Türk Her alanda faaliyette-I

Türkler Güney üstüne yoğunlaşmalarını gün geçtikçe arttırıyorlar. Şu anda dört yoğunlaşma alanını taktiksel anlamda doğru ve effektif kullanmaya çalışıyorlar:

1) Diplomasi alanı: Bu alanda bir yandan var güçleri ile ABD'ye yüklenirken, öte yandan da Arablar ve Farslar'la dirsek temasını aşan bir pozisyon üstünde çalışıyorlar. Burada amaç ABD'yi Kürtler konusunda taviz verecek bir noktaya getirmektir. ABD bir kere taviz verdi mi bu, Başkan Bush'un zayıflığına yorumlanacak ve böylece kendileri olmadan Irak Sorunu'nun çözülemeyeceği "gerçeğini" daha kolay haykırabileceklerdir. Ama, eğer Washington taviz vermemekte itiraz edecek olursa bu kez Ortadoğu'daki anti-demokratik bütün rejimleri ardına takarak Irak'ta destabilizasyon yaratmak için bütün olanakları kullanacaktır. Bu alanda kendilerine yardımcı olmaya hazır çelişkili iç milis ve teröristler oldukça kalabalıktır.

2) Propaganda alanı: Türkler'in propaganda alanı su yüzünde fazla görünmeyen iç çelişkilere rağmen, Güney söz konusu olduğunda derhal birleşiyor, Kürtler'e aba altından sopa göstermek suretiyle kendi hedef kitlelerinin moralini yüksek tutmaya çalışıyor, onları bir sava hazır hale getiriyorlar. Ayrıca dünyanın her tarafındaki basında kendi lehlerine yazılmış olan satırları tarıyor, para ile demeç veren etkili olduğu sanılan kişileri konuşturarak ketlelerine moral şırınga etmeye çalışıyorlar.

3) Bir alan olarak psikolojik üstünlük sağlama çabası: Türkler bu alanda,

-Devletlerinin ne kadar "modern", Kürtler'in, Lider düzeyinde ne kadar "ilkel" olduklarını hedef kitlelerine ve aklı Kürdisani bir alana tesadüfen kilitlenmiş zayıf kişilikli Kürtler'e yutturmaya çalışmaktadırlar. Bundan dolayı Güney yönetimi yerine "Aşiretçi liderlerin sözde devleti" deyimini tercih ederler. Liderleri hep çift olarak "Barzani-Talabani" olarak ve sözde küçümseyerek dile getirirler.

-Güçlü Türk Devleti harekete geçtiğinde Tüm Ortadoğu'yu hizaya getirebilecekleri sanısını hedef kitlenin kafasına bir çivi gibi çakmaya çalışırlar. Buna bir örnek: Başkan Barzani cuma günü verdiği bir demeçte; "Eğer Türkiye ve İran bize salrırırsa karşı koyacağız" demişti. İşte bu demeç Türk görsel basınında; "Barzani çizmeyi aştı!", "Barzani haddini aştı!" gibi tam Türk'e yakışır bir terbiyesizlikle verildi.. Peki be adam, senin devletim dediğin jenosidci yapı saldırdığında karşı taraf ne yapmalı? Xulam gibi dikilip "Sen haklısın axam", "beb ettim sen etme axam" mı demeliydi? Eski Kürt'le yeni Kürd'ü karıştırmamanı tavsiye ederiz bay ve bayan "gazeteci!" Yeni Kürt elbette yurdunu savunacak, gözünü de oyacaktır!'

-Kürtler'in devlet kurmalarını veya Kerkük'ü meşru zeminde Kürdistan'a bağlama çabasını neredeyse "casus belli" ya da "savaş sebebi" sayacak kadar psikolojik hakimiyet sanısını tırmandırmaktadırlar. Ama ABD Yetkilileri hiç bir kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde kararlarını bildirdiler, Şöyle; "Türkiye, Kerkük konusunda sadece görüşünü bildirebilir" (ABD Dışişleri Bakanlığı Irak Koordinatörü David Satterfield ve Holbrooke).

4) Beşinci. Kol faaliyet alanı: 5.Kol'un görevleri ile kontr-gerilla, MİT, JİT, Özel Harp Dairesi gibi örgütlerin faaliyet alanlarını biribirine karıştırmayalım. 5. Kol denilen örgüt doğrudan doğruya savaşın ufukta göründüğü gönlerde ve savaş sürecinde aktif hale gelir. Bu kuruluş, yerli işbirlikçileri, iç çelişki alanlarını ve doğrudan doğruya kendi ajanlarını Düşman bellediği gücün cephe gerisi alanında faaliyete geçirir. Rakibin durumuna paralel bir eylem planı düzenler. Amaç düşmanı yıldırmak, korkutarak mücadele azmini kırmaktır. Hedef kitle doğrudan doğruya düşman bellediği halktır.

Beşinci kol faaliyeti oldukça serttir. Savaş sırasında ise, 5. Kol elemanları kendilerini frenleyen hiç bir ahlaki değer ve kanuni engel tanımazlar. Düşmanın bütün iletişim ağını, elektrik santrallarını, ulaşım ağını, giderek fabrikaları ve insanları hedef alırlar. Amaç cephe gerisi çökertmektir.

Türk'ün bu faaliyeti hızlandırdığını her adımda görüyoruzç Şu anda Kerkük'e kitlenmiş bulunuyorlar. Mesela dünkü saldırılarda bomba yüklü yedi kamyonun ard arda infilak ettirilmesi buna örnektir. Saldırıyı "el Qaida-İraq"ın yüklenmesi tamamen hedef şaşırtıcıdır. Çünkü el-Qaida-İraq ile İTC bundan aylarca önce ittifak antlaşması imzalamıştı. Haber İnternet alanında yanınlandı ve elel acele geri çekildi. Bu geri çekme işleminde elbette Türk Devleti'nin rolü vardır. Ayrıca haberin geri çekilmesi, fiilin yok olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla İTC üzerinden Türk Devleti-el-Qaida bağlaşığı ortadan kalkmaz. Yanı Kerkük olayını el-Qaida'da üstlense bu, Türk 5ç Kol faaliyetidir.

Bu durumda ne yapabiliriz? (Devam edecek)

2007-02-04

Sirac Bilgin

2007-02-04




Gorusunuz