Azeriler Med mi?-II

nasıl devam edeceğiz?
Bu bölümde, oyoritelerin birleştiği; "genetik araştırmalar halkların kökeninin belirlenmesinde az güvenilirdir" uyarısı gereği artık klasik tarih araştırmacılığını esas alacağız. Böylece bilimsel yöntemden sapmadan Azeriler'in Med Sosyal Kümesi'nin mirasçısı olup olmadığını ortaya koyacağız. Konunun karmaşıklığından dolayı klasik araştırma formunu biraz değiştirmek, yolu ikiye ayırmak bana daha pratik geldi. Önce İslam istilası ve sonrasında bugünkü Azerbaycan'da, ki kadim Med topraklarının "lesser Media" denilen bölümüdür, günümüzde "Azeri" denilen halkı arayacağız. Ardından Medya döneminden itibaren İslam'a kadar olan zaman diliminde Athurpatakan'da yerleşik olan halklara bakacak ve yine "Azeri" veya benzeri bir sosyal kümeyi arayacağız.

Arap istilası ve sonrasında Azerbaycan
İlk yıllar
İslam Halifesi Omar zamanında başlayan İran istilası, Qadissiya Savaşından sonra bir çorap söküğü gibi giderken, Azerbaycan'ın Başkenti Ardavil (Ardabil) direniş kararı aldı. Bu bölge, o zamanlar nüfus bakımından neredeyse silme Kürtler'in hakimiyetindeydi. Fakat Araplar, Ardavil'in valisini kendileri tayin edeceklerdi.

Al-Kufa'ya vali olarak tayin edilen al-Muğriba ibn Şu'ba, Halife 'Umar'dan; Hudhaifa ibn-al-Yaman'a, Adharbaycan'a vali olarak tayin edildiğine dair bir mektup getirir. Bu vali Eyalet'in başkenti olan Hazar Denizi'nin yakınındaki Ardabil'e kadar ilerler. Fakat Eyalet valisi (o zamanki İran'da marzban deniyordu valiye) halk milisleri kurup bu haraççı yabancılara karşı müthiş bir direnişe geçti. Milisler tamamen Kürtlerden oluşuyorlardı. Uzun direnişlerden sonra yerli vali ile müstevliler arasında bir antlaşma imzalandı. Buna göre Adharbaycan'lılar Araplar'a 800.000 dirhem vergi ödeyeceklerdi. Buna karşılık Araplar hiç bir Kürd'ü esir almayacak, öldürmeyecek, Ateş Mabedleri'nden hiçbirini yakıp yıkmayacaktı. Kürtler danslarını (ki bunlar kısmen semah idi) serbestçe icra edecekti Bunları "Kitab futuh el-Buldan adlı esrinde kaydeden Baladhuri, Batılı araştırmacıların tümünün esas aldığı güvenilir bir "vaka Nüvis" veya bir Arab tarihçisi idi. 'Umar bu antlaşmadan memnun olmamış olacaktı ki al-Yaman'ı görevden aldı onun yerine as-Sulami'yi vali olarak atadı. Bu vali hemen bir bahane uydurdu ve halka saldırdı. Direnenleri ezdi, mallarını talan etti. Dördüncü Halife 'Ali ibn-abu-Talib (Hz Ali) ise bunu da beğenmedi. Bir yandan al-Aş'ath'ı bölge valisi olarak tayin ederken, öte yandan da bölgesel Başkent olan Ardabil'e bir kısım Arab'ı yerleştirerek halkı assimile etmeye çalıştı. Artık düzenli siciller tutuluyor, maaşlılar tayin ediliyordu. Ali'nin bu valisi Kürt insanının o zamanki kalbi olan Ardabil'de ilk camiyi inşa eden istilacı olarak tarihe geçecekti.. Fakat Araplar'ın tüm gayretlerine rağmen, İbn Hawkal'ın, "Kıtâb ul masâlik wal mamâlik" adlı eserinde kaydettiği gibi; Hicri 4. asırda Azerbaycan'da hala sayısız ateş mabedi vardı.

Arab İstilası'nın devamında, Tabari ve Baladhuri'ye göre, bu kez Habin ibn Maslama şu anda gözeleri Ermenistan topraklarında bulunan "Nahr al-Akrad=Kürdler'in Nehri"ni geçerek Dvin veya Dabib Ovası'na vardı (643 Hicri). Otoