Sancılı Bağımsızlık Yürüyüşü

Irak'ın üçe bölünmesi ile ilgili sinyaller arttıkça Türk, Fars ve Arab çevreleri hop oturup, hop kalkmaya başladılar. Bütün olumsuz niyetlerini ortaya koyuyor, Kürd'ün tarih sahnesine çıkmaması ellerinden geleni yapıyorlar. Fakat bunlar arasında en fazla uykusuz kalanlar kuşkusuz ki Türkler'dir.

Türk'ün, açık Anti-Kürd kirli diplomatik çabaları Ortadoğu'da ve ABD'de yoğunlaşarak devam ediyor. TV'lerinde, sinema yapınlarında doğrudan doğruya Kürt karşıtı yapıtlar boy veriyor, iç kamuoyunu Kürt-Türk savaşına hazır hale getiriyorlar. Daha önce de kaydettiğimiz gibi, sanki Kürtler değil, Türkler bağımsızlık savaşı veriyor, paranoya içinde "emperyalistlerin Türk Devleti'ni yıkma planı"na karşı halkı hazır hale getirmeye çalışıyorlar. Ortaya çıkan "Kuvva-i Milliye", "Türk Solu", "milli güç platformu", "müdafaa-i hukuk" gibi yakın Türk Tarihi'nden adını alan örgütler ile TİT, ETKO gibi gizliliği tercih eden örgütler fütursuzca Kürt çocuklarını bombalıyor, üstüne de "madalya" alıyorlar.. Görünen o ki Türk, bütün hatları ile yeni bir Kürt Katliamı'na hazırlanıyor, hem de gözlerimizin içine baka baka.

Türkler'in yeni anti-Kürt mücadelesinde taktik planlarını çok kısa olarak şöyle özetliyebilirim: Kuzey'de etnik temizlik (beyaz jenosid) ve pasifikasyon, Güney'de ise Psikolojik hakimiyet, korkutma ve gerektiğinde sıcak temas ile sonunun nereye varacağı belli olmayan kanlı bir boğuşma yaratmaktır. Dünyada türü kalmayan bu ırkçı, pislik ve yerle bir edilesi devlet hala bütün dünyanın gözleri önünde bir milleti ortadan kaldırma çabası içinde iken, "uygar dünya" sanki Kürd'ün soyuna kibrit suyu dercesine Türk'ün bu mazlum millete karşı sancısız zaferi için elbirliği ile Özgür Kürdistan üstüne taviz baskısını ağırlaştırıyor. Öte yandan Kuzey üstüne "terör örgütü" dediği ve Kuzey'in en büyük örgütün olan PKK'nin varlığını diplomasi alanında kullanıyor, Batı'nın yardımı ile bu örgütü demoklesin kılıcı gibi üstümüzde sallandırıyor.

Herkes bizi işine gelmediği zaman terörist olarak ilan etmiyor mu? Rusya Halebçe katliamı'nı yalanladığı zaman "bazı eşkiya kalıntılarının zırvası" demedi mi? Batı bizi hep çevre devletlere yem olarak sunmadı mı? Bize karşı onlarca defa jenosid uygulanırken kim sesini çıkardı?

Ermeni Jenosid'i yıllarında 535 Bin Kürt öldürülmüş, 700 bin Kürt Türkler'in çoğunlukta olduğu diyarlara göçettirilmişken (dökümanları vardır) ve 1938'e kadar 300 bin kürt daha toprağı boyladığı halde (toplam sadece o kısa dönem için 1.5 Milyonu aşmıştır) hiç bir yerden ses çıkmıyor, üstelik içte ve dışta Kürd'ü söz konusu jenosidden sorumlu tutanların bağırtıları duyuluyor, Türkler ve Rus ve Ermeniler askeri birlikleri tarafından katledilen bizler, bazı çevreler tarafından katil ilan ediliyoruz. Biz elbette Ermeni Soykırımı konusunda hassasız. Gönlümüz, içten gelerek söylüyorum, onlarla beraber. Ama Allah ve Jesus hatırı için biri de bizi görsün! Görmezler! Yineliyorum: Hak dilenmek hakkı getirmez. Güçlü olan haklıdır. Bu, uluslararası ilişkilerin ABC'sidir. Şu anda tarihi bir moment yakalamışken bizi parçalayıp bu fırsatı da kaçırmamıza yol açacak manevralara dikkat edelim. Yeni müttefik ve dostlarımıza gerçek dostluğu ve belirleyici olabilecek gücümüzü gösterelim.

