Sn Rojhat Badikî'ye Cevap

Zatınız hakkındaki referanslar, oldukça sağlam bir Kürt Yurtsever'i olduğunuzu gösterdiğinden size bu satırları yazma gereği duydum. Lütfen yurtsever duygularla ve arkadaşlık ilişkilerini bir tarafa bırakarak cevabi yazımı okuyunuz..Umarım bir noktada buluşuruz.

Sayın Badikî, siz benden alıntılanan bir tek cümleye dayanarak uzun sayılabilecek bir yazı yazmış, Diyar-Dilovan vs adları ile Êdîler hakkında duyduğu en ufak bir "müslüman yanlışlığını" sürekli bir şekilde istismar ederek Kürtler arasına bilerek veya bilmeyerek ayrılık tohumları eken birini savunma yolunu seçmişsiniz. Elbette naçizane Ben, ne yazacağınızı dikte etme niyeti ile kalem oynatacak biri olamam. Hem böyle bir niyetim olsa bile buna gücüm yetmez. Böylesi bir duruş takdir edersiniz ki meczuplar hariç kimseye yakışmaz. Ama sizin yurtseverliğinizden kuşku duymayan biri olarak size gidişatı özetlemek igiyacını duydum. Umarım faydalanırsınız.

Benim bu olayda bütün endişem Güney Yönetimi'ni güç durumda bırakan bir yazı ve yazıyı tamamlayıcı başka notlardır. Sizin kafanızda bu satırlara karşı "Güney'in Avukatı mısın?" gibi bir düşünce boy verebilir. Bu tabiidir.. Ama Güney'den yükselen bazı sesler, her Milliyetçi ve yurtsever Kürd'ün bu "avukatlığa" doğru çizgide soyunmasını emrediyor.

Son dönemde Dilona'ın fitili ateşleyen iki yazısından bazı alıntılarla yazıma başlamak zorunluluğu hissettim, Şöyle:
"Bakınız 14 şubat´ta şexanda müsülman kürdler ÊZÎDδleri katletmek istediler....."

"TERÖRİSTLERİN işine yarayan benim tutumum değil, allahu ekber deyip Êzidileri üzerüne saldıran Müsülman Kürdlerdür!!!

Dolayısıyla ben bir yurtsever Êzidi olarak, bu katliamı kınamak hakına sahip olduğumun kanaetindeyim, sız ne dersiniz???"
"MÜSÜLMANLAR ÊZÎDΰLERI KATLEDYYOR!!!!

Dün 22.04 07`de Musul yakinlarinda Êzidîlerin-de içynde bulundu?u bir ütübüsü durdurarak içyndeki yirmi bir (21)Êzîdî`yi dy?aryya çykartarak barbarca ve Allah u ekber sesleri e?li?inde, otomatik silahlarla taradylar..."
Yslamiyetin Kür İslamiyetin Kürd Halky için ne kadar telikeli oldu?unu görsün herkes!!!!

Bütün bunları üst üste koyarak ve kendinizi Güney Yönetimi'nin yerine koyarak muhakemede bulunun. Sizin kişi olarak bana karşı bir ön yargınız olup olmadığını bilmiyorum. Ama bu iddialar ve diğer bazı kişilerin Güney'i güç durumda bırakan demeçleri, başta PDK ve YNK olmak üzere derinden rahatsız etmiştir. Bunu yakından biliyoruz. Ayrıca Sn Mîranî'nin konuşmasındaki şikayetlerine Dilovan gibi serbest atış yapan herkesin katkısı vardır.

Sayın Badikî

Birakujî Süreci'ni ben de bizzat orada iken yaşadım. PKK'li insanlarımızdan oluşan bir barış heyetinde ben de tek bağımsız insan olarak bulundum. Bazan sert tartışamalarımız, defalarca Süleymaniye-Selahaddin arasında git-gellerimiz oldu. Ama barışı sağlamayı başaramadık. Çünkü o sırada bütün çevre istihbarat örgütlerinin baskısı, desinformasyonları, provokasyonları gırla gidiyordu. Yani Ben bir kaç insanımızın toplantısı yerine fiili olarak orada mekik dokudum. Ama o günün şartlarında olmadı. Güneyli Partilerimiz Sonradan. o günlerin özeleştirisini inandırıcı bir şekilde yapmış ve şu anda sevindirici bir noktaya gelmişlerdir.

Benin Avrupa'da sahip olduğum imkanlar yoktu. Her şeyimi ulusumun kültürünü araştırmaya, ulusal değerlerimizi korumaya adamış bulunuyordum/bulunuyorum. Yaptığım dev Zarathuştra (Zerdüşt) araştırması sonucu yazdığım kipatlardan biri şu anda Amerikan Kongre kütüphanesinde duruyor. Bu araştırma pek çok İngilizce ve başka dillerdeki Site'larda sürekli tartışılıyor ve sonuçlar çıkarılıyor. Barzani adlı araştırmam da konusunda tek kitap olarak kabul ediliyor ve başvuru kitabı olarak tavsiye ediliyor. Newroz araştırmam, sadece İnternetteki sayfamda yayınlandığı halde onlarca site'da olduğu gini yayınlanmış ve tartışılmıştır. Ayrıca tarih araştırmalarım da gittikçe derinleşerek devam ediyor.

