Kürdistan’a adalet yok! Filistin ve Ermeni için sokaÄŸa dökülmek, imzalar atmak yeter!

Araplar geçen sene bir tek eylemde 1000’in üstünde Êzdî dinine mensup Kürd’ü öldürdüler. Sonra Kerkük Eylemi’nde türkler bu defa boy gösterdi ve onlarca insanımızı vatanlaÅŸtırdılar. Ardından lokanta eylemi.. Bu sırada durmak bilmiyen hava akınları ile daÄŸlarımızı bombalayan türk askerleri, bölgedeki tüm köylerin boÅŸaltılmasına yol açtılar. Tabii yapı tamamen bozulmuÅŸ, daÄŸlarda canlı emaresi kalmamıştı..

Ses çıkaran var mı? Seçim dolayısıyla DTP ile çadır tiyatrosuna soyunan “partiler”den bir eylem beklenebilirdi.. Ama nerede? Tüylerini bile kıpırdatmayanlar yine de baÅŸtacı oluyor. Git-gel ÖDP, EMEP, vsP.. Bir KöroÄŸlu, bir Ayvaz.. Dünyanın bir nebze dahi ciddiye almadığı, komünistcilik oynayan çocuklar misali slogancı kiÅŸiler topluluÄŸu... Bunlar, sözde Kürt dostudurlar. Ama bunlar özde Kürd’ün ölümünü es geçerken Filistin için sokaÄŸa dökülenlere ne demeli? EÄŸer sosyalist iseniz ve eÄŸer sosyalizm adalet rejimi ise yanıbaşınızdaki Kürtler’e de aynı saygı ve adalet duygusunu tattırsanıza! Bir tek defa olsun kılınızı kıpırdatın! Kürd’ün sempatisini ve seçimlerde Kürd’ün oyunu sana peÅŸkeÅŸ çekenlerde kabahat..

Ben kiÅŸi olarak Filistin’de sivil halka yönelik olan ÅŸiddet ve katliam eylemi dolayısıyla Ä°srail’i kınıyorum. SavaÅŸ alanına ilaç akışı gibi insani yardımların neden engellendiÄŸini anlamam mümkün deÄŸil. Bu katliama yol açan “cennete gitme meraklısı” politikalar yürüten Hamas yöneticilerini ise Filistinliler’in vicdanına havale ediyorum. Nihayetinde acı çeken o halktır. Arap Liderleri’nin uzak durduÄŸu bu katliamı iyi okumak lazım. Bu katliamda tetiÄŸi çeken Ä°srail’dir, ama son üç dekaddır Ä°slam Dünyası’nı, Ä°slam adına gerilere çeken uÄŸursuz bir zihniyet var ortalık yerde.. “Radikal Ä°slam” denilen bu zihniyet Ä°ran’ı alt üst etti. Afganistan’ı mezbahaya çevirdi. Lübnan’ı, Irak’ı ve Kürdistan’ın Güneyi’ni kan gölüne çevirdi. Åžimdi ise Hamas denilen bir elbise giyerek Filistinliler’i boÄŸazlatıyor..

Bunları kaydetmem, Filistinliler’e yapılan saldırıyı onayladığım anlamına asla gelmez. Ben bir Kürd’üm, patriot bir Kürd. Halkımın, milletimin çektiÄŸi acıları baÅŸkalarının da çekmesini asla istemem. Yan yana yatan Filistinli çocukların görüntülerini izlediÄŸimde kendi torunlarım, ülkedeki komÅŸu köylerin ÅŸimdi çektiÄŸi acılar gözlerimin önüne geliyor. Gerçek bir acı çekmemek mümkün deÄŸil.

Bir bütün halinde Ä°slam doÄŸmaktan baÅŸka “suçu” olmayan bir coÄŸrafya’ya musallat olan, sözün tam anlamı ile kan dökmeyi marifet bilen Ä°slami Yöneticiler’in belirmesi ile birlikte Saudi Yönetimi gibi baÅŸ kesan yönetimler bile dünyaya ÅŸirin görünmeye baÅŸladı dersek yeridir (yaÅŸadığımız dünyanın ortak belleÄŸini esir almış olan mas medyanın buna katkısını unutmayınız). Düşünün bir kere, koskoca bir futbol sahasını adam asma alanı haline getirenleri nasıl insan olarak niteleyebiliriz? Ä°ÅŸte bunlarla aynı paralelde hareket eden Hamas gibiler, OrtadoÄŸu’yu, OrtaçaÄŸ karanlığına gömmekle meÅŸguldürler. Ä°ki yüz atom baÅŸlığına sahip olan bir Ä°srail’i bu derecede tahrik etmek gerekli midir? Daha akılcı bir politika geliÅŸtirilemez miydi? Bu elbette tartışma götürür. Buna karar vermek için Filistinli olmak gerekiyor.

