"PKK Silah bırak" ne anlama geliyor?

Son zamanlarda Başkan Barzanî'yi de işin içine katmaya çalışarak PKK'nin silah bırakması gerektiğini deklere edenlerin sayısında büyük bir artış görülüyor. Kuzeyli bazı örgütlerin ağız birliği etmişcesine Bu talebi dile getirmeleri ve Başkan Barzanî'yi referans göstermeleri ibret vericidir.

Önce Başkan Barzanî'nin bu konudaki sözlerine bakalım: "Eğer barışçı bir çözüm olursa, o zaman biz bu sorunun (PKK-Türkiye) çözümünde taraf olacağız. Fakat eğer askeri çözümden başka bir yol kalmazsa o zaman biz hiç bir şekilde taraf olmayacağız.."

Başkan Barzanî, "PKK'nin teröristliği konusunda ısrarla sorulan sorulara da aynı çerçevede cevap vermişti, şöyle diyor: "Eğer Türkiye kabul edilebilir ve uygulamaya başladığı bir çözüm (Kürt Sorunu'nun çözümü) getirirse ve PKK kendisinin de kabul edeceği bir çözüme rağmen silah bırakmazsa, o zaman biz de onları terörist ilan ederiz." Yani PKK'nin "teröristliğini" de bütün baskılara rağmen red ediyor ve çözüme kadar PKK'ye "silah bırakması" gibi bir öneride bulunmuyor.

Türk Devleti ABD'ye büyük bir baskı uygulayarak bilhassa PDK'yi PKK ile karşı karşıya getirip Güney'in istikrarını bozmaya çalışıyor. Böylece PKK ile PDK kanlı bir savaşa girişecek, her iki taraf da kan kaybedecek ve Kerkük Sorunu'nun çözüm aşamasını sabote edebilecektir. Başkan Barzanî ve PKK bunu gördüklerinden dolayı oyuna gelmemek için ellerinden geleni yapmaktadırlar.
Barzanî'nin yukarı aktardığımız ve veciz bulduğumuz şu sözü bundan dolayı çok önemlidir. Şöyle diyor yılların kurt politikacısı: "Eğer askeri çözümden başka bir yol kalmazsa o zaman biz hiç bir şekilde taraf olmayacağız.."

Bunun anlamı su götürmez bir şekilde şudur: "Siz veya bir başka güç, bizi PKK ile çatıştıramazsınız.. Silahlı çözüm arıyorsanız, PKK Kuzey'dedir. Buyurun orada savaşın!" İşte el-Cezire TV'sine verdiği bir cevap: "Türk devletinin PKK'ye karşı savaşın dayatmalarına karşı Kürtler arası bir savaşa asla izin vermeyeceğiz". Barzani ''Kürt-Kürt savaşına asla izin vermem'' dedi. İşte CNN İnternational'e verdiği cevap: ''PKK kontrolümüzün dışındaki bölgelerde barınıyor. Dohuk, Süleymaniye ve Erbil gibi şehirlerinde ve hatta köylerinde bile yoktur. Hiçbir karargahları bizim olduğumuz yerlerde değil. Biz PKK'nin çıkarılması konusunda Peşmerge'nin zor olan bölgelere gönderilmeyeceğine dair düşüncemizi Amerikalılara açık bir şekilde illetik. Bu bölgeler kontrol altına alınamayan bölgelerdir"

PKK'nin 'terörist bir örgüt' olmadığını söyleyen Barzani, "Ama eğer Türkiye, sorunların çözümü konusunda bir barış yolu önerirse ve PKK bunu reddederse PKK'yi terörist bir örgüt olarak tanıyacağım. Ancak şimdi değil" diyor. Başkan Barzanî kısaca:

-PKK (şu anda) terörist değildir,

-Silahı ancak Türk Devleti belirli şartları yerine getirirse bırakmalıdır.

-Bu şartlar şöyledir: Türkler, Kürt Sorunu konusunda kabul edilebilir bir çözüm önereceklerdir. Bu çözümü derhal anayasal güvence altında uygulama alanına sokacaklardır. "Uygulamasız çözüm, çözüm değil, aldatmacadır anlamına gelir bu."

Başkan Barzanî bu kadar net iken hiç kimse olayı çarpıtmasın..
Silah bırakma talebi ABD'den, Irak Hükümeti'nden, bazı Kuzeyli Liderler'den, Türk Devleti'nden ve Kuzeyli bazı örgütlerden geliyor. Oysa Barzanî'nin bu konudaki duruşu oldukça net ve kürdistanidir. Akıllı ve ulusal bir Kürt Politikacı, en sıkıntılı anında bile uzun vadele vizyonunu bir kenara itmez. Ama bazıları miyoptur. Hiç bir gözlük onlara uzağı göstermez.
Şimdi gelin de durup dururken, hiç bir şarta bağlı olmadan öngörülen bir silah bırakma talebi nelere yol açar, biraz da bunu açalım.

Birincisi: Kuzey'in de kurtulması için çalışmak, başlayan bir süreci bir şeylere kurban etmek veya Türk'ün böğürmelerine papuç bırakmak politika değildir. Düşman'ın bizi yok etmek için silah şakırdattığı bir bir zaman kesitinde süratli düşünme gereği kendisini dayatır. Bu anlamda PKK'nin silah bırakması, ki imkansızdır, Kuzeyli halkımızı arkadan hançerlemek, moralini paramparça etmek demektir. Tam tersine "silah bırak" çağrısının yerini "haydi Kürt milleti vatan savunmasına" şiarı ile katılım sağlamak, bulunduğu ortamda elinden geleni yapmak almalıdır.
İkincisi: Vatan savunması uğruna en büyük acıyı çekmiş, Köyleri yerle bir edilmiş, Licê ve Şirnaq gibi şehirleri bombalanmış, ŞEHİTLER vermiş, ekonomisi, sosyal yapısı alt üst edilmiş olan Kuzeyli halkımız'a "silah bırakılsın" dersen anında belanı bulacağının resmidir. Şu anda geri dönülmez bir şekilde "Berxwedan Jiyane" ilkesine sahip çıkan insanlarımızı moral bozukluğuna uğratmaya çalışmak hiç bir Kürd'ün çıkarına değildir.

Üçüncüsü: Türkler defalarca açıkladılar: "Bizim hedefimiz PKK değildir. PKK bir bahanedir. Asıl hedefimiz Güney'de oluşmakta direnen devlet yapısıdır ve o devletin temel direği olan Kerkük'tür.." PKK olmasaydı başka bahane bulunurdu, hem de çok daha kanlı..

Dördüncüsü: Kerkük konusu muhakkak gündeme gelecektir, hem de en yakın zamanda. Böylesine belirleyici günlerde, sebep ne olursa olsun, Kürt Milleti'nin PKK gibi oldukça iyi eğitilmiş bir güce ihtiyacı büyüktür. İhtiyaç Güney'de hasıl olmasa da Kuzey'de belirleyicidir. Herşeyin bir karmaşaya döndüğü tamamen düzensiz bir savaşta, Türk'ü arkadan sarabilecek olan PKK fedai savaşçılarının günü geldiğinde neler yapabileceğini hepimiz görebiliriz. 7'den 77'ye kadar bütün Kürt Gençliği bu belirleyici günlerde elinden gelen herşeyi yapmalıdır.

Ben bu aşamada ancak bunları yazabiliyorum. Umarım bu görüşler düşünülür..

2007-11-06

Sirac Kekuyon (Bilgin)

2007-11-06




Gorusunuz