Türkler'le sohbet-II

Bana (MİT'in ve Özel Harb Dairesi'nin de katkısıyla) Türkler Tarafından gönderilen mailler'in çoğunda Kürtler'in tarihte hiç bir devlet kuramadığı, bir millet olmadıkları, Kökleri'nin olmadığı falan ileri sürülür. İşin garibi çoğınluk buna inanır.

Bir ara Welatparêz ve kendi Site'ımda Prof Üşümezsoy'un aynı ayardaki saptırmalarına ve hezeyanlarına bilimsel cevaplar vermiştim. Bu Zat vaad ettiği halde o cevaplardan sonra bir daha Kürtlük vadisine el atmadı.. Çok da gençti.. Galiba bunalıma girdi..

Kürt Milleti eğer çok büyük bir tarih mirasına sahip olmasaydı, herkes emin olsun ki şimdiye kadar çoktan teslim bayrağı çekmiş, asimile olup unutulan milletler kervanına katılmıştı. Türk İnsanı, dünyada görülmedik bir şekilde şartlandırılmış olduğu için, resmi tarih ve resmi tarihi de aşan çarpıtılmış "araştırmalar"ı okumakla yetindiği için objektif gerçeği göremiyor, tarih bilimi alanında ayağı yere basmayacak şekilde havada kalıyor.

Resmi Türk Tarihçileri, Atatürk'ün emri ile bir Türk Tarihi yaratmaya çalışırken, MS 400'lü yıllarda yakadıkları ve sahipsiz gibi görünen Hunlar'ın kurdukları devletleri ilk Türk devletleri olarak alırlar. Evet Hunlar ardlarında pek delil bırakmadan kaybolup gitmişler, ama yine de başka kaynakların kayıtlarından dilleri'nin Ural Bulgarcası olan Çuvaş Dili ve Macar dili olan Finno-Ugrik Dil ile aynılığını veya çok yakınlığını öğreniyoruz. Bu durumda Hunlar'ın mirasçıları'nın Macarlar ve Bulgarlar olduğunu söylemek, okuyucuyu yanıltmak anlamına gelmez. Pek çok ciddi Batılı kaynak da bizi doğruluyor. Bu durumda Türk tarihini yaratmaya çalışanların "onlar Türktür" şeklindeki ısrarları havada kalıyor. Bakınız: Otto J. Mänchen-Helfen: Huns and Hsiung-Nu (published in Byzantion, vol. XVII, 1944-45, pp. 222-243)

Eğer gerçekçi bir araştırma yapılmışsa Türkler'in gerçekte tarih Sahnesine çıkışları MS 8. Yüzyılın başlarına rastladığı görülecektir. Moğolistan çevresindeki yazıtlar ve ortaya çıkan Göktürk Devleti,Türkler'in tarih sahnesine çıkışlarının en eski delilleridir.. Daha önce, devlet düzeyinde Türk varlığına dair kanıt gösterilemiyor. Bunun anlamı, göçebe Türk Kabileleri daha henüz istilacı, talancı bir liderlik yakalayamamıştı.

Kürtler ise, Proto-Kurd olarak, sırasıyla Hititler'in, Mittaniler'in ve Medler'in tek mirasçılarıdırlar. Hititler, Batı'da Kürdistan'ın son noktası olan Enguru (Ankara) ve çevresine de hakim olmuşlardı (Enguru=Üzümlü, Kürtçe zazaki). Hitit'ler'in sembolu olan Güneş, Mithra'nın semboludur. Hititler, Mittaniler'le yaptıkları savaştan sonra Mithra; İndra, Nahaatyu (Nasatyu) ile Varuna'nın şahit tanrılar olarak gösterildiği yazılı bir antlaşma imzalamışlardı, ki, Mithracı Kürtler (Êzdîler), bugün de, baskılarla zedelenmiş, bir Mithra dinini sürdürüyorlar.. Bütün bu saydığım devletler, akraba sosyal gruplar tarafından kurulmuş, Aryani devletlerdir. Mittaniler'in hüküm sürdüğü coğrafya bugün de tümüyle Kürtler'le meskundur. Medler'in coğrafyası ise Millatan öncesinden başlayan zora dayalı bir asimilasyon sonucu daralmış olmasına rağmen, o coğrafyanın yarısından fazlası hala Kürtler'le meskundur. Hititler'in kaybolduğu alanlara da bakarsak, büyük asimilasyon ve katliamlara rağmen hala hala Kürt köy kümeleri varlıklarını sürdürmektedirler.