Ama eşitsiz güç kullanımına, devletler düzeyinde, Araplar dahil kimsenin doğru dürüst bir itirazda bulunmaması yine de dikkat çekici bir insafsızlıktır. Filistinli normal insan bunu bilmeli.. Ona göre politikalar geliştirenleri öne çıkarabilmeydiler. Tabii ki halka karşı silahlı terör uygulayan Hamas gibi ölüm makinası bir yapıya karşı dağınık bir halkın mücadele edebileceğini ummak gibi bir saflık içinde olmayız. Bundan dolayı da üzülmekten başka elimizden birşey gelmiyor.

Bu konuda yazılacak ciddi eleştirileri cevaplamaya veya onaylamaya hazırım..

Yılın son aylarında Türk entellektüel ve aydınları Ermeni Katliamı’nı (felaketini) kınayan bir bildiri kaleme aldılar. Ä°lk bakışta oldukça olumlu bir geliÅŸme. (t)ürklerin, kendi evlerinin önünü süpürüyor olması ilginç gibi geldi insanlara.. Bildiriyi PKK ve DTP’nin bir kesimi direkt olarak benimsedi. Basında tartışmalar baÅŸladı. (t)ürk basını bu bildiriyi imzalayanları hain olarak nitelemekte gecikmedi. Ä°ÅŸlere Kürt Kesimi de karıştı, gündem kilitlendi.

EÄŸer bildiri, Osmanlı’dan itibaren tüm türk yönetimlerinin, Yavuz döneminden (Batılılar bu adama “zalim yavuz” diyorlardı) beri gerçekleÅŸtirdiÄŸi katliamları kapsasa idi hakkaniyetli bulacak, gözü kapalı bir ÅŸekilde bu kalkışmayı onaylayacaktık. Hatta onu da bırakın, yayınladıkları bildiri 1915’ten itibaren Kürtler’de uygulanan yoketme politikalarını da hesaba katsaydı sırmaları mı dökülürdü?

Ama hayır, yapmazlardı.. Yapamazlardı.. İçlerindeki barsakların uzunluÄŸunu bilirim bunların.. Bu kiÅŸiler çoÄŸunluk itibarı ile medyatiktirler. Onlar dünya ile rezonans halinde bulunmakta oldukça hassastırlar. Amerika Devlet BaÅŸkanlığı’na seçilen Obama’nın daha henüz ne yapacağı belli olmadan, onun seçimde sarf ettiÄŸi sözlere bakarak balıklama “Ermeni ‘felaketi’”ne dalmaları bana bildirilerinde inandırıcılığın pek hafif kaldığı kanısını verdi.

1915’te gerçekleÅŸtirilen Kürt, Ermeni ve Süryani-Keldani-Nasturi Katliamları’nı doÄŸrudan doÄŸruya Osmanlı, Rus ve Alman devletlerinin sorumluluÄŸunu görmeden yerli yerine oturtmak mümkün deÄŸildir. Bu katliam, Ruslar’ın “cynic” olarak deÄŸerlendirdiÄŸimiz bir tavırla Ermeniler’e dayanarak Kürdistan ve Ermenistan’ı yutma planı yürürlüğe girdiÄŸi anda baÅŸladı diyebiliriz. Rus ilerlemesi baÅŸladığı zaman, durumu tehlikeli gören Almanlar; kontrol altında tuttukları Osmanlı Sarayı ve Ä°ttihatçılar’a bölgedeki Ermenileri Deyrezor’a sürme tavsiyesinde bulundular. Osmanlı Makamları öneriyi benimsedi ve ilerdeki bir bela olarak da gördükleri Ermeniler’i sürme kararını uygulamaya koydular. Bu hengamede öldürülen Kürtler’in köy köy listelerini inceledim. Toplam 600 bin ulusdaşımız yokedilmiÅŸti. Bu yoketme olayında Rusların olduÄŸu kadar Ermeniler’in de katkısı vardı. Ermeniler’in kayıpları ise Kürtler’inkileri 300-400 Bin kiÅŸi aşıyordu. Ä°ÅŸte bu rakam, can derdine düşmüş olan Kürtler’in sorumlu tutulacağı bir ölüm rakamı olamaz. Türkler’in muvazzaf güçlerine emir vererek yaptırdığı bir katliamı, Kürtler’e yüklemeye kalkmak cehaletin daniskasıdır. Öte yandan yarım milyonu bulan diÄŸer Hristiyan Halklar’ın kaybını da hesaba katarsak, Kürdistan-Ermenistan ve Tur-Abdin’de o sırada öldürülen insan sayısı iki milyonu aÅŸmaktadır.

Özetle bunları kaydedebiliriz. Bize mail ile ulaştırılan ciddi eleştirileri de cevaplamaya hazırız.

Bir diÄŸer önemli konu trt-6 vak’asıdır. (t)ürkler tarafından “evcil” sayılan Kürtler’i çok heyecanlandıran bu yeni asimilasyon vasıtası (bu kez kafa yapısı ile ilgili bir asimilasyon söz konusudur) milletimizi yok sayanların uyguladıkları en cesur ve en etkili plandır. Ama bu planın hala boÅŸa çıkarılması imkanı vardır.

