Özgürlük için direniş karşılıksız kalmaz

Kürt Milleti, Osmanlı PadiÅŸahı Abdulhamid baÅŸlattığı, Kemal’ın prensiplerini koyup derinleÅŸtirdiÄŸi büyük bir asimilasyon cenderesi altında bulunmaktadır. Millet olmanın onur, gurur, kiÅŸilik ve haysiyet bazı kesimlere bir karekter olarak yerleÅŸmemesinin sebebi bu büyük cenderedir. Son 40 yılda yaÅŸanan silkeleniÅŸ ve bilhassa ilk kurÅŸunun yarattığı coÅŸku tabii ki büyük bir deÄŸiÅŸim yaratmıştır. Ama hala Kemalizmi tartışıyor olmamız, bu felaketin yarattığı tahribattan bir derecede kurtulamadığımızın iÅŸaretidir.

Bu, alınan büyük mesafeyi küçümsediÄŸimiz anlamına gelmez. MoÄŸolsal Türki rejimin nasıl bir ÅŸey olduÄŸunu Kürt Milleti gün geçtikçe daha iyi kavramakta, "biz ve onlar" ayırımı yerine oturmaktadır. Biz bunu büyük kitlesel Newroz kutlamalarında gördük. Kürdistan’ın DoÄŸu Bölgesi’nin haricinde, ülkemizin her köşesinde bu coÅŸkuyu gördük. Bu ruh 1950’li yıllardan beri ülkemizde ruhuna uygun bir ÅŸekilde yaÅŸatılmakta, her direniÅŸ günümüz ya kana boyanmakta ya da onlarca ve son zamanlarda binlerce tutuklama veya iÅŸkence olayı, bazan da onları bulan ÅŸehadetlere raÄŸmen korunmaktadır.

Ä°kinci SavaÅŸ sonrası, benim hatırladığım en eski Newroz 1956’da (öyle olsa gerek) Sn Talabani’nin yaptığı çok etkili bir konuÅŸmadan sonra aranır duruma düştüğü Newroz’dur. Daha sonra Ölmez lider Mustafa Barzani’nin dayatması ile sanırım AÄŸustos 1969’da Arap rejimi Newroz Günü’nü bayram olarak ilan etti. Kuzey’de ruhuna uygun ilk Newroz kutlaması Cizîra Botan’daki TKDP yanlısı yurtseverler tarafından kutlandı. DaÄŸ baÅŸlarında yakılan ateÅŸ ve binlerce fiÅŸeÄŸin ateÅŸlendiÄŸi bu Newroz da bir ilkti. Kuzeyde bir diÄŸer Newroz 1979’da kutlandı. Bu kutlama yine TKDP’nin eseri idi. Urfa Kapı’ya asılan dev Mustafa Barzani resmi ile bu ölmez lider anılmıştı. Sonunda tutuklamalar oldu.

Bundan sonra sıra Mazlum DoÄŸan’a gelmiÅŸti. Tarihte saptadığım en anlamlı Newroz’a bu kahraman Kürt evladı üç kibrit çöpü ile Newroz ateÅŸini yakmış, yakıt olarak vücudunu kullanmıştı. Cunta ÅŸartlarında olunmasına raÄŸmen bu üç kibrit çöpü eylemi dalga dalga yayıldı, tüm Kuzey’i kapsadı..

Bir bilim-kurgu dizisi olan Babylon 5’ta seyrettiÄŸim bir bölüm çok ilginçti. Hayali GüneÅŸ sistemlerinden biri olan Narn, karanlık güçlerin yardımı ile Centauri prima tarafından iÅŸgal edilmiÅŸ, halk seri katliamdan geçiriliyordu. Orada hainlerden oluÅŸmuÅŸ bir yerli yönetim de bunların tüm emirlerini yerine getirmekle meÅŸguldu. Bu sırada direnişçilerin lideri olan G’kar durumun ilan edildiÄŸi büyükelçiler toplantısında şöyle konuÅŸmuÅŸtu: "Evrendeki hiç bir silahlı güç, hiç bir diktatör halkın özgürlük isteÄŸine karşı duramaz. Benim halkım da, bin yıl geçse de bu mücadeleden zaferle çıkacaktır"..

