Türkler'den iki test

Türkler, direkt olarak Kerkük'le ilgili hesapları çerçevesinde iki testle Kürtler'i sınadılar. . Birincisi, Zaxo'ya doğru yönlerini çeviren ve "sınırın sıfır noktası"nda geliştirdikleri tank manevrası, ikincisi; Bedr Savaşçıları adlı şii grubun ağzından Kürtler'i Kerkük konusunda tehdit etmeleri.. Bu iki manevranın ikisi de hafife alınamaz.

Bu haberleri orta menzilli tanksavar silah alımı konusunun masaya yatırılması bizim tezimizi daha da güçlendiriyor. Bir internet saytından aldığımız haberin ilgili bölümleri alarak tahlilimize geçersek daha somut neticelere varırız. Haber şöyle:
"23 Kasım'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün katılımıyla yapılacak Savunma Sanayi İcre Komitesi'nin gündeminde ilk sıraya Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) ihtiyaç duyduğu askeri elektro optik keşif gözetleme uydusu ihalesi alındı.
........
Komite toplantısında ayrıca 54 adet genel maksat helikopteri ile Jandarma için düşünülen 12 adet keşif-gözetleme helikopteri ihalesinin iptal edilerek, yeni bir modelle ihaleye çıkılması planlanıyor. Toplantıda 80 orta menzilli tanksavar silah ve bunlara ait 80 füze alımı için de karar çıkması bekleniyor."

Şimdi bunları alt alta koyarak içerikleri itibarı ile okuyalım:

Zaxo yakınındaki "manevra" teşebbüsünü", aslında bir "tepki ölçer" araç olarak okudum. Okuduğum şekli ile test doğru idi ve Kürt Başkomutanlığı'nın emrindeki tanklar derhal olay yerine hareket etti, Türkler geri çekildi ve olay bitti. Peki yönlerini Zaxo'ya çevirmelerinin anlamı nedir? Dağlar öbür yanda. Fedailer de öyle. Mesela Haftanin'de bu manevrayı yapacaklarına, neden Zaxo'u seçtiler? Bu gayet açıktır. İki sebep sayılabilir:

-Birinci; Kürtler'in tepki vermekteki kararlılığı ölçülmüştür. Kürt Yönetimi "sınırın sıfır noktası"ndaki manevraya anında cevap vermiş ve tanklarını karşı pozisyona getirmişlerdir. Bu tepkiden sonra karşılıklı görüşmelerde bulunulmuş, Türk tankları geri çekilmişlerdir. Kürt birliklerinin duruşu, ufak da olsa bir kararlılık gösterisidir.

-İkincisi; dağları bombalamakla, asıl sorun olan Kerkük referandumu konusunda hiçbir sonuç alamayacaklarını biliyorlar. Sorunun ovada, bir istila denemesi ile çözümleneceğini onlar çoktan ve detayları ile hesaplamışlar ve bu konuda ders verecek kadar bilgi yüklü oldukları malumdur. Harekete geçmek için uygun zamanı veya bahaneyi, yani referandumun gerçekleşme ihtimalinin yükselmesini bekliyorlar. Şu anda arkalarına aldıkları AB ve ABD rüzgarını daha da saptırarak kullanacaklarını bilmeyen büyük bir yanılgı içinde olacaktır.

Türkler, bununla da yetinmeyip, yeni, dörtbaşı mamur terörist müttefiklerinden biri olan "Bedr Savaşçıları"nı da harekete geçirmişlerdir. Kürtler'i, Kerkük'ü bir kan gölü haline getirmekle tehdit eden bu çadır savaşçıları elbette güçleri nisbetinde harekete geçeceklerdir. Tabii ki bu tehdit de ters tepmiş, Kürdistan yönetimi Referandum'u verilen tarihte gerçekleştirmek için kararlı bir şekilde harekete geçmiştir: Fuat Mahsum'un, Kemal Kerkukî'nin ve Kürdistan ittifakının bu konudaki demeçleri ortadadır.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, 54 "genel maksatlı helikopter" alımından vazgeçerek, bunların yerine 80 anti tank silah ve bunlara ait füzeatar silah alımı konusunu kendi savaş makinaları nezdinde masaya yatırmaya hazırlanıyorlar. Bu tanksavarlar herhalde PKK'nin elindeki tanklara karşı kullanılmayacaktır. Amaç ne? İran'a karşı mı kullanacaklar? İran'ın bombalanması ve bu olayda Türkler'in yer alması isteniyorsa tanksavarların gerektiğinde bedava verileceği biliniyor. O zaman tek hedef kalıyor; Kürdistan Federe Devleti.. "Vaa mı bunun başka izahı" (sözün patenti Demirel'e aittir).

Ben baştanberi ihtiyatlı bir iyimserlik içinde idim ve böyle kalmaya devam ediyorum. Kürtler Kuzeyi ve Güneyi ile durumu görüyorlar. Ama içlerine Düşman tarafından ekilmiş olan o kuşku duygusu onları da ihtiyatlı olmaya sevk ediyor. Bu kuşku kesin bir şekilde ortadan kaldırılmalıdır. Kürt, Kürde silah sıkmama yeminini tekrarlamalı. Bu güven ortamı için yeni bir başlangıç olacaktır. Hiç unutmayınız, kuşku bir iken Düşman tarafından öyle ustaca yalanlarla süslenir ki bu kuşku ona katlanır. En ufak bir çatlağı dahi kullanarak bizi biribirimize Düşman haline getirmek onların en usta oldukları operasyonların başında gelir.. Bunlara fırsat verilmesin..

Son olarak bugün, AB'nin PKK'yi sert bir şekilde uyaracağı, Irak'a ise nota vereceği yolunda haberler gelmeye başladı. Bu tehditlere papuç bırakmak mümkün olmamalı. Ama bir tek istisna: Güney bütün kazanımlarını berheva edecek bir duruma da düşmemeli. Her şey büyük hesaplar gerektiriyor.

Kısacası Kürtler tümüyle büyük bir psikolojik baskı altına alınmış durumdadırlar. Acaba "Zo"ların dediği gibi "ya herru ya merru" diyerek toptan bir koz paylaşımına mı gidilecek? Düşman bizi buna mı zorluyor? 42 gün içinde göreceğiz..

Son bir not: Kimyasal Ali'nin cezası neden yerine getirilmiyor? Yoksa 182 Bin Enfal kurbanı insan sayılmıyor mu? Ortalığa bir Şii-Sun'i Arab itifakının kokusu yayılmaya başladı da soralım dedik. Hani 48 Şii köylüsünün katledilmesinden suçlu bulunan Saddam'ın cezası anında yerine getirilmişti.. Bir soralım dedik.

2007-11-19

Sirac Kekuyon (Bilgin)

2007-11-19




Gorusunuz