Bıçağın boğaza dayandığı an..

Özellikle Kuzey ve Güney itibarı ile Kürt Milleti kendisine dayatılan teslimiyetçi, iğrenç, onur kırıcı, beyinleri teslim almaya yönelik bir baskı ve propagandanın etkisindedir. Bu oyunun baş mimarları Washington ve Ankara'da mukim erkandır. Bir tek ciddi oyunla bazılarımızı şaşkınlığa sevk ettiler. Oyun, zamanlaması ve etkileri itibarı ile kısa süreli, kendilerince olumlu bir sonuç alınması itibarı ile oldukça başarılı olmuştur.

Evet, Amed'deki saldırıyı geç de olsa değerlendirme aşamasına geldik. Saldırının ilk gününden itibaren WP'de yazan yurtseverler el yordamı ile olayı yorumlamaya çalışırken oldukça sağlam görüşler ileri sürdüler.

Şimdi genel değerlendirmeye geçmeden önce bazı duruşları değerlendirmek istedim. Bunların başında ABD'nin duruşu gelir. Güney'e, "Terör"e karşı saldırı adı altında sivillere çok büyük zarar veren, evleri, hastaneyi, okulu, camiyi en aşağısından 500 koyunu yıkıp telef eden, iki sivilin şehit, üçünün yaralanmasına yol açan Türkler'in bu eylemini Başkan Bush Yönetimi, Güney'in baskılarına rağmen kınamayı red etti. Fakat Amed'de meydana gelen büyük patlamayı, direkt "PKK yaptı" diyeren şiddetle kınadı..

Nasıl olur? Daha henüz hiç bir soruşturma yapılmadan ve olaydan sadece bir saat sonra Washingon, "Olayı PKK yaptı" hükmüne varıp "şiddetle kınıyor" "her türlü teröre karşı Türkiye'yi desteklemeye devam edeceğiz" demekten de geri kalmıyor.. Bu ne sür'at?

İkinci duruş direkt Düşman'ın sergilediği duruştur. Bir anda dile getirilmeyen bir "harp hali" ilan Türkler, polisine 20 ocağa kadar bütün Kürt evlerinde arama yapma gibi yetkiler veriyor, başkentimizi kontralar, MİT, Askeri istihbarat, Özel timlerle dolduruyor..

Öte yandan kasap Türk Askerbaşı, Hükümetlerinin Başı Kerdoğan ve şurekası zafer kazanmış birer komutan edası ile halkımıza aba altından sopa göstermek için Amed'e doluştular, öldürdükleri bir aile babasının taziyesinde "isbat-ı vücud" eylediler.. Şu andaki baş sloganlarını, yani "PKK bizim Kürt vatandaşlarımızı temsil etmez" şeklinde formüle ettikleri cümleyi her yerde tekrarla, beyinlere kazırcasına haykırdılar. Peki Bay Kerdoğan, Bay Askerbaşı; madem onlar sizin has vatandaşlarınız idi, neden askerleriniz Gever'de, Şirnak'ta, Amed'de, Xarpêt'te silahlı mitingler düzenlediler? ABD'nin gözleri önünde yapılan bu kitlesel sindirme mitingleri danışıklı bir propanganda eylemi değil mi?
Türkiye herhalde ABD'ye lazım olacak..

Kürt Tarafı ise olayı önce beklemeye aldı. Ardından kısa bir süre sonra DTP ve Hak-PAR olayı şiddetle kınadılar. Daha sonra Barzani ve Talabani Amed'deki bu kanlı olayı birlikte kınadılar ve "bu eylem herşeyden önce Kürtler'i hedef almıştır. Bu açıklama ile aynı zamanda PKK olay ile ilgisi olmadığını bildirdi...

Şimdi iş biraz daha berraklaştı. Türkler hem halk ile gerilla arasında soğukluk yaratmak, hem de önümüzdeki mahalli seçimde AMED gibiş bir Kürt Kalesini zapt etmek için vantaj yaratmak istemişlerdir. Şu anda çamuru atmış bulunuyorlar. Yarın bir iki garibanı yakalayıp "itiraf" ettirdiler mi, tablo tamamlanacaktır.

Şimdi gelelim savaşın gidişatı ile ilgili bazı saptamalara..

1) Çok taraflı ve çok kirli bir savaş yaşadığımızı biliyoruz. Bunun için yineliyorum: Bu savaşta artık gözlemci yoktur. Gözlemciler Ankara'nın o kirli suyunu içtikleri günden beri kendilerine gelmiş değiller. Bundan dolayı "terörist" vs gibi suçlamalar bir kulağımızdan girip diğerinden çıkmalıdır. Şu anda hiç bir dünya gücünün kınamadığı bir Terörist güruh ile karşı karşıyayız. Bundan dolayı bize zarar vermeyen her eylem mübahtır. Bunun anlamı Amed dahil heryerde eylem yapılablir.

a) Eylem çok iyi keşif gerektirir. Asker'in yoğun olarak bulunduğu Kürdistan'da eylem doğrudan doğruya Aser, Özel tim, kontralar ve MİT'i hedefe oturtabilir. Sivillere zarar vermediği müddetçe planlama aşaması na geçilebilir.

b) Eylemden önce eylemin bildirisi büyük disiplin dairesinde hazırlanmalı, eylemin hemen ardından halka dağıtılmalı, aedından özellikle internet kullanarak bütün dünyaya eylem anlatılmalıdır.

c) Eylemciler (her kim iseler) çok iyi eğitilmeli, tıpkı Şiiler gibi davalarının kutsallığı kavratılmadır. Daha fazla yazamıyorum.

2) Kürdistan'da eylem yapacak olanlar ülkemizi "stajyer eylemciler alanı" olarak algılanmamalı, tam profesyonel olarak hareket edenlerin dışındakilere yer olmamalı.

3) Yalnız Kurtlar projesi hyerkes tarafından gözden geçirilebilir..

2008-01-05

Sirac Kekuyon (Bilgin)

2007-01-05




Gorusunuz