Kosmos yerine Kaos

Ulusal Ihtilalci için umutsuzluk yoktur. Zaferi yakalama kararliligi ruhuna islemistir ihtilalcinin. Kürt Milleti'nin yilmaz evlatlari ayrismayi saglayan büyük vurusmayi, sehitleri, gazileri, evleri yikilip derbeder olanlari asla unutmayacaklardir. Düsman savasa baslarken ve simdi sürdürürken büyük avantajlara sahipti(r). Kurulmus bir devlet makinasi, yerlesik ordusu, ittifaklari ve ülkemizi ilhak etmis olmanin rahatligi içindeydi. Fakat militan ruhlu evlatlarimizin zafere kilitlenmis olan o yüksek inancinin önünde belli etmedigi bir çaresizlik yasiyor. MIT ve Kontralar'dan bana gelen e-mailleri psikolojik savas bilgime dayanarak tahlil ettigimde ne yapmak istediklerini gayet açik bir sekilde anliyorum.

Düsman önceligi PKK'nin yok edilmesine vermis bulunuyor. Kuzey'in bu en büyük örgütü dagitildiktan sonra sira elbette digerlerine de gelecektir. Ama ne PKK bunun bilincindedir, ne de digerleri. "Önderimiz'in üstündeki tecrit" diyor nereyese baska bir sey demiyorlar. Digerleri ise ipin burasindan tutuyor, ama sonunu görmüyorlar. Kürdistan'da kuvveti, örgütü, parayi ve yayinlari elinde tutan PKK elbette bu durumun en büyük sorumlusu olacaktir. Fakat digerlerinin duruslarina ne demeli? Iste buna bakalim.

Evet, son zamanlarda, Kuzey itibariyle, Kürdistan'da isler birden bire karisti. Bugünlerde baska insiyatiflere karsi bir nevi terör estirerek örgütlenmeye çalisanlardan tutun, teslimiyetçilere, oradan "legal de legal" deyip demagoji yapanlara, geleneksel örgütleri canlandirma çabalarina varana dek bir yanda samimi, öte yanda kendi kisisel gelecekleri için oyun oynayan sahsiyetleri sahnede görmek mümkün. Bu canlanmalar, bu birden bire ortaya çikislar, bu kizginliklar, bu kapan da kaçan mi cinsinden hareketlenmeler arasinda samimi sesler boguluyor, bazi insanlarimiz yanlis gündemlere kitlenme durumunda kaliyorlar. Ille de gençler ve her yastan genç kafalar hala berrak bir düsünce mekanizmasina kavusmus veya bunu içsellestirmis degiller. Hala 1968-78 kusaginin agzina bakar durumda olmalari bana aci veriyor. Oysa tam da 1968'de dogan bir insan, simdi 28 yasindadir. Biz ilk örgütümüzü, taslak olarak, 21 yasinda kurmustuk. Öcalan 30 yasinda iken PKK'yi yaratti. Sait Eiçi 40 yasinda iken parti kurdu. Deniz Gezmis ve Mahir Çayan örgütlerini 20'li yaslarinda kurmuslardi. Qaddafi 28 yasinda devrim niteliginde darbe yapti.. Bizim gençler ise hala yipranmis, pek çok örgütü enkaz haline getirmis ve bazilari kirlenmis olan 50'sini çoktan asan sahsiyetleri konusuyorlar, onlarin agzina bakiyorlar.

Ben hep kaydetmisimdir; tecrubeli ve badireler atlatmis, çalistigi için yipranmis ve hatta kirlenmis olan eski kusagin deneyimlerinden istifade edin. Onlari sakin ola ki küçümsemeyin. Çogu, içinde bulundaklari sartlarin gerektirdigi bedeli ödemis insanlardir. Bunun için yakin tarihimizin kaynaklarina, arastirici ve elestirici (bir elestiri ille de yergi seklinde olmayabilir) bir gözle bakiniz. Onlarin yürüyüs tarzlarini anlayin. Içinde bulunduklari sartlari algilayarak, yanlisi ve dogrusu ile dersler çikariniz. Dünü analiz ederek bugünü anlamak, yarina bu bilgilerin isiginda hazirlanmak.. Iste ulusal ihtilalciligin özü budur. Iki satir okuyup üç satir yazanlar, yazdiklari ugruna mücadele etmeyenler milletimizin gözünde bir anlam ifade etmezler.

Ben bugün yasadigimiz kaos ortamina daha genis bir perspektiften bakmaya çalisacagim.

Bu kaos ortami ABD öncülüklü güçlerin Irak'i Saddam diktatörlügünden kurtarmasindan hemen sonra yavas yavas Kuzey'i sarmaya basladi. Kaos hemen gelmedi. Önce Kuzeyli eski siyasilerin Güney'e ziyaretler gerçeklesti. Sonra bazi guruplar belirmeye, bürolar açilmaya basladi. En nihayetinde büyük bir rekabet havasi içinde platformlar olustu. Bütün bunlarin elbette Güney'de saglanan özgürlük ortami ile siki bir iliskisi vardir. PKK'nin skolastik diyebilecegimiz yapisinda israrin da bu guruplasmalara umut enjekte ediyor, bütün eski yapilanmalar yeniden canlandirma operasyonlari baslatiyorlardi.

Fakat bir sey daha beni için için kemiriyordu: Bu çabalarin bazilarinin ABD'nin PKK politikasi endeksli oldugu konusunda kuvvetli emareler var. Bilindigi gibi ABD Yetkilileri PKK'nin "Irak"taki varligina kesinlikle müsaade edilemeyecegini, fakat bu varliga silahli müdahale disindaki seçeneklerle son vermek istediklerini sölüyorlar. Bu silahsiz seçenek ile bazi olusumlarin paralel yürüdügünü veya yürümeye çalistigini acaba hiç düsündünüz mü?

Iste bu kaos'un en önemli sebeplerinden biri.. Bunu düsünelim ve konu hakkinda bilimsel açilimlar sunalim..

2006-07-13

Sirac Bilgin

2006-07-13




Gorusunuz