararası alanda yasak olan bazı silahları pervasızca kullanmaktadır. Bunlar, napalm ve kimyasal silahlardır. Ä°ki gün önce Kaniya ReÅŸ’te (Karlıova) de kullanılan bu silahlar, bitki örtüsü dahil tüm canlıları yok edecek türdendirler. Dersim’de MKP militanları da bu silahlarla ÅŸehit edilmiÅŸlerdi. Daha baÅŸka yerlerde de aynı silahlara baÅŸvurulmuÅŸtu. Vicdansızca ve ÅŸerefsizce. Ä°ÅŸte Fis’te kullanılan silahlar bu türdendir. Köylüler atışların uçaklardan yapıldığını söylüyorlar. Havadan inen bombaların kırmızı sarı ve mavi bulutlar yarattıklarını tereddütsüz olarak dile getirmeleri önemlidir. Bir köylü kendisine uzatılan ve sistem içi bir TV muhabirine ait mikrofona;

“Helikopterler geldi. Kadın çoluk çocuk demeden herkese... “ diye baÅŸladığı cümlenin sonunu getirme fırsatı bulamadan kesildi.. Sonu neydi bu cümlenin? “...bomba yaÄŸdırdılar” deÄŸil mi? Alçaklar tam da böyle davranırlar.

-Toparlarsak; bu durumda Bordo-bereliler’in Gerilla’dan bir baskın yedikleri, bu baskının en başında Türk Hava Kuvvetleri’nin komandolarca uyarıldığı ortaya çıkıyor (imdat çaÄŸrısı). Gelen uçakların kimyasal öldürücü maddeleri çatışma alanına saldıkları belli. Ardından gelen helikopterlerin ormanı yakıcı maddeler bıraktıkları, bu sırada ikisi gerilla, 20’si komando ve 5’i kontra olmak üzere 27 insanın hayatını kaybetmesine yol açan bir yangını baÅŸlattıkları görülüyor. Åžimdi ise suçluların telaşı içinde, basını terörize ederek suçlarını gizlemeye çalışıyor ve “yangını gerilla baÅŸlattı” tezini oturtmaya çalışıyorlar. Yok efendim Gerilla’nın (terörist der onlar) elinde Rus yapımı yangın çıkarıcı el bombaları varmış da... KlaÅŸinkof bile yangına sebebiyet verirmiÅŸ de.. vs vs..

Herkes, Gerilla’nın yangın çıkarmaktan hep kaçındığını bilir. Sebep malum.. Türk Ordusu’nun bahsi geçen Rus yapımı el bombalarının bir tek parçasını bile gösteremediÄŸi de ortada. Gösterdikleri iki el bombasının da Türk Ordu yapımı olduÄŸunu görgü tanıkları gösterdiler.. Eee? Demek ki mızrak çuvala sığmıyor..

Kısacası ava gidildi. Avlanıldı. Olanlar gencecik insanlara oldu.. Şimdi böğüren boğa rolu yapmanın alemi yok. Ne siz gerillayı söküp atabiliyorsunuz, ne de gerilla sizi ülkesinden atabiliyor. Pata! Tek çözüm yolu onurlu bir barış için görüşmelere oturmaktır. Gerisi fasa fiso!

2011-07-17

A Sirac Kekuyon




Gorusunuz