Kuzey'li olarak biz konuÅŸuluyoruz, bizim yokluÄŸumuzda...

Büyük bir iç sıkıntısı içinde basıyorum tuşlara. Boğazım sıkılmış gibi uyanıyor, akşama kadar 'site'ları tarıyor, Kuzey için iç açıcı bir şeyler arıyorum. Kaynak olarak yabancı-Kürt her ne olursa tarıyorum.. Büyük ve inanılmaz bir sessizlik görüyorum. Sadece gerillanın gayretleri var, hepsi bu. Halk arayış içinde.

Son zamanlarda Kuzey ve Ortadoğu merkezli temaslar oldukça yoğun. Kuzey ile ilgili olarak öncelikli olarak Türk Askerbaşı'ının 2005'te Kürtler'e karşı topyekun savaş konseptini aşamalı olarak başlatması gelir. Daha sonra yılbaşından sonra Terörle Mücadele kanunu'nda değişiklik tasarı ortaya çıktı.

Önce ocakta ABD Avrupa Komutanlığı Komutan Yardımcısı Orgeneral Charles F.WALD'un ziyareti gerçekleşti. Mart'ta ise bu kez ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter PACE Türk Devleti'ni ziyaret etti.

Daha sonra Dışışleri bakanı Rice Ankara'da göründü. Bu ziyarette Ankara-Washington ilişkilerinin restorasyonu ve tüm Kürdistan'daki durum ile özelde Kuzey konuşuldu. 'Stratejik ortaklık' adı altında bir belgenin hazırlanması kararlaştırıldı.

Şimdi; Türk Tarafı'nın Terörle Mücadele Yasasında öngörülen değişiklik Çankaya'da imzayı bekliyor. Bu arada Türk Tarafı Suriye ziyaretini gerçekleştirdi. Irak Dışişleri Bakanı sıfatıyla Hoşyar Zebari Ankara'da sessiz ve derinden gelişen önemli görüşmelerde bulundu. Böylece Rice'nin öngördüğü Irak'ın yeni yönetimi-Türkiye ve ABD'in yeraldığı PKK'ye karşı tavır birliğinin esasları konuşuldu. Ardından Türk Dışişleri Bakanı Gül ABD'ye gitti. Belge imzalandı. Şimdi sonuç almak için, özellikle Türkler daha yüksek bir gayretle koşuşturacaklar.

Bütün bu görünen ve görünmeyen temaslarda biz Kuzey ve Kuzeyliler olarak konuşuluyoruz, ama hiç kimse "siz ne düşünüyorsunuz" diye bize sormayı aklından dahi geçirmiyor.. Özgür Güney bizi konuşuyor. AB, ABD bizi konuşuyor. Türk Arap Fars bizi konuşuyor.. Biz ise sadece ağzımızı açmış sağa sola bakıyoruz. Bakın Doğu'ya bile iki TV hediye edildi (Komela ve TİŞK). Yeri geldiğinde Kürdistan topraklarının ve nüfusunun yarısı Türkler'in işgal ve ilhakı altında inliyor diyoruz. Buna rağmen buharlaşmış durumdayız..

Peki, görünmezlikten kurtulmak için neler yapılıyor? Belki de yapılanlar yetersiz. Birde buna bakalım..

Biliyorum, Bazı Kürtler aralarında tartıştıklarında söylediklerimden ve yazdıklarımdan dolayı bana karşı büyük bir tepki içindedirler. Doğrusunu isterseniz bu umurumda bile değil. Benim kimseden kişisel bir beklentim yoktur. Bundan dolayı tuşlara basarken çok özgürüm. Mesajım, tek umudum olan; kirlenmemiş, eli Kürt Kanı'na bulaşmamış, teslimiyete hayır diyen her yaştan gençleredir. Bundan dolayı onlardan çok beklentim vardır. Bu diri insanlarımızın "ağabeyler"e, tribünlere oynayan sahte kahramanlara ihtiyaçları yoktur. Eninde sonunda doğru bir örgütlenme ile ortaya çıkacaklarına olan umudum tamdır.

Şimdiki durum itibariyle Kuzeyde bir çok örgütlenme insiyatifi görüyoruz. Bir de PKK var. Onu şimdilik geçiyoruz. Önce harekete geçen insiyatifleri gözden geçirelim. Örgütlenmek, dağınıklıktan her zaman evladır. Bundan dolayı bu insiyatifleri dikkatle izliyoruz. Benim için inanılmaz gibi görünen, kısa bir zaman dilimi içerisinde 4-5 insiyatifin birden ortaya çıkmasıdır. Bunlardan bazıları tamamen benzer bir tabanı kazanmak için gizli bir kavga içindeler.

İnsiyatifleri kişi bazında incelediğimizde ise hiç de iç açıcı bir manzara ile karşılaşmıyoruz. Yaşları 70'i aşkın pek çok politikacı insiyatiflerde suyun başını tutmuş durumdalar. Genellemiyorum, ama Kürdistan Sorunu'na bir emekliler hobisi olarak bakılmasına da tahammül edemiyorum. Bunların çoğu sert dönemlerin istirahatli insanlarıdır. Gerçi şu anda Türkler'in iyiden iyiye ilan ettikleri bir topyekun savaş sürecini yaşıyoruz, ama bazılarının durumu anladığından şiddetle kuşku duyuyoruz. Bu insanlarımız; kirli-temiz geçmişleri ile, ben merkezcilikleri ile, asgari düzeydeki enerjileri ile, çağdaşlığı yakalama kaabiliyetinden uzaklaşmışlıkları ile bütün insiyatiflerin en ön saflarını tutmuş bulunuyorlar.. Bazılarını çok iyi tanıyorum. Bir tek işe bakması için "dava günleri"nin elverdiği bir boş zaman bulması gereken biri vardı ki, darası düşman başına.

Sanırım durumu böyle olan Kuzeyliler'in ciddiye alınmamasının sebebini çok iyi görmüşsünüzdür. Bir yandan PKK'nin "valla billa bir şey istemiyorum" diyen Lideri'nin saptırmaları, bir yandan parsacı takımının gençlerin önünü tıkadıkları bir örgütlenme alanı, öte yandan da Türk Devleti'nin kanunlarına uygun siyaset yapmak anlamında legalci takımının demagojik laf kalabalığı arasında kalmış fedakar ve sapına kadar ayrışmış olan Kürt Halkı. Kuzey'i nefes alamaz durumda bırakan bu tiplerin aşılması, Kuzey'deki düğümün çözülmesi için lazım olan İskenderin Kılıcı gençlerin elindedir. Bu kılıcı ne kadar erken kullanırlarsa ve ideolojik olarak (Ulusal anlamda) ne kadar donanmış olarak ortaya çıkarlarsa Kürdistan'ın özgürlük yürüyüşünü daha da güçlendirmiş olacaklardır. Yarını siz kuracaksınız.

2006-07-07

Sirac Bilgin

2006-07-07




Gorusunuz