On Gün..

Türk'ün ne halt edeceği on gün içinde belli olacaktır. Hazırlıkları tamam. Kürt Ulusu olarak biz de hazırız! Savaşta pek çok alanda partizanca bir mücadele yürüteceğimize göre bu alanlarda ve giderek cephe savaşında boylarının ölçüsünü alacaklardır. Evet, bu süreçte çok lüzumlu olan psikolojik savaşı çok iyi yürütüyorlar. Fakat hepsi bu! Bizim TV'lerde hala analizler falan var, ama olsun.. Kürtler, biraz zamansız da olsa, en iyi bildikleri işi yapıyorlar. Hem bu, Türk Askerbaşı güruhunun Kürt Liderliği tarafından, bilimsel anlamda, çok iyi takip edildiğini gösterir.

Türkler tarafından organize edilen masraflı gösteriler, "kahrolsun"lu mitingler, ağzı bozuk devşirme liderlerin salyalarını akıta akıta, etik değerlere boş vererek Kürt liderlerine ettikleri küfürler, uzun vadeli bir savaşın içinde olduğumuzun göstergesi değil mi? Bakınız (kendisine it demiyorum, çünkü it bu heriften bin kat şereflidir) Türk Hükümeti'nin bir üyesi olan kokuşmuş, uygarlıktan nasibini almamış olan yaratığın teki, Cemil Çiçek denilen unsur ne diyor:

"Bu itinizi, köpeğinizi doğru dürüst bir yere hapsetmezseniz bir daha zarar vermeyecek tarzda, bakın zaten bu bölge istikrarsız zaten bu bölgede bir kaos var bunun sorumlusu Türkiye değil, dünyayı içinden çıkılmaz bir hale getirirsiniz bizden günah gitti."

Bu kokuşmuş devşirme unsur, it diye (haşa) Barzani'yi kast ediyor.. Ömürleri sahtekarlık, yalan dolan içinde geçen bir davar sürüsünün çobanı olmak onu çok gururlandırmışa benziyor.. Onu kaderi ile başbaşa bırakıyor, Barzaniler'in tarihini okumalarını tavsiye ediyorum (tabii ki okuma-yazması varsa)..

Saldırıya hazırlanan pislik sürüsünün oluşturduğu devletin başı Gül ise;" istiklâl mücadelesindeki gibi birliğe ihtiyacımız var." Bak bak bak! Kendi kaderini tayin etmek için çırpınan Kürt Milleti bu heriflerin gözlerinde o kadar büyük ve güçlü görünüyor ki, bu büyük güce karşı savaşmak için milli birliği ve seferberliği şart koşuyorlar.. Askerbaşı ise asma-kesme uzmanı kesilmiş, uluyup duruyor.. Ne iğrenç yaratıklar.

Gelelim meseleye biraz daha yakından bakmaya:

Türkler, tabii ki sadece bize karşı böğürmüyorlar. Onların hedefi ABD'yi dize getirerek kendi taraflarına çekmek veya savaşta tarafsız kalmasını sağlamaktır. Şer cephesi; İran, Suriye ve Iraklı bazı Araplar'la şövenizm temelinde birlik içinde hareket edeceklerini ilan etmeleri ise hiç de yabana atılamayacak tezler üretmeye uygundur. Hükümetlerinin başı Kerdoğan'ın AB'ye ve ABD'ye alçak sesle de olsa yönelttiği salvo atışları da okunmaya değer.

Fazla uzatmadan ABD'nin başlamış olan bu kirli savaşta hangi pozisyonda olabileceğini hesaplayarak bazı sonuçlar çıkarmaya çalışacağım. Bence şu seçenekler öne çıkıyor:

-ABD, Kürtler'i bir tarafa bırakıp Türkler ile birleşerek PKK'ye karşı harekete geçerler.. Bu teorinin uygulanma kaabiliyeti, Barkey'in sarfettiği bazı sözlere karşın, oldukça zayıftır..

-ABD, saldırıya seyirci kalarak; "aman yapmayın etmeyin" gibi anlamsız uyarılarla, güya arabuluculuk yapacak, ama özde Türkler'i destekliyor olacaklardır.. Az bir ihtimal de olsa, sınırlarında mutabık kalınmış bir harekat için, tamamen iyimser bir düşünce sistemi içinde, bazılarına mümkün gibi görünüyor. Fakat bu durumda ABD'nin, Irak'a müdahaleyi Kürtler'in başını belaya sokmak ve trilyon doları bulan masrafla gerçekleştirdiği işgali, Türk Devleti'nin gül hatırı için yaptı gibi oldukça acaip bir durum ortaya çıkar.. Pek ihtimal dahili görünmüyor.

-ABD, Türkler'e sınırlı, Irak'ın istikrarını bozmayacak kısa süreli bir savaşa izin verebilir. Bu ihtimale Türk Askerbaşı şiddetle karşıdır.. Böylesi bir olasılığa mahkum olmak, Türkler'in hiç bir şekilde düşünemeyecekleri bir karabasan olacaktır. Sınıra yığdıkları 200 Bin askerleri, tankları, topları, zırhlı araçlarına karşın süklüm-püklüm geri çekilmeye hiç bir general izin veremez. Aksi takdirde ordularının içinde isyan çıkacaktır.

-ABD sadece nokta operasyonlarına izin verebir. Bu operasyonlar, belirli noktalara indirme ve uçak bombardımanı şeklinde olacaktır. Bu plan Türk Askerbaşı'nı asla tatmin etmez.

-ABD perde arkasında, müdahale konusunda Türkiye'yi oldukça sert bir şekilde uyaracaktır. Bu durumda;

a) Türkiye kararlılığını sürdürerek, İran'la birlikte harekete geçebilir, ki bu, ucu III. Dünya Savaşı'na kadar uzanan bir süreci başlatabilecektir. En aşağısından küçük çaplı bir dünya savaşı..
b) Türkiye geri çekilir. Bu ise iç felaket demektir..

Bu durumda;

"10 Gün"de yukarıdaki senaryolardan biri hayata geçecektir. Biz Kürt Milleti olarak, arada hiç bir çatlak bırakmadan tek yumruk olacağız. Öncelikle bu savaşta yalnız olduğumuzu hesaplayarak hazırlanacağız. Bunun için birlik şarttır. Ulus olarak yaşamamız birliğimize bağlıdır. Bu birliği bozucu unsurların seslerini EBEDİYEN kesmek Kürt Yurtsever/Milliyetçi kesiminin boynunun borcudur.

Barışçıyız. Sonuna kadar barışçı çözümün kapılarını zorlayacağız. Düşman bu duruşumuzu zayıflık olarak algılamasın! Günü bugündür! Kürt Milleti dimdik ayaktadır! Bu ölüm kalım savaşında Kürdistan düşmana mezar olacaktır. Düzensiz savaş, öyle fiyaka satmaya, "bayramlarında" kılıç kuşanmaya benzemez.. Bay askerbaşı ve takımı! Sizi askerlerinizin ön saflarında savaş alanında bekliyoruz.

2007-10-30

Sirac Kekuyon (Bilgin)

2007-10-30




Gorusunuz