Babylon 5 bir bilim kurgu dizisidir, ama bu sözleri söyleten bir insandır. Dünyayı gören, milletlerin özgürlük taleplerini gözlemleyen, insalık tarihini bu yönü ile gözlemleyen bir insandır bunu yazan. Bu saptamadaki derinliÄŸi yakalamak lazım. Evren’i dünya olarak ele alalım.

Evet benim görüşüme tam uygun bir saptama ortaya çıkmıştır. Dünyadaki hiç bir silahlı güç, hiç bir diktatör veya hiç bir Anti-Kürt ittifak, Milleti’min nihai özgürlük isteÄŸinin önünde duramaz. Milletim bugün bazılarının gözünde zayıf görünebilir. Dağınık görülebilir. Hatta liderler "sayesinde" periÅŸan bir hale sokulmuÅŸ olabilir. YaÅŸanan savaÅŸtan dolayı hayatından bıkmış gibi görülebilir. Düşman psikolojik savaÅŸta üstünlüğü ele geçirmiÅŸ, istediklerini pompalıyor olabilir.

Bütün bunlara raÄŸmen ülkemin her tarafında şöyle veya böyle büyük bir direniÅŸ sergilendiÄŸini görmeyen yok. Sanmayın ki gençlerimiz gerillaya katılmakta isteksiz davranıyorlar. Hayır! Asla! Düşman tarafından gerillaya katılım düşünülemeyecek kadar zorlaÅŸtırılmaya çalışılıyor. O daÄŸlara ulaÅŸmak için çırpınanların daha henüz gerilla "aday-adayı" olduklarını unutmayınız. Hiç bir savaÅŸ tecrubeleri olmayan bu insanlar eÄŸitim kamplarına varmak için bir çok güçlüğü, bu arada düşman’ın yarattığı mayin tarlalarını ve tuzakları aÅŸmak zorundadırlar. Bu tür tuzaklardan gönlü vatan aÅŸkı ile yanan gençlerimizi korumak için çok dolaylı yollardan onları üs bölgelerine taşırlar. Düşman’ın bu savaÅŸ taktiÄŸini aÅŸmak için çok çalışmak zorundadırlar. Öyle evinde oturup taktik verenleri, hiç kusura bakmasınlar, ukala olarak niteliyorum. KurtuluÅŸ mücadelesini bir hobi olarak kabul edenlerden nefret etme hakkımı saklı tutuyorum.

Kürt Gerillası rolunu günün ÅŸartlarına uygun olarak oldukça destansı bir kahramanlıkla oynuyor. Kürt Halk kitlesi bilhassa Kuzey’de ve Güney-Batı’da inanılmaz fedakarlıklarla KurtuluÅŸ Mücadelesi’ne/Savaşı’na omuz veriyor. Avrupa’da verilen bazı firelere raÄŸmen her ÅŸey istendiÄŸi gibi yürüyor. Ãœstelik bütün bunlar saptırma teÅŸebbüslerine, pasifikasyon faaliyetlerine raÄŸmen devam ediyor. Bağımsızlık ateÅŸi yüreklere yerleÅŸmiÅŸtir. Bu yangın fırtına ile harlanan bir ateÅŸtir. Kısacası, Ä°ran’ın afyonkeÅŸleri, Arab’ın petrolu, amerika’nın yüksek teknolojisi bu ateÅŸi söndüreceÄŸine yayılmasına yol açıyor. MoÄŸollar, taÅŸ üstünde taÅŸ bırakmamacasına bombaladıkları tabiatımızla gövde üstünde baÅŸ bırakmayacağı hesabı içindedirler. Ama yanılıyorlar. Bunu en son Bezele’de gördük..

Kapalı kapılar ardındaki pazarlıklar, ,inanılmaz ittifaklar, uzaydan kontrol ve "nokta operasyonları" hep boşa çıkmadı mı? Daha da boşa çıkacaktır. Bu mücadele yüzyılları da bulsa, sertleşerek devam edecektir.. Dirilen bir millet avazı çıktığu kadar özgürlük diye haykırırken hangi "bêbext" ittifak bu istemi bastırabilir?

Sirac Kekuyon (Bilgin)

2007-05-14




Gorusunuz