Baker-Hamilton Grubu'nun raporu ve Kürtler..

B-H Komisyonu'nun beklenen raporu nihayet yayınlandı. Hazırlıkları bu yılın başlarına kadar uzanan bu rapor, Cumhuriyetçiler'in paniğe kapıldığı 2006-seçim mağlubiyetinin ardından önem kazandı. Seçim sonrası dönemde B-H grubu bir komisyona çevrildi, "eserleri" olan Rapor resmiyet kazanarak tam metin halinde yayınlandı. Her ne kadar metni okumak için bazan sakinleştirici ilaç alma lüzumu his ettiysek de bunu bir de değerlendirmek gerekiyordu.

Rapor, Muhalif Amerikan Siyasetçileri'nin yaşadığı paniği eksiksiz bir şekilde gözler önüne seriyor. İyi bir gözlemci bu raporu okuduğunda, tereddütsüz bir şekilde, İslami Radikaller'in savaşı kazandığı kanısına varır. B-H grubu Bush yönetimi'ne; "tamamen rezil olmadan şu Irak Batağı'ndan kurtulmanın yolları"nı gösterme çabasındadır. Rapor, ruhu itibariyle Amerikan Muhalif Siyasetçileri'nin (ki Baker da bu muhalifler arasında sayılabilir) yaşadığı zihinsel çöküntüyü ve moral değerlerden yoksunluğu ele vermekte, ABD'nin bir daha dünyaya nizam verme sevdasından vazgeçmeye çağırmaktadır. B-H Raporu'nu hazırlayanları ve onlara yol gösterenleri ne ikiz kulelerin vurulması, ne de Irak'ta kabullenilecek bir yenilginin başta ABD olmak üzere tüm dünyayı bir radikaller ve diktatörler dalgasının saracağı tehlikesi pek ilgilendireceğe benzemez. Onlar için bütün mesele günü kurtarmaktır. Rapordaki vizyon yokluğu (eksikliği değil, yokluğu) her önerilerinde, her tahlillerinde kendisini ele vermektedir.

Bu açıdan baktığımızda Rapor'un, Ortadoğu'yu, diktatör, kral ve emirlerin oturduğu Kurtlar sofrasına koymayı tavsiye ettiği su götürmez bir gerçektir. Çok büyük eziyetler, can kayıpları ve masraflarla belli bir aşamaya getirilen Irak demokrasi deneyini daha ileri götürecek tavsiyeler geliştireceğine, tam tersine eskiyi bile aratacak bir sistemi tavsiye etmektedir, ki bu, en başta yer verdikleri "Letter from the Co-Chairs" ile de çelişmektedir.

Komisyon hem Irak'ın içinde, hem de Irak'ın dışında bazı radikal güçleri yeniden meşrulaştırma çabasını gizleme lüzümü bile hissetmemektedir. B-H grubu içerde eski Baasistleri göreve çağırmakta, dışarda ise Lübnan'ı karıştıran devletleri görüşme masasında görmek istemektedir. B-H grubu'nun Raporu, İran ve Suriye'nin de sürece dahil edilmesini tavsiye etmekle, Bush Yönetimi'nin bu savaştaki çıkış noktasına ve mantığa taban tabana zıt düşerken, Tahran'ı aklamak için, "Afganistan'da İran bize yardımcı oldu" kaydını düşerek aynı işbirliğini Irak için de öngörmektedir. Oysa bu iki devlet Bush Yönetimi tarafından "Terösist" ve "Teröre destek veren" devletler olarak hedefe oturtulmuşlardı. Bununla da yetinmeyen Rapor hazırlayıcıları ayrıca bu iki devlet ile "Irak'a komşu devletler" (özellikle devlet terimini kullanıyorum, çünkü egemen oldukları topraklar tek ülke olmadığı için bunlara 'Irak'a komşu Ülkeler'denemez) başlığı altında Kuweit, Saudiler, Ürdün ve Türkiye gibi baştanberi Irak'ı karıştıran, istikrarsızlık yaratan Devletleri de direkt olarak Irak'ta söz sahibi kılıyor. Bunlara bir de Mısır ve Kürfez Emirliklerini kattık mı al sana klasik bir Ortadoğu cümbüşü..

Daha ileri bir adımla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Üyesi beş devleti, AB üyelerini, Japonya ve Tek Kürt Dostu Güney Kore'yi de sürece tam yetki ile dahil ediyorlar. Yani bir başka dey,mle Irak, BM Genel Kurulu'na teslimi öngörüyor.. Paniğin böylesi dünyada görülmüş şey değil.. Dünyaya adeta;"biz ABD olarak bir 'halt' ettik, siz kusura bakmayın, haydi meseleyi size havale ediyoruz, istediğinizi yapınız" mesajını veriyorlar.

Fakat Raporcular "hata tamiri"ni tamamlamak için hiç bir şeyi unutmamışlar. Araplar'ın sürece katılmaları için Arap-İsrail anlaşmazlığının çözümünü ve bir Filistin devletinin kurulmasına öncülük edilmesi gerektiğini de üstüne basa basa kaydediyorlar..

