Kerkuk ve RestleÅŸme-III

Kerkük'ün "Türklüğü" konusunda olmadık iddialar safsatalarla bezeli teoriler ortaya atan Türkler'in bütün iddialarına rağmen, bu kentte belli bazı aralıklarla "yönetimi elde tutma" olanağından başka belli bir düzeyde Türkleştirme işlemi gerçekleştiremediler. Fakat göçebe Türkmen aşiretleri peyderpey yerleşik duruma geçtiklerinde, Kerkük cıvarında bazı yerleşim birimleri de oluşturdular. Fakat bu süreç çok yavaş işliyordu.
Kerkük'ün Türkler'le yarı tanışması 1055 tarihinde gerçekleşir. Bu tarihte Abbasi Halifeleri'nin egemenliğinde olan Kerkük, Hükümdarın Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'i İslam Halifesi'ni "sapık itikatlılar"dan koruduğu için onu Dünya Hükümdarı ilan etti . Buna karşın Tuğrul Bey Halifeliğe dokunmadı, onları himayesine aldı. Türkler'in iddasının aksine Irak'ta, Kerkük'le ilgisi olmayan bir Selçuklu (Türk) varlığı söz konusu idi.

Bu arada pek çok el değiştirmelerden sonra, Yavuz döneminde, Kürtler ile (İdris-i Bedlisi öncülüğünde) yapılan antlaşma sonucu Tüm Batı Kürdistan Osmanlı Himayesi'ne geçti. 17. Yüzyıl'da Sultan Murad bir kısım Turkoman'ı, İranlılar'a karşı ajanlık yapsın diye olacak, Kerkük bölgesine yerleştirmişti (Abdul Majid Fahmi Hasan, Dalil Tarikh Mashahir al-Alwiya al-Iraqiya nakl eden Nuri Talabani).. İslam Ansiklopedisi'ne göre, 19.Yüzyıl'a kadar Turkoman nüfus sarf-ı nazar edilecek kadar azdı. 19. Yüzyılın ortalarında bazı Turkomanlardan oluşturulan askeri birlikler Şehre ve cıvarına yerleştirildi. Bu bir ilkti. Şemseddin Sami, Qamus al-A'lam (Istanbul: Mihran Press, 1896), adlı yapıtında 1898'e kadar Kerkük nüfusunun dörtte üçünün Kürtlerden oluştuğunu, geri kalanların da Türkmen, Arab vb tarafından paylaşıldığını yazar.

Bundan sonra devam eden Türkleştirme ve ardından Araplaştırma "programlarına" rağmen, 1958'de yapılan sayımda Kürtler'in büyük çoğunluk teşkil ettiğini, onları %22 nüfus ile Türkomanlar'ın takip ettiğini görürüz. Türkler hala o sayımda Turkoman sayısının %40 olduğunu iddia eder dururlar. Nereden bulurlar böylesine "sayımları" hayret etmemek mümkün değildir.

Cabbar Qadir'in saptadığı bilgilere göre 1927'de Kürtler Kerkük nüfusunun %63'ünü teşkil ederken, Türkomanlar %19'a ulaşmışlardı. Yine tüm Musul Vilayeti'nde (ki Kerkük buna dahildi), Milletler Cemiyeti'nin isteği üzerine yapılan sayımda Kürtler net bir şekilde nüfusun %57'sini oluşturuyorlardı. Bu bize, Arabizasyonun sadece Kerkük'ü değil, Musul'da da petrolun bulunması ile oradaki Kürt yerleşim birimlerine de sıçratılmıştı. Böylece Maxmur'dan Sincar'a kadar geniş bir bölge sert bir şekilde elden geçirilmiş, Arap çoğunluk pekiştirilmişti. Fakat esas olara Kerkük Kürtleri topun ağzındaydı. Önceleri işçi Araplar getirilerek Kerkük'ün banliyölerine yerleştirildi. Sonra yavaş bir tempo ile bu Arap nüfus takviye edildi.

Mistefa Barzanî önderliğinde başlayan 1961 Kürt Devrimi devam ederken, 1963'te Abdusselam Arif Liderliğinde Baas-Milliyetçi Arap koalisyonu askeri bir darbe ile iktidara geldi. Ali Saleh al-Sa'di Liderliğindeki Baasistler bu yarım ve kısa iktidar döneminde bile hemen 13 Kürt Köyü'nü buldozerle yerle bir ettiler. 34 Köyü ise boşalttılar ve oralara Güneyli Arapları yerleştirdiler.

1968'de güçlü bir şekilde yeniden iktidara geldiklerinde ise Arabizasyon daha da hız kazandı. 1969'da başlayan BAAS usulu Arabizasyon, 1970, 11 Mart Deklarasyonundan sonra Kerkük'ün nüfus yapısının değiştirilmesi için hem Kürtler ve Türkomanlar'ın göçe zorlanması, hem de Kerkük'e bağlı Kürtler ve Turkomanlar'ın yoğun yaşadığı yerleşim birimleri başka illere, Mesela Hewlêr ve Selahaddin'e bağlanması yoluna gidildi Bu ilçeler Kifri, Çemçemal, Kalar ve Tuz-Xurmatu'dur. 1972'de Kerkük'te ilk Arap mahalleleri olan el-Cumhuriyya ve el-Sewra mahalleleri inşa edildi. 1975 ten sonra ayrıca al-Nasr, al-Hurriya, and al-Qadisiyya adı verilen yeni Arab banliyöleri kuruldu.

BAASİSTLER 1963-1988 yılları arasında Kerkük'te 779 Kürt Köyü'nü yerle bir ettiler. Böylece 200 Bin Kürd'ü Kerkük'ten göç ettirdiler. 1991 Raperîn'inden (ayaklanmasından) sonra BAAS'çıların helikopter kullandığı saldırılardan sonra kaçan Kerküklüler'in sayısı 100 Bin cıvarındadır. Diğerleri daha sonra baba evlerine geri dönebildiği halde, Arap iktidarının hüküm sürdüğü Kerkük'e bunlardan hiç biri geri dönemedi.. 1991'den sonra ise göçettirmeler araliksiz devam etti ve 2003'e gelindiğinde yeniden 200 Bin kişi yurdunu terke zorlanmıştı..

Kürtler'in doğurganlık düzeyini de gözçnüneb alırsak, Bir Milyon Kürd'ün izini sürüyor ve baba evlerine dönmeleri gerektiğini söylüyoruz. Bu anlaşılmıyor mu? Bunun neresi karmaşık? Hiç kimse abrakadabracılığa soyunmasın.

-Kürt Kerkük'e geri dönecektir.

-Kürt Tarih sahnesine çıkacaktır.

-Kürt 2007 Aralık referandumunu yapacaktır.

Bunu ne Türk Generallerinin kişnemesi, ne de organize terör eylemleri engelleyemez.

2007-01-29

Sirac Bilgin

2007-01-29




Gorusunuz