BoÄŸa gibi buwereÅŸon eden (böğüren) ErdoÄŸan’ın ayağı taÅŸa takıldı bile..

BoÄŸa gibi buwereÅŸon eden (böğüren) ErdoÄŸan’ın ayağı taÅŸa takıldı bile..

Liderlik vasfı olmayan Obama’nın okÅŸaması ile ÅŸaha kalkan ErdoÄŸan, OrtadoÄŸu’da lider konumuna gelmeyi kolay bir hedef olarak önüne koydu. Arap kartını oynadı.. Ä°ran kartını da unutmadı.. Ermeniler’le adeta dalga geçmeye kalktı.. Grekleri dar sokakta iflas eden ekonomilerini kurtarmak için ceplerinde para ararlarken kıstırdı.. AB’ye hafiften rest çekti.. ABD Kongresi’ni “sindirdi”..

ErdoÄŸan hala da garip sesler çıkarıyor.. Ä°srail’i periÅŸan edeceÄŸini haykırıyor.. Sen neymiÅŸsin be Araplar’ın damadı!

ErdoÄŸan’ın sınır tanımıyan tırmanışı Ä°srail kuvvetleri ile “Mavi Marmara” Vak’ası’nı yarattı. Ä°srail Yönetimi’ne suçlama üstüne suçlama yöneltti. Ama aynı suçların daniskasının, alçakça, sinsice ve Osmanlı oyunlarına taÅŸ çıkarırcasına, kendisi dahil tüm Türk Hükümetleri’nin baÅŸ oyuncuları tarafından Kürtler’e karşı iÅŸlediÄŸini de biliyordu. Ä°ÅŸte Kürtler’e karşı ÅŸiddete dayalı bu yöneliÅŸini gerekçelendirmek için Gerilla’yı “taÅŸaron” yani baÅŸka “müteahitler” için para ile iÅŸ yapanlar olarak gösterdi. TaÅŸaron! Vatanı’da bir avuç özgürlüğü yakalamaya çalışmak taÅŸaronluk olur mu? Asıl taÅŸaron, yıllardır ABD’nin her isteÄŸini yerine getiren Türk Yönetimleri deÄŸil mi?

Peki bu noktaya nasıl gelindi? Bu yeni savaşa giden yol yeterince biliniyor mu? Bunun için bazı saptamalarda bulunalım..

Bence en önemli faktör Türk Ä°slamistleri’nin gerçek yüzlerini gizleyerek Kürdistan’daki direniÅŸi, giderek Güney’deki yapılanmayı ortadan kaldırmayı kafasına koyarak hem ABD’yi, hem de AB’yi kandırmaya kalkmasıdır. Obama ile Ankara ve Ä°stanbul’da kucaklaÅŸması “ben ne oldum delisi” haline getirdi ErdoÄŸan’ı. Bu arada ABD Yönetimi’nin verdiÄŸi bazı görevleri üstlendi. Bunların arasında Ermenistan-Azerbaycan anlaÅŸmazlığının çözümü, Kıbrıs’ta barışa giden yolun açılması, Grekler ile problemlerinin giderilmesi, Ä°ran’ı hizaya getirici tatlı sert bir politika geliÅŸtirilmesi, Kürt Sorunu’nu ortadan kaldırıcı reformlar yapılması vardı.

Büyük bir hevesle bu görevleri yerine getirmek için davranan Türk Hükümeti ve giderek devleti el attığı her alanda sınıfta kaldı. Hiç bir sorunu çözemediği gibi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.

Bu arada Kürdistan Sorunu’nu bölge çapında bir birlik oluÅŸturarak imha temelinde ortadan kaldırma hevesi doÄŸdu. Bu çerçevede harekete geçti ve ilk adımda Nuseyrilik’ten dönme (soyunu iktidar uÄŸruna inkar eden haramzade) Hafız’ın oÄŸlu ile çok sıcak iliÅŸkiler geliÅŸtirdi. Artık Ä°srail ile araları açılmış, “One Minute” komedisi ile neredeyse geri dönülmez bir noktaya gelinmiÅŸti. ErdoÄŸan artık sokaktaki periÅŸan Arab’ın idolu, kurtarıcısı roluna soyunmuÅŸtu. “Alçak sandalye” vak’asının ardından gelen Mavi Marmara “harbi” ile Ä°srail’i ÅŸu an için kaybetme noktasına gelinmesini bir kahramanlık olarak algıladı.

Hele Ä°ran’ın nükleer tesisleri için Brezilyalı Lula ile birlikte hareket ederek mollalar ile bir antlaÅŸma imzalaması ABD için bardağı taşıran damla oldu. Bu kez de ABD’nin ÅŸimÅŸeklerini üstüne çekti, ama kapalı kapılar ardında..