Fakat yine de ulusal mücadeleye bir nefer olarak katılmak için PKK Lideri Abdullah Öcalan'a başvurmuştum. Bahar aylarında geri dönecektim (1997). Sırt çantamı, lüzumlu bazıu eşyaları hazırladığm halde hiç çağrılmadım. Herhalde Sirac Bilgin gibi, hayatının tümü Kürt Davası ile yoğrulmuş birini PKK kaldıramıyordu. Yani eğer Sirac Kekuyon (Bilgin) hakkında yazı yazacak idiyseniz, size yakışan tam bir araştırma yapmaktı..
Diyar Aydın'ın "ajanlığı" sorununa gelince..

İnsanları ajan olarak nitelemek elbette öyle kolay olmamalı.. Böylesi bir damga eğer havada kalmışsa insanların vicdanında onarılmaz yaralar açar, ulusal davaya da zarar verir. Hele "ajan suçlaması" bir alışkanlık haline gelmişse bunu sahibine sormak ve delillerini istemek gerekir. Bay Aydın'ın resmi Türk Ajanı olduğunu iddia etmek, elbette ancak MİT ile tatlı ilişkileri gerektirir, ki böylesi ilişkileri olanlar ajanları teşhir edemezler. MİT buna müsaade etmez. Ajanlarını teşhir ettirmez.

O halde bizim derdimiz ne? Neden bu kadar fevri davrandık? Evet, tezimizi, sizinde dediğiniz gibi daha somut olarak formüle etmemiz gerekliydi. Ama sonuçta sizin de Dilovan'ın çok eskiden beri WP'yi kullanarak 'Ezdî-Müslüman" ayrılığının tohumlarını ekmeye çalıştığını görmek için üstün körü bir yazı taraması yapmanız yeterliydi. Biz ise daha dikkatli olsaydık, elbette "Türk Ajanı" tezi ile değil, bu zatın, çok ama çok toreranslı davranarak, Türkler'in stratejik hedeflerine uygun davrandığı, yazdıklarının Türkler için paha biçilemez olduğunu göstermeliydik. İşte bunu yapabilirsek, Dilovan Hakkında 1970'li yıllardan beri kullandığımız "objektif ajan" tezine varacağımıza inanıyorum. "Objektif ajan" deyiminde çoğu kez veya tamamiyle bilinçli bir ajanlık söz konusu değildir. Bazan kafada şekillenen bir şablon, bazan Êzdîler-Müslüman Kürtler ayırımının yerleştiği yeni kafa yapısı söz konusu olabiliyor.

Yazdıklarını şöyle bir tahlil ederek çıkarsama yaparsak, daha sağlam bir sonuca varmış oluruz, Şöyle yazıyor Dilovan:

"müsülman kürdler ÊZÎDδleri katletmek istediler.." Bu cümlede yer alan ana fikri tahlil edelim: Bir tarafta Müslüman Kürtler vardır ve Êzdîler'e saldımakta ya da saldırmak için fırsat kollamaktadırlar. Çünkü söz konusu Zat, "Êzîdî Kürt" demeye bile bile tevessül etmiyor.Êzdîler onun sunduğu cümlede ayrı bir halk grubu gibi sırıtıyor.. Bu ise Özgür Kürdistan yönetiminin referandum programına aykırı bir duruştur. Birliği bozucudur.

Şöyle devam ediyor: "TERÖRİSTLERİN işine yarayan benim tutumum değil, allahu ekber deyip Êzidileri üzerüne saldıran Müsülman Kürdlerdür!!!" Yazar burada da aynı duruşu sergiliyor ve Êzdîler'i Kürt Milleti'nin dışında tutuyor. Dikkatle ve arkadaş hatırını gözetmeden bu cümleyi tahlil ediniz. Başka bir sonuç çıkarmak mümkün mü? Buna hala onay veriyor musunuz?

Notuna devam eden Dilovan artık tamamen zıvanadan çıkmış bir durumda; "Dolayısıyla ben bir yurtsever Êzidi olarak, bu katliamı kınamak hakkına sahip olduğumun kanaetindeyim, sız ne dersiniz???" şeklinde bir belirlemede bulunuyor.