Şimdi dönelim Bağımsızlık Yürüyüşü'ne.

Irak'ın üç ayrı devlete bölünerek kargaşanın engelleneceğine dair düşünceler Başkan Bush'un yönetim birimlerinde gittikçe daha güçlü bir şekilde seslendirilmeye başlandığından beri Türk yazılı ve görsel medyasını elimden geldiğince mercek altına aldım. Girilen süreç mutemelen daha henüz geri dönülmez bir hale gelmiş değildir. Ama Irak'ta üç devlet konseptinin dillendirilmesi bile bazı hazırlıkların habercisidir.
İşte bu ihtimal Türk Devleti'ni alabildiğine korkuya ve diplomatik saldırıya sevk etmiştir. Kürdistan'ın kurulma ihtimalinin rüyası bile generalleri ürkütüyor..Onlar şimdi Büyükanıt denilen generalin ABD ziyaretinin sonuçlarını bekliyorlar.
Neler olabilir?

Şunu kesinlikle öne sürebilirim: ABD, belli bir süreç boyunca çıkarları için faydalı bulduğu girişimleri hiç bir diplomatik teşebbüse kurban etmez, durdurmaz. Bundan dolayı eğer Irak'taki anarşi durumu devam ederse, terörist eylemler sonucunda kurban sayısı artarsa üç devlet planı yürürlüğe girecektir. Bu gün gibi açıktır.

Eğer işler bu mecraya girme eğilimi gösterirse Ortadoğu patlama noktasına gelecektir. Türk Devleti şimdiden 5. kol denilen güçleri harekete geçirmiş durumda. Türkmenler dünyada uydurulabilecek en akla gelmedik yalanlarla piyasada boy veriyor, Kerkük Şehri içinde ittifak arama ve ittifaklarını derinleştirme yoluna giriyor. Türk Devleti, bir istikrarın bozulacağının işaretini dudak arası sözcüklerle ABD'ye iletirken, öte yandan da Suriye, İran ve Saudi Arabiya Krallığı ile ittifakı derinleştirme çalışması yürütüyor.

Türk taktisyenleri ise ard arda beyaz ekrana çıkarak, Kürdistan'ı sıkı bir ekonomik ambargo ile çökertme planlarını kamuoyu ile paylaşıyorlar.

Ama Kürdistan bu mücadelede hala en avantajlı durumdadır. Çünkü Kürdistan Yönetimi Kürt Milleti'nin bağımsızlık hakkından bahsederken, hiç bir zaman bağımsızlık ilan etme iradesini açıklamış değildir. Bu ise ABD'nin işini kolaylaştırmıştır. Kürt Milleti'ni temsil eden irade, ittifaklarına sımsıkı bağlı kalmakla güvenirliğini pekiştirmiş bulunuyor. Bağdat'ta dahi teröristlerle mücadele etmeye hazırlanan binlerce Kürt insanı, askeri var. "Şehirde anti-terör savaşı" esprisi dahilinde hazırlanan bu birliklerin görev yerlerine tevdi edilmesine an meselesi olarak bakılıyor. Bu duruş onu dünyanın en büyük ülkesi ile dost seviyesine çıkarıyor.

Toparlarsak Kürdistan kazanacaktır diyoruz..

2007-02-02

Sirac Bilgin

2007-02-02




Gorusunuz