Kerkuk ve RestleÅŸme-II

Bu yazının amacı yabancıların acıma duygularına hitap etmek suretiyle hak dilenmek, Kerkük konusunda haklılığımızı ıspatlamaya çalışmak değildir. Yazının sahibi, uluslararası sorunlarda başlıca çözüm vasıtasının güç olduğunun bilincindedir. Kısacası "güçlü olan haklıdır" ibaresi yazar için derslerle doludur. Etrafı hirç û gur û roviler (ayı, kurt ve tilkiler) tarafından kuşatılmış olan Kürt Milleti; ulusal kimliğine, Ulusal değerlerine ve bunlar arasında öncelikle yurduna sahip çıkabilmek için elbette caydırıcı bir güce sahip olmalıdır. Bu gücü tarih bilincinden, akılcılığından, birlik ruhundan, mücadele azminden alacaktır. Bunun yanında düşmanlarının başvurduğu bütün diplomatik ataklara aynen cevap verecek, düşmanca askeri tedbirlere misliyle cevap verecek, varolan ittifaklarını daha da güçlendirecektir.

Yazı doğrudan doğruya Kürd'e hitap etmektedir. Ama Kürtler'e ilgi duyan ve gerçeği araştırmak isteyen Türk, Arap ve Farslar da bir şekilde bu yazıyı gönül rahatlığı ile referans olarak kullanabilirler. Konu Kerkük'tür ve pek çok leş kargasının ilgisi dahilinde olacaktır.

Kerkük'ü yutmak veya Araplar'a hediye etmek için çırpınan Türkler ve buna iştirak eden Araplar, bu Kürt kentinin aslında kendileri tarafından (Araplar veya Türkler tarafından) kurulduğunu iddia edip dururlar. Hatta bazı Türkler hızlarını alamayıp Kerkük'ün 5000 yıldan beri bir Türk kenti olduğunu iddia edip dururlar. Doğru mu bu? Bunu irdeleyerek başlayalım bugünkü yazımıza..

Kerkük'e sahip çıkan çok ulus ve halk var. Bunlardan biri Arap Halkı'dır. Lafı bol, fiiliyatı görünmez olan bu halk grubu çok çürük delillerle ortaya çıkmaktadır (Akadlar'ın bu kenti inşa ettiği gibi "deliller"). Oysa Sami ve Hamiler, yani Arap, Asuri, Süryani halkları Suriye'nin ötesine ancak MÖ 2000'li yıllarda yerleşebilmişlerdir. Oysa Zagros Halkı (Prooto-Kürdler) MÖ 5000'li yıllarda bile Mezopotamya'da pek çok iz bırakmışlardır. Alın Nuzi Tarım kültürü kentini.. Bunlar hep 5000 yıl önceleri Kerkük'ü yaratan insanlardır ve Proto-Kürt'türler.

Türkler ise her zamanki "serbest atış"ları ile Kerkük'ün 5 bin yıllık Türk yurdu olduğu iddia edip dururlar. Türkler'in bu konudaki dayanakları ise Kerkük kaleiçi bölümünde sadece Türkler'in yaşadığıdır. Oysa çok eski olan Kerkük kalesi, Osmanlılar tarafından yeniden inşa edildikten sonra kaleiçi bölümüne sadece Türkmenler kabul edilmişti. Bu yerleşimin, şehrin tarihi konumu ile 400 yıldan fazla bir ilgisi yoktur.
Peki o zaman kimler Kerkük'ü kurdu, geliştirdi?

Kerkük, eski adıyla Arabkha, MÖ 2000'li yıllarda kurulmuştur. Arabkha ismi ilk olarak şans eseri olarak bulunan Sumerler tarafından yazılmış olan bir kil tablette yer alır. Şehrin orijinal adı olan Arrabkha, Hurri dilinden gelmedir. Şehir kışın dolan, yazın kuruyan Khasa Suyu'nin kıyısında inşa edilmiş, stratejik bakımdan önemli bir merkezdir. Şarazor'a Doğudan yapılan saldırılara karşı bir ön cephe görevi yüklenen, geçen kervanların güvenliğini sağlayan Arrabkha, tarih içinde çok kez el değiştirmesine rağmen Kürt karekterini hiç kaybetmemiştir. Babilliler'in bu ismi Erekha olarak kullandıkları ve şehri inşa ettikleri iddia edilmişse de, Arabkha aslında Büyük Arrabkha'nın bir semti olarak inşa edilmiştir 1927'de bulunan kil tablet).

Arrabkha ismi zaman içinde, doyurucu delilleri ortaya konamayan sebeplerle, "Kerkük'e dönüştü. Fakat yine araştırmalardan, ki Amerikan askerlerinin mevzilenmek için kazdıkları Kerkük havaalanı çevresinde tesadüfen ortaya çıkan insan kemikleri, çanak çömlek ve hayvan kemiklerinin incelenmesi ile yörenin 5000 yıllık bir yerleşim birimi olduğu ortaya çıkmıştı. O günden sonra yapılan araştırmalardan elde edilen bulgular "Eski Kerkük"ün Proto-Kürt Hurriler'in bir bölümü olan Nuziler ile ilişkili olduğu saptandı..

Bazı kaynaklara göre Kerkük ismi etymolojik olarak Asurlar'dan gelir. Bu kaynaklar Karkha D-Bet Slokh'tan gelir. Bu isim "kuşatan duvar"dan gelir. Fakat Asurluların bu ismi Kerkük için kullanıp kullanmadıklarına dair bir delile rastlamadım. Bu durumda Mezopotamya'da yer alan Ur, Uruk, Kerkük ve daha başka yerlerdeki Amed, Bitlis gibi tüm yerleşim birimlerinin adı "Kerkük" olabilirdi.. İkinci bir tahmin, Kerkük adının Baba Gur Gur (Kur Kur) dediğimiz ve Kerkük cıvarında yer alan sönmeyen bir ateşten geliyor (doğal gaz). Bu arada gülünç bir iddia da Türkler'den geliyor. Buna göre 1380 yılında kurulan koyunlu Türk devletlerinden biri olan Karakoyunlular Kerkük'e bugünkü ismini vermişlerdir. İsim Turkomanca "Kerk", yani güzellik kelimesinden gelmedir.. Dam üstünde saksağan!

Kerkük, Tarih içinde Asur-Babil hakimiyetlerinden sonra, önce Medler'in, sonra Persler'in, ardından Makedonyalı İskender'in ve Sasaniler'in yönetimine geçmiştir, ki bunların hepsi Aryani'dir. Şehir ancak İslamiyetin yayılması sürecinde Araplar'ın eline geçecekti. Ama Kerkük ve çevresi hiçbir zaman Kürt Kimliği'ni kaybetmedi.. (Devam edecek)

2007-01-28

Sirac Bilgin

2007-01-28




Gorusunuz