Bilimsel Sosyalizm ve anarko-sosyalizm laboratuarı Kürdistan..II

Ben 1970'li yılların ilk yarısı itibariyle Stalin eleştirileri ile ilk başkaldırımı başlatmıştım. Bu eleştiriler doğrudan doğruya "Milliyetler Komiseri" Stalin'in Kafkas Milletleri'ne uyguladığı "zorla Bolşevik Rusya'ya katma" politikasına yönelikti. Komiser olarak Stalin'in "Milli Mesele" adını taşıyan ve aslında Merkez Komitesi'ne sunduğu rapordan ibaret olan bir de broşürü vardı. Stalin Tarns-kafkasya'yı kelimenin tam anlamı ile ezmiş ve Lenin'in deyimi ile bu "Rus olmayan büyük Rus milliyetçisi" komiteden aferin yerine zılgıt yemişti..

1970'li yılların ikinci yarısında Bilimsel-Sosyalizm adı altında yürütülen iktidar deneyleri çerçevesinde bu yönelişe karşı rahatsızlığım en üst düzeye varmıştı. İşte tam da bu sırada hapishane arkadaşım (ki sonraları kendisine hiç rastlamadım) Murat Belge'nin yönetiminde çıkan ve yapılan çok esaslı tercümelerle Sosyalist Blok'un büyük açmazlarını ortaya koymuştu. Bu arada Gramsci'nin ve Althusser'in eserlerine de ulaşma ve bilgimi daha da derinleştirme şansına ermiştim.
Peki nedir bu bilimsel sosyalizm, kısaca değinelim..

Kaynağını 1800'lü yıloların ortasında cereyan ayaklanmalardan alan ve Marx ile Engels ikilisi tarafından çok bir şekilde temelleri atılan ve Lenin tarafından "emperyalizm çağının marxismi" olarak yeniden yorumlanıp pratik süzgecine konan ve esası itibariyle üretim araçlarının sahipliği için verilen sınıf mücadelesi sonucu iktidarın kaçınılmaz olarak işçi sınıfının eline geçmesi ile giderek sınıfların kaybolmasının hesaplandığı veya komunal topluma geçileceği tezini esas alan bir teoridir. Bu teori aşağıda adını verdiğimiz üç esaslı alanın eleştirel incelenmesi ile vücut bulmuştur; şöyle:.

-Alman İdeolojisi veya daha iyisi Alman Felsefesi. İnsan arzusu (superstructure) ve ekonomik struktur arasındaki ilişiki bu ideolojinin eleştirel incelenmesi ile ortaya konur..

-İngiliz ekonomisi: Marx terisinin doğru vücut bulması için o sıralarda dünyanın en gelişmiş ekonomisinde üretici güçler ile üretim ilişkilerindeki arasındaki tersliği ortaya koyar. Burada değer merkezi bir yer kapsar. Çözümlenmesi gereken üretim araçlarının sahipliğidir (sınıf mücadelesi).

-Fransız politikası: Marx burada esas olarak Brummier'den tutun Paris Komününe kadar devlet kavramını inceler. Bilhassa iki aylık Paris Komünü deneyi üzerine zengin belirlemelerde bulunu(lu)r. Bilhassa kısa bir not halinde "Proletarya diktatörlüğü"nden bahsetmesi takipçileri tarafından geçiş dönemi devlet modeli olarak ele alınır ve geliştirilir.

İşte "ustaların" tonlarca belirlemeleri ile gelişen Marxizm, "biliyoruz" sanan yarım mollalar tarafından öylesine bir şekilde Kürdistan'a bulaştırıldı ki çık çıkabilirsen işin içinden. Kürt HareketiWne egemen olan bilimsel sosyalizm adlı yanlışlar yumağı halinde formüle edilmiş olan teori 1990'a kadar içten içe bizi kemirdi, savurdu, Türk Arap ve Fars sollarının birer oyuncağı haline getirdi. Kürt Parti liderleri kendilerini Lenin sanıyor, kurdukları küçük diktatörlüklerde birer proleterya diktatörü hayali içinde her şeyi en iyi bilen, yanılmaz, dokunulamaz teorisyen sanısı içinde herkese akıl verme "tenezzülü"nde bulunuyorlardı. Karşı taraf revizyonistti, Maocuydu, Sosyal emperyalizmin uşağıydı. Kiminin başkenti Moskova, kiminin ki Pekin veya Tiran, Pyong-yang, Hanoi ya da Havana oluyordu. Bazıları ise bütün başkentleri bir kenara koyuyor ve yeni bir çizginin şampiyonluğunu yapıyorlardı. Ortaya attığım "ulusal platform türü bir ulusal kurtuluş partisi modeli ise ya havada kalıyor, ya da alışkın olunduğu üzere "gerici-aşiretçi-feodal öncülük" olarak gösterilmeye çalışılıyordu. Oysa o modelde Marxistler dahil tüm demokratik ulusal güçlerin yer alması öngörülüyordu (bir avuç hain dışında tüm Kürt Milleti).

Oysa başımıza bela olan teori ve yaşanan pratik itibariyle "Bilimsel Sosyalizm"in kendisi, çözülmemiş üç temel sorundan dolayı hayata geçirilemez haldeydi. Bu üç temel sorunu şöyle sıralıyorum:

1) Proletarya diktatörlüğü

2) Devletin küçülerek kayboluş

3) Üretimin biçimi

Bu üç sorun (eğer sorun olarak görülüyorsa) halledilmedikçe Komunist topluma ulaşmak mümkün olamaz.

2006-11-14

Sirac Bilgin

2006-11-14




Gorusunuz