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın, raporun "ruhuna" karşı çıkarak Ortadoğu'nun demokratikleştirilmesi projesinden bahsetmemesini eleştirmesi dikkat çekici.. Bu demeç umarım Bush'un salı veya çarşamba günü vereceği demece yansır. Bekliyoruz.

Rapor'da Kürtler..

Evet, B-H Komisyonu, nüfusu Kürt Nüfusu'nun en fazla beşte biri olan Filistinlileri devletleştirelim derken, devletleşen Kürtler'in bu kazanımlarını geri aldırmak için neredeyse açık bir şekilde yollar öneriyor.. Rapor'da yer alan bir anekdot bu ekibin Kürtler'e bakışını açıkça ortaya koyuyor, şöyle: Rapor'u hazırlayan ekibin bir elemanı Bağdat'a indiği günlerde Barzani Süleymaniye ve cıvarlarında Irak Bayrağı'nı "Bizi temsil etmiyor" gerekçesi ile indirtmişti. Kürdistan'da Irak Bayrağı'nın yasaklanması olayını bir Iraklı Arab'ı "biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz" şeklinde düşündürterek Rapor'da işliyorlar. Böylesine düşünceler taşıyan bu ekip "Kürdistan'ın haklarını korumayı unutmadıklarını" telefonla ve Rapor Beyaz Saray'a sunulduktan sonra Başkan Mesut Barzani'ye bildiriyor. Üstelik en büyük yalanlarını, gözlerimizin içine baka baka ve utanmazca, söylüyorlar.

Rapor, Kürt kazanımları yüzünden federalizme ve Kerkük Sorunu'nun çözüm şeklini zikreden ve Irak Halkı'nın %80'inin onayı ile yürürlüğe giren anayasaya karşıdır. Rapor hep Kerkük'ün Kürd, Arab ve Türkomanlar'ın yerleşik olduğu bir vilayet olarak tanıtır. Ama bu vilayetin nüfus dağılımını vermekten özellikle kaçınmaktadır. Oysa sadece seçimlerde kullanılan oy oranına baktığımızda bile Kürd Nüfusu'nun diğer bütün milliyetlerin nüfusunu katladığını görürüz, ki bu dağılım daha hanüz sağlıklı değildir. Çünkü Saddam'ın arabizasyon kararları sonucu oraya nakl edilen Arablar'ı da kapsamaktadır. Kürtler'in anayasanın 140. Maddesinin uygulanması hususundaki dirençlerini bir nevi dayatma olarak kabul etmektedir. Rapor'a göre Kerkük'ün nüfus yapısu onu bir barut fıçısı haline getirmiştir ve referandumun ileriye atılmasını istemektedir. Merkezi hükümete, Arablar'a ve Türk Devleti'ne karıştırıcılık için fırsat veren bu Rapor, Irak'ta bir iç savaş başlatılması için zemin hazırmaktan başka işe yaramayacaktır. Kürdleri'i, Kürdler'in iradelerini, özgürlük aşklarını küçümseyen B-H Komisyonu, bununla da yetinmemiş, "telefon"da Kürdler'in haklarını unutmadıklarını beyan etmişlerdir! Tiraji-komik bir durum. Rapor'un Kerkük Referandumu'nun ertelenmesi

Rapor Merkezi Hükümet'in güçlendirilmesini, anayasayı hiçe sayarak, istemekte ve bunu olmazsa olmaz bir birliği koruma şartı olarak görmektedir. Bu bakımdan B-H Grubu Kürtler'in kazanımlarını budamak, bunu bilhassa Türkler'in istediği seviyeye indirmek gibi gibi gerekçelerle yapmaktadırlar. Aksi takdirde "halklar arasında bitmeyecek olan bir savaş" tehdidini öne sürmektedirler (bu tehdidi bir yerlerden hatırlayanlar umarız çoktur).

Kürtler'in yeni yarattıkları ekonomik zenginliklere de göz diken Raporcular, mesela Kürdistan'ın petrol kumpanyaları ile imzaladığı mukavelelerin geçersiz sayılmasından yanadır. Kürdistan Sialahlı Kuvvetleri de rapor'un gizli hedeflerinden biridir. Kürdistan'ın kendisini savunma gücünü kalite ve kantite açısından yükseltmesi Raporcular'ın başta Türk Devleti olmak üzere bölgedeki Kürt Düşmanı rejimlerle işbirliğini derinleştirme ve bu güçleri esas alma eğiliminden doğmaktadır.

Rapor'da yer alan ve Kürdistan Devlet Başkanı Barzani'nin şiddetle red ettiği madelere yönelttiği eleştirilere aynen katıldığımızı belirtelim. Öte yandan el-Hakimi ve Lübnan'da şimdiden rapora hayır diyenler kervanına katılmış bulunuyorlar. Bu rapor, anlaşıldığı kadarıyla iç savaşı, ittifakları ile, cepheleri ile daha açık bir hale getirmeye çalışmaktadır..

2006-12-09

Sirac Bilgin

2006-12-09




Gorusunuz