Öte yandan Kürdistanlılar’ı (Kuzey düzeyinde) kandıramayacağını anlayan Türk Devleti, yavaÅŸ yavaÅŸ kanlı pençelerini göstermeye baÅŸlamıştı. Önce Kürdistan Siyasi Hareketi’ni tasfiye etmek amacıyla harekete geçti. Nisan-2009’dan itibaren baÅŸlatılan tutuklamaları hala sürdüren ErdoÄŸan Ä°ktidarı, öte yandan da kiÅŸisel veya Ä°slami (siz münafıq okuyunuz) bir dikta rejiminin de temellerini atıyordu. Bunun için orta yerde kendisine direnen iki kemalist odaÄŸa, yani, Türk Ordusu ile Türk yargı sistemine yönelmiÅŸtir. Üç düşman odak, yani, Hepsinin düşman bellediÄŸi Kürtler, Kürtler ile Münafıqları düşman belleyen faÅŸist Türk Ordusu ve diÄŸer ikisine düşman münafıqlar grubu gibi garip bir odaklaÅŸma orta yere çıkmış bulunuyor.

ErdoÄŸan bir yandan “ergenekoncu” dediÄŸi Kemalistler’le öte yandan da Direnişçi Kürdistanlılar ile boÄŸuÅŸuyor. Nisan-2009 tutuklama furyasının ardından DTP kapatıldı, bu partinin milletvekillerinin herbirine yüzlece yıl hapis cezaları öngören dosyalar tutuldu (sanırım Akın Birdal hariç). 5000 Çocuk hapislerde rehine olarak tutuluyor,. bebekler öldürülüyor..

ErdoÄŸan’ın sahtekarlıklarla süslü böğürmeleri Kürt Kitlesi’ni çileden çıkarıyordu. Bu böyle gidemezdi. Gerilla yepyeni bir savaÅŸ tekniÄŸi ile ortaya çıkmak için daha fazla beklemedi. Tokatı, Samsun’u, Giresun’u, Kelkit Vadisini, Ä°skenderun’u kaypsız vurmaya baÅŸladı. Türk Devleti ve devletlerinin faÅŸist yüzünü destekleyen Türk Kitleleri ÅŸaÅŸkınlık içindeydi.

Öte yandan Gabar, Cudi ve Hakkari’nin tüm yöreleri vurkaç eylemleri ile sarsılıyordu. En nihayet Büyük Çelê (Çal) Savaşı ile Türk Devleti ÅŸoke edildi.

37 Asker’in etkisiz hale getirildiÄŸi günün akÅŸamı bir televizyonlarında seyrettiÄŸim bir diyalogda “uzman” adam; “Ordunun moralı bozuk” diyordu. Haksız da deÄŸildi. Çünkü savaÅŸa giren birliÄŸin komutanı, kendi emrindeki askerleri savaÅŸ alanında bırakarak tabana kuvvet kaçmıştı.. Hatta o meÅŸhur kobraları bile dayanamayarak kaçmış, bunlardan bir tanesi darbelenmiÅŸti.. Ä°yi miktarda silahlarını da gerillalara hediye eden askerler, çok geç kalaraktan geri dönebilmiÅŸlerdi..

Kıssadan hisse: Her iki taraf da topyekun bir savaşa girildiğini ilan etmiş bulunuyor. Bu andan itibaren bütün yurtseverlere düşen görev sımsıkı kenetlenmektir. Bu sınavdan gerçersek, önümüzde engel kalmayacaktır.

Göreyim sizi..

2010-06-20

A Sirac Kekuyon




Gorusunuz



son nokta savasla konur!!!!

Heval Ali

2010-07-29 22:10 - Savasa 1999,da ara verilmisti.bu sürede isgalci ordu iyi bir nefes aldi.ve savasi kazandigini da ilan eti.(tipki osmanlini pespese aldigi yenilgilerden sonra türklerin cihani yendigini ilan etmesi gibi)oysa ARGK,halkimiz gazetemiz hareketimiz islevini sürdürüyordu. tek eksik yönetenlerin ileriyi görememesi ve karar verememesiydi.Ama zaman o yanlisligida gec olsa düzelti. isgalci ordunun GERILLAYA kari zerre kadar sansi yoktur.ve nihayi yenilgiyide GERILLAnin amansiz vuruslarindan alacaktir.