"Ben bir Yurtsever Êzdî olarak" belirlemesi bana şimdi Zazacılık ve alevicilik yapan bir Zat'ın belirlemelerini hatırlatıyor. İnsan ya Yurtsever bir Kürt olur, ya da Kürt olmayan bir şey.. Dilovan hiç bir kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde"Yurtsever bir Êzdî" olmayı tercih etmiş.. Lütfen zorlama yorumlara, "şunu kastediyor" gibi soyut anlam yükleme teşebbüğslerine girişmeden, somut cümleye bakınız..
Dah ilerde ise bu kez "MÜSÜLMANLAR ÊZÎDΰLERI KATLEDYYOR!!!!" diyerek bu kez tüm müslümanları aynı kefeye koyuyor, Kürt Milleti'ni de buna kurban ediyor..

En nihayetinde ise taşı tam gediğine koyuyor: "İslamiyetin Kürd Halkı için ne kadar telikeli oldu?unu görsün herkes!!!!"

Artık İslamiyet tümüyle hedeftedir. İşin garibi burada Kürd Halkı'na sesleniyor..

Şimdi bir müslüman Kürt çıkıp: "Ey ahali, Êzdîlik Kürt halkı için tehlikedir" derse öyle sanıyorum ki Dilovan, tezi ıspatlandığı için sevinecektir. Bir Kızılbaş Kürt çıkıp aynı şeyleri hem müslümanlar ve hem de Êzdîler için söylerse sonuç yine felaket.. Kakeiler, Şii Kürtleri, Şiiler Diğer tüm Kürtler'i, Hristiyanlar Müslüman ve eski Kürt dinlerine mensup olanları hedef gösterirse sonumuz ne olur?

Özgür Kürdistan Yönetimi'nin Kürdistan'daki dini inanç bahçesinde birliği oturtma uğraşında çok hassas olduğu bu dönemde, böylesine ayırımlar kime hizmet eder? Referandum'un kapıda olduğu bir sırada Düşman'ın bütün gücü ile birliğimize saldırdığı, Irak'ın içinde işbirliği yapacağı odakları sağlamlaştırdığı bu zaman kesitinde reva mıdır bunlar?
Sayın Badikî

Ben kimsenin geçmişi ile ilgili değilim. Dolayısı ile Dilovan dün ne yapmış bu sadece düz bir çizgide ilerlediğinde konuşulabilir. Hele bir insanı sırf arkadaşınız olduğu ve geçmişinin temiz olduğunu bildiğiniz için savunmanız bence Kürt Milleti'nin İstiklal Mücadelesi ve Harbi verdiği bir süreçte izahı zor bir duruştur. Geçmişte Hapishane hayatında kahraman olarak boy veren bazı insanların şimdi Türk sistemi içinde yer aldığını biliyor olmanız gerekir. Sevgili Şehit Hemşerim Harun'un ise yıllarca MHP militanliği yaptığını da biliyoruz. Kısacası, geçmiş geleceğin aynası değildir. Bu sizin arkadaşınız için de geçerlidir.

Size kendi ailemden örnek vereyim. Benim ailemde PDK-Bakur'dan, PKK'den insanlar da var. Bunların bir kısmı duruşları ile uyuşmayan bağımsız yürüyüşümden dolayı benimle ilişkiyi kesmiş durumdadırlar. Yani Kürdistan Ulusal Mücadelesi'ne bakış açısı, benim ailemde, bırakın arkadaşlık bağını, aile bağını bile aşmıştır. Dilovan'ın "din ve imanı Dayık Niştimandır" diye bir belirlemede bulunmanız, onun yukarıdaki cümleleri ile taban tabana zıttır. Bunu görmenizi dilerdik.

Sonuç olarak WP Site'ında hiç kimseye layık olduğu muamelenin dışında bir muamelede bulunulmamıştır. Dayık Niştiman'ı din ve iman bilenler, Dayık Niştıman'ın birlik programını, referandum hedefini sabote etmezler. Hem siz çok kolaylıkla WP'ye sert eleştiriler yöneltirken, Rizgarî'nin bana karşı başlattı sözde linç harekatında Foruma Türk ajanlarına cirit attırdığını veya bu ajanların yazılarını hiç bir şeref ve haysiyet kavramını gözönünde tutmayarak yayınlamasına susuyorsunuz.

Sayın Badikî

Bu mudur sizin hakkaniyet anlayışınız? 63 yılı geçen ömrünün çocukluk yılları dahil tümünü Kürt Milleti'ne adayan, 1950'li yıllarda ailesi ile birlikte geri döndüğü Kuzey'de yaprak kıpırdamazken fırtınalalar estiren, Musa Anter'in deyimi ile sıfırın altında 30 dan (ki ben buna ölü toprağı serpilmiş bir uyku hali diyorum) sıfın üstüne çıkaran bir avuç insandan birine reva görülenleri hiç mi umursamıyorsunuz? Gerçekten yazık..

Bu belirlemelerin ışığında durumu yeniden gözden geçireceğinizi umuyor, saygılarımı sunuyorum.

2007-05-03

Sirac (Bilgin) Kekuyon

2007-05-03




Gorusunuz