Yalanlar, gerçeğin ışığında çabuk erirler

Siyasi gündem, hele savaş şartlarının hüküm sürdüğü Ortadoğu ve onun kalbi Kürdistan'da siyasi siyasi gündem, 24 saatte bile çok şey konuşulacak kadar değişebiliyor. Evet, şu son 48 saate bir bakınız, PS alanında, Türk iç politikası alanında, Müttefikler bazında neler cereyan etmedi ki? Yalanlar, Türk Laiklik Mitingi, İç siyasetlerindeki güreş başdündürücü bir hızla isitikrarsızlık üstüne istikrarsızlık doğuruyor..

Şimdi Kürdistan açısından doğru gündemi yakalayarak konuşalım..

Siyasette ipin ucunu kaçıran Türkler, PS alanında, artık çok aptalca yöntemlere başvurarak, Başkan Barzani'nin indirdiği şamar sonrası böbürlenmelerinin neredeyse fos çıkmasını içlerine bir türlü sindiremiyor, durgunluklarına gerekçe arayıp duruyorlar. Irak'a verilen nota sonrası Kürtler'in neredeyse teslim olacak kadar korkup sindiğini, bundan dolayı gelişmeleri beklemekte olduklarını, kabadayılığı elden bırakmadan, gazetelere fısıldayıp duruyorlar. Güya Büyükanıt'ın naralarının ve notanın "şiddeti"nin Kürtler'i korkutup hizaya getirdiğini, bunun için belki de bir operasyondan vaz geçilebileceğini ıkınarak, sıkınarak, ama kendi ağızlarından değil, gazeteler vasıtasıyla Türk kamuoyuna bir zafer edası ile, Kürt Kamuoyu'na ise yeni bir tehdit boyutunda "çıtlattılar".

Peki malum nota sonrası gerçekte neler cereyan etti, neler konuşuldu, hangi temaslar gerçekleşti, ona bir bakalım:

-Irak Meclis Başkanı Muhammed Meşhedani, "Komşu ya da başka bir ülkeden her kim Irak'ın içişleri karışmaya kalkarsa, hiçbir müdahaleye izin vermeyeceğiz. Daha önce de olduğu gibi dışarıdan uzanan eli keseriz. Bugün olmasa yarın kesilecektir. Buna komşu ülkeler de dahildir" deyiverdi.. Bu elbete "el cerrahisi dalına giren" teknik bir terim olarak algılanamaz.. Bu sözler yaralı da olsa Irak'ın, Irak Halkı'nın bir canavara cevabıdır ve onur denilen bir kavram varsa onun bütün unsurları ile yüklüdür. Sağol Meşhedani!

Neçirvan Barzani ise 14 Nisan'ın Enfal günü olarak ilan edilmesi dolayısıyla Kürdistan Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada: "Biz Kürdistan'da yıllardır bölgenin istikrar ve barışın faktörü olmaya çalıştık. Bundan dolayı, Türkiye'nin, hangi sebeple olursa olsun, Kürdistan bölgesinin içişlerine karşımaya hakkı yoktur. Daha önce, sorunların çözümü konusunda Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile İstanbul'da bir görüşme planladık, ne yazık ki bu görüşme iptal edildi." PKK sorunu askeri yöntemlerle çözümünün mümkün olmadığını savunan Başbakan Barzani; "Bu sorun ancak siyasi yöntemlerle çözülür" dedi (PukMedia'dan).

Türkler başbakan Neçirvan'ın bu konuşmasını "Kürtler paniğe kapıldı" şeklinde sunmaya büyük bir özen gösterdiler. Ama gerçek yukarıdaki alında olduğu yansıyor. Bu konuşmada geri adım sezen varsa beri gelsin.. Ne PKK konusunda ne de Savaş tehdidi konusunda bir geri adım yoktur. Aynı şeyleri Adnan Müftü de tekrarladı..

Öte yandan Irak Meclisi Başkanlık Divanı da aldığı bir karar ile Kürtler'in yanında olduğunu beyan etti.

Bu arada sürpriz bir gelişme de Londra'da yayınlanan Şark el-Aswad gazetesinde ortaya çıktı. ABD'nin Eski Başkanı Bill Clinton bu gazeteye verdiği demeçte, Türkler'in hiç duymak istemedikleri şu düşüncelerini dile getiriyor: "Amerika lrak'taki güçlerini Kürdistan'a ve Kürdistan'a yakın bölgelerde konuşlandırmalıdır"."Kürdistan bölgesine konuşlandırılacak ABD güçlerinin Türkiye'nin bölgeye girmesini engelleyecek ve Kürtleri yabancı güçlerden korumasında etkili olacaktır". "Türkiye her ne kadar geçmişten beri müttefikimiz olsa da, ancak Türkiye'ye lrak topraklarına girmesine izin verilmemelidir. Türkiye'nin lrak'a girmesi, bölgeye felaket getirir" Eh, "de buyur da buradan yak!"

Demeçler ard arda patlarken diplomatik temaslar da kesilmedi. Türk Tarafı Washington'a bir dışişleri çalışanını göndermişti. Bundan hala ses seda çıktığı yok.. Eğer Başkent'in kriminallerle dolu bazı semtlerinde kaybolmamışsa, bu sessisliği destek yerine ancak nasihat aldığını gösterir.

Kürdistan'da ise ABD'nin yeni Irak Büyükelçisi Başkan Barzani'yi ziyaret ederek çok verimli geçtiği bildirilen bir görüşme yaptı. Kapalı kapılar ardında cereyan eden diğer temasları bilmiyoruz. Ama AB'nin durumu çok dikkatle takip ettiği kendi beyanları ile ortada..

Sonuçta dün iki Skorsky helikopteri Zaxo'dan Haftanin'e kadar bütün sınırı "teftiş" etti. Bu gün ise Habur sınır kapısında, mazot bittiği için olsa gerek, bekleyen Türk tankları yakıt için ödenek çıktığından dolayı mazot ikmalini yaparak Zaxo'ya çekildiler.. Şimdi, bu tankların ne zaman Kayseri'nin ötesine kaydırılmasına başlanacağı merakla bekleniyor..

Durum şimdilik özetle böyle. Türkler şu anda iç sorunlarına kitlenmiş durumdadırlar. Kürtler elbette "sarı alarm"ı sürdüreceklerdir.

2007-04-15

Sirac (bilgin) Kekuyon

2007-04-15




Gorusunuz