Medler'i Kürtler'e bağlayan zincirin bir halkası da MÖ'ki yıllardan beri varlığını sürdüren Azerbaycandaki bağımsız Kürt Devleti'dir. Bu devlet varlığını Sasani Hükümdarı Ardeşir ile yaptığı ve bir araştırmacı Kürt'ün çok rsaslı delillerle gösterdiği gibi yenilmediği savaşlara girişir.

Çoğu Kürt İnsanı tarafından bile bilinmeyen bu savaşların ilki hem Firdowsi'nin Şahnamesi'nde, hem de Kârnâmag-î Ardaşîr î Babagân adlı Pehlevi yapıtta geçer Yani savaşla eş zamanlı olarak yazılmış bir Şahnamede (Kârnâmag) geçer. Bu yapıtlarda Kürt Kralı Madîg ile Sasani Kralı Ardeşir arasında geçen bir savaş anlatılır (MS 226). Madig'in kralı olduğu bu Kürt Devleti Azerbaycan'da kurulmuştu. Bu devletin önemi; tarihi olarak şöyle açıklanabilir:

-Milat yıllarında "Kürd" İsmini taşıyan ilk Kürt Devleti'dir, ki Kürt Milleti'nin Düşmanları bunu inkar ederler.

-Proto-Kürdler'in başka ad kullanarak kurdukları devletlerden çok daha berrakça Med Devleti ile Kürdler'i bağlar.

Bunların dışında önemli olarak gördüğüm dokuz Kürt Devleti daha var, şöyle:

Alamut Ziyar'ı Devleti
Hamdani Devleti
Daysam
Mervani devleti
Sedadi Devleti
Hasanveyh Devleti
Eyyubi Hanedanlığı Devleti
Alamut Devleti
Gor Devleti

Ayrıca eğemenliğin simgesi olarak, Sasani dönemine ait sikkeler (para) ve daha sonra Daysam Devleti ile Mervani Devleti'ne paralar bugün dünya müzelerinde ziyaretçi bekliyor. Bunun dışında Kürtler'e Düşman Güçler'in neler sakladıkları belli değil.

Bu durumda Türkler'in sürekli olarak ve inanarak ileri sürdükleri "Kürtler tarihte hiç devlet kuramadılar" tezi havada kalıyor. Kürt Milleti'nin gerçekten muhteşem bir geçmişi vardır ve bu muhteşem geçmişleri olmasaydı bunca katliama, sürgüne, zora dayalı asimilasyona dayanamaz dağılırlardı..

Bir not: Sayın okuyucular, yazının altına Türkler tarafından asılan yazılardaki basitliği gördünüz. Ne diyelim.. Profesörleri Üşümezsoy gibi olan bir cemaatin üyelerinin daha iyi olmasını bekleyebilir misiniz? (devam edecek)

2006-09-09

Sirac Bilgin

2006-09-09




Gorusunuz



slv

diyaradar

2009-07-22 22:07 - değerli bilgileriniz için tskrler.heen konuya girmek istiyorum.şedadi beyliğinden söz etmek istiyorum.ve sizden bu konuda mumkunse bilği istiyorum.şedadi beyliğinin halkı kürd ve şedadilerden mi olusuyordu yada sadece yönetici kesimi mi şedadilerdendi.artı dağılmasından sonra o kürt halkı nerelere dağlıdı.ben urfalıyım ve şadadilerdenim.ve ozellikle suruç ilcemiz şedadilerin merkezidir.acaba bizde beyliğin dağilmasından sonra buraya gocmusuz yada daha oncedenmi burdaydık.bu konuda mumkunse yardımınızı bekliyorum.saygılar.diyaradar@hotmail.com

teşekkürler

adsız

2009-03-20 12:56 - yanılmıyorsam huriler,gutiler elamlarda kürt.tarihimize sahip çıktığınız için çok teşekkürler.