BilindiÄŸi gibi PKK’nin ulusal bir politikası yoktur. Onlar vardır diye iddia etseler de böyle bir planları yoktur.. “Devlet istemiyoruz”, “milliyetçilik en büyük tehlikedir”, “halkların kardeÅŸliÄŸi çözüm temeli olacaktır” diyen bu ekibi çok uyardık. Hatta, belki doÄŸru yola yönelirler diye beklenti içinde olduk. Bu beklentimiz zayıflayarak da olsa hala sürüyor. PKK, tarih sahnesine çıkmak isteyen Kürt Milleti’nin milliyetçiliÄŸi ile Kürt Milleti’ni yok etmeyi hedefleyen Türk, Arap ve Fars milliyetçiliklerinin farklılığını anlamalıdır. Ciddi hiç bir dünya aydını karşı ilhak edilmiÅŸ bir ülkedeki milliyetçilik ile koskoca bir milleti yutmaya çalışan bir canavarın milliyetçiliÄŸini karıştırmaz. PKK’ye ideolojikman hakim olan Türk kliÄŸi ve onun yandaÅŸları Kürt MilliyetçiliÄŸi’ni red etmeyi bize dayatırken, Türkler’in devleÅŸen milliyetçi duygularına karşı hiçbir ÅŸey yapamamaktadır.

PKK kliÄŸi, ezilen millet sorununun bir devlet sorunu olduÄŸunu inkar ederek bilimi ters yüz etmeye çalışıyor. “Devlet istemiyoruz” söyleminin ardında yatan kendi içindeki canavara ÅŸirin görünme isteÄŸidir.

PKK kupkuru bir “halkların karedeÅŸliÄŸi” kavramını fetiÅŸize etmektedir. KardeÅŸ’in, ya da türk, Arap ve Fars’ın bayrağı, devleti, iktidarının sembolu olan ordusu, polisi, istihbaratı, dayatılmış bir tarihi, zorla kabul ettirilen bir dili, bir pazarı var.. Ama kardeÅŸ Kürd’ün hiç bir ÅŸeyi var sayılmıyor.. Ä°ÅŸte bu Kürt Hareketi’nin yumuÅŸak karnı oluyor. AKP buradan bizi vurdu. “Madem devlet istemiyorsunuz, madem üniter devlet istiyorsunuz, o halde buyurun üniter devletin sunduÄŸu sadakalara” diyen bir devlet var orta yerde. HAK PAR’ı, KADEP’i durumdan memnun. DTP’li baÅŸkan yardımcısı ise, “TV hakkını biz kazandık” demekle meÅŸgul.. Ne demeli?

Åžimdilik bu kadar

2009-01-05

A Sirac Kekuyon




Gorusunuz



sayin sirca hoca her biji

dersimli

2009-02-01 20:34 - sayin sirac hoca sizin calismalirinizi izliyor ve bu yeni sistemi kutluyorum...YASASIN KURDISTAN YASASIN SIRAC HOCA

büyük çelişki

zerdeÅŸt

2009-01-31 23:44 - sayın bilgin öncelikle yazılarınızı büyük bir özenle takip ettiğimi söyleyerek zarathustra adlı çalışmalarınızda edindiğim katkılarınız için teşekkür ediyorum.bildiğimiz gibi dünyada büyük sorunlr yaşanmaktadır sorunların kürtler payıda büyüktür.halkımızın özgürlüğünü düşünmeden başka milletlerin haklarını savunmak bana hiç iç açıcı gelmiyor.bana öyle geliyor ki özgürlük insanca yaşam gibi bireiyin olması gereken haklarını her zaman farklı anlıyoruz.ve yanlış değerlendiriyoruz.burada en büyük payıda milliyetçilik almış oluyor kürtler arasında milliyetçilik değersizleştirilmiş durumda başka milletilerde bu ilkelerle yaşam kavgası verme durumundalar.sizin de sözünü ettiğiniz halkların kardeşliği bana pek mntıklı gelmiyor.temel sorunumuza çare üreteceğini sanmıyorum.ayrıca islamın bu sahte kardeşliği kkürtlerin daha fazla zarar görmesini başka uluslara köle olmasını sağlıyor.güneyde bulunan yönetimde bu hemen hemen aynı ezidi krdeşlerimiz katledildiğinde kimsenin sesi çıkmadığı gibi ortada filistin olunca kürtler ayaklanıyor yani anlayacağımız gibi yine başka milletlere kölelik yapma fikrinden kurtulamadı kürtler.bu şekilde gitmesi problemlerin çözümünü zorlaştırır öncelikle milli benliğimizi kazanmalıyız kim olduğumuzu bilmeliyiz. teşekkürler sıraç bilgin