Başbuğ, manipulasyon ustası-II

Başbuğ, manipulasyon ustası-II

BaÅŸbuÄŸ yukarıya aktardığımız Prof Heper’e ait saptamaya verdiÄŸi acaip cevapla manipulasyona ne kadar yatkın olduÄŸunu gösterir. Aklı başında hiç bir bilim adamı BaÅŸbuÄŸ’un 1938 ile 1984 arasında Kürdistan’da ve Türk Devleti’nde “huzur ve barış ortamı”ndan bahsetmez.

BaÅŸbuÄŸ’un başında olduÄŸu Türk Genelkurmayı’nın “çok gizli” yaftalı kitabını okuyanlar, bu itirafnamenin ne demek istediÄŸini çok iyi bilirler. Kısaca 1924’den 1938’e kadar Türk Devleti’nin, Hain Ä°smet ve DevÅŸirme Mustafa Kemal’in öncülüğünde 500 Bin cıvarında insanı öldürdüğünü, Kürt Liderleri’nden postu dışarıya atabilenlerinin dışında tüm liderlerini astığını, Hatta Seyid Riza’nın cesedini bile, kinlerinden dolayı, yaktıklarını daha baÅŸka kaynakları da kullanarak ortaya çıkarabilirler. En son 1938’de Dersim’i tamamen boÅŸalttıkları da malum. Bu durumda kim ne söyleyebilirdi?

Hem Kürt Halk önderlerini hiç rahat bıraktınız mı? Şêx Elî Rîza Efendi ve kardeÅŸi Şêx Selahaddin’i 1930’lu ve 1940’lı yıllarda 12 yıl hapsetmediniz mi? Dünyada misli görülmemiÅŸ kötü muamelelere maruz bıraktıklarınız kimlerdi?

Nasıl bir huzur ve barıştan bahsediyorsun bay devÅŸirme? 1950’li yıllarda Kürdistan’a dönenlere hayatı zehir ettiÄŸinizi ne çabuk unuttunuz. Biz de baba ocağımıza dönmüştük. Ama her ay evimize baskın yapan sizin askerlerinizdi. Ãœstelik çok iyi bir ihanet ağı kuran sizler, mevcut ÅŸeyhleri, mallaları, aÄŸaları vs muhbir diye tutmanızda cabası.

Aynı -50’li yıllarda 500 kiÅŸiyi tutuklama kararı aldığınız halde (Eski Mebus Asım Eren’in aile ahvadına sorun) zamanın ABD yönetiminden gelen emirle bu sayıyı 50’ye indiren, yeterli hücre bulunmadığı için sayıyı 40’a indiren de sizsiniz. BahsettiÄŸim 49’lar iÅŸkence için tutuklama iÅŸleminizdir. Bu anti-Kürt politikanızı 1952’de girdiÄŸiniz NATO’dan ve giderek sizin için yaratılan Kontr-gerilla’dan alıyordunuz (özünde zaten vahÅŸisiniz). 1950’li yıllarda düşman sıralamasında; Komunizm, Kürtçülük ve Dinci eÄŸilimler en önde geliyor iken, siz nasıl oluyor da huzur ve güven ortamından bahsediyorsunuz?

1960’lı yılların başında, Güney’de Barzani’nin öncülüğünde En büyük Kürt DireniÅŸlerinden biri baÅŸlamıştı. Ä°ÅŸte bu direniÅŸin top sesleri ile dört parçada yaÅŸanan büyük uyanış Türk Devleti’ni büyük bir korkuya sevk etmiÅŸti. O sırada “Varto Tarihi” adlı pislikle eÅŸ kitabını M Åž Fırat’ın kitabına önsöz yazan Cuntacıbaşı Hain Gürsel bu yazısında Kürtler’i bir filo uçak gönderip sindirmekle tehdit etmiÅŸti. Bunun yanında tutuklamalar biribirini takip etti; 23’ler, Yeni Akış Davası, Mitingler tevkifatı, TKDP tevkifatı, daha önce kaydettiÄŸimiz gibi komandoların baÅŸlattığı onur kırıcı bazdaki kitlesel iÅŸkenceleri ve en nihayetinde 12 Mart 1971’de baÅŸlayan “balyoz harekatı” ile tutuklanan 500 cıvarındaki insanımızın çektiÄŸi çileler..

Hele MaraÅŸ’ta alevi Kürtler’i hdef alan büyük katliam iÅŸin tuzu biberi oldu. Bu mudur huzur ve güven ortamı dediÄŸi ÅŸey?

Manipulatör BaÅŸbuÄŸ, 1938’e kadar Kürdistan’da cereyan eden direniÅŸleri (kendisi isyan diyor) sebeplerini şöyle sıralıyor:

“- Cumhuriyetin baÅŸlattığı modernleÅŸme ve merkezîleÅŸmenin doÄŸal bir sonucu olarak, merkezî bir yönetim biçimine karşı yerel tepkiler,
- Laik devlet düzenine geçişin başlaması ve bu değişikliklerin bölgedeki yerel dinî liderlerin ve şeyhlerin otoritesine olumsuz etki yapması,
- Dış dinamikler ve kışkırtmalar,
- Bölgenin geri kalmışlığı,
- Devletin bazı memurlarının bölge halkına zaman zaman kötü muamelede bulunması.
Sonuç olarak, esas itibarıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan ayaklanmalar etnik temelli değildir.
Türkiye, bazılarının görmek istediÄŸi gibi, etnik farklılıkları nedeniyle ayrışmış bir ülke deÄŸildir. VatandaÅŸlarımızın güçlü ve derin bir ortak geçmiÅŸi ve umutlu bir geleceÄŸi paylaÅŸtığını görmekteyiz.”

Külliyen yalandır bu.. (devam edecek)

2009-04-16

A Sirac Kekuyon




Gorusunuz