Devsirme Kerdogan'in One Minute

Kurd Kawa

2010-07-05 02:26 - palavrasi YES/NO olmus durumda. Her ne kadar Isvicre "One Minute" Show'u yapsada daha sonra Israil ile giristigi tüm hamleleri birer birer kaybetti. Kerdogan kendini dev aynasinda bulup iyice simarinca MAVI-MARMARA gemisindeki katillerini Gazza'ye göndermeye kalkip ve Israil askeri tarafindan basilip sadece ve sadece türkleri öldürmesi "ONE MINUTE" yerini "Yes/please" Don't Kill My People"a döndü. Kerdogan simarip kendini dev aynasinda görüp Israil ile savasacagini sandi. Gemiden bulunan beyinsiz bir türk ben türk jetlerinin gelmesini bekliyordum ama bir türlü gelemediler diyordu. Bir daha One Minute diyecek mi? Onu hep birlikte durup görecegiz. Arap gazina gelmisti ve atesi biraz fazla kalkmisti ama Israil'in vurdugu agir kesici ignesi Kerdogan'in atesinin normale döndügü kesin. Tabi bir de Gediktepe'ye gidip cömelmesi ise Gerilla'nin önünde ne kadar rezil bir duruma düstügünüde hep birlikte gördük. O resim Bana sunu gösteriyordu; Kerdogan Gerilla gücünün önünde diz cökmüstü ve kafasini bile kaldiramadigini o resim benim icin hic unutamayacagim anlarimdan olacak. Degerli bilge insan ve sayin Sirac Bilgin, umarim en kisa zamanda tekrar eski sagliginiza kavusur ve yazilarina devam edersiniz. Allah size uzun ömürler versin. Düsman senin ölümünü beklerken ve seni bu kadar moralli bulmusken, inanin simdi cildirmislardir.. Saygilarimla

Sevgili Mamoste

Demirci Kawa

2010-06-24 23:02 - Hasta olduğunu hepimiz fazlasıyla biliyoruz.uzun süre kaygılandık.Çünkü yazılarını görmeyince daha kötü durumda olduğunuzu düşündük.Pek çok arkadaşla internet üzeri sağlık durumunu merak ettik.Size ulaşmak için Elimizde telefon dahil hiç bir ulaşım bilgisi yoktu. Şükür iyi durumdasınız.Bundan memunluk duydum.Size herzamankinden fazla ihtiyacımız var.Bu vesileyle size ve tüm ailenize sağlıklı günler dilerim.

kaçın kürtler geliyor

zaza

2010-06-24 22:06 - Sayin abim eline yüreğine sağlık.olayı çok güzel özetlemişsin. Rahatsız olduğunu biliyorum.Buna rağmen kaleminle bu mücadeleden geri kalmayışın bizleri daha da kamçılamıştır. DTP yönetimindeydim.Bildiğin gibi kapattılar.Hakımızda da sayısız davalar açtılar.İnanın ki biz mahkemede Türk adeletiyle dalga geçerek veya mizahi bir şekilde savunmalar yapıyoruz.Bizim bu durumumuza çok fena bozuluyorlar.Bizlerde karar aldık bu adımımızdan vaz geçmeyeceğiz. Evet yıllardır dile getirdiğiniz gibi,bizler kenetlenmek zorundayız.Gün görüş ayrılıklar günü değil.İnadına kenetlenmek günüdür.Biz kazanacağız.Ahdin!i üzerine ant içmişim.Asla tavizm olmayacak.Yaşım 60.hani derler ya "la lao mırın qe mırıne wa xıre xır çiye" öyle ya . Neyse;sağlığın nasıl. Kendine bakmalısın.İnan yazılaeını zevkle takip ediyorum.Sadece ben değil.Tanıdığım bir çok arkadaşımız tarafından.Kürt ulusal sorunu her şeyin üstünde olmalıdır diyorum.Onurlu Tüm Kürt aydınları, savunusu ne olursa olsun şahsınızda hürmetle eğiliyorum. Homa kêrimo,ma zanîme kam şêr o. Hüemetlerimle.Saygılar sunarum.

sizin yeniden yazmaniz sevindirici bir olay

Hasan Özbolat

2010-06-20 19:24 - Sayin, Sirac Kekoyon Sizi Medya-Tv`den ve sonra gazetede cikan yanzilarinizdan ve coktan beride online-yazilarinizdan takip ediyorum. Bes ay aradan sonra yeniden yazmaya baslamaniz beni sevindirdi.Saglik durumunuz dahada iyilesmesini temenni ediyorum. Ara sira sizin yazi ve yorumlarinizi internette ariyordum, ama yeni yazilariniz olmadigini görünce, üzülerek kapadiyordum. Sizin genis tarihi bilginiz ve derin analizlerinizi büyük bir keyfle okuyorum. Ben bir Kürt olarak, sizin Kürdistani,ulusal ve objektiv tutumunuzdan dolayi kutluyorum. Sizin daha uzun bir süre fikir ve analizlerinizle kürt halkinin yolunu aydinlatacaginizi umuyorum. E-Mail medbolat11@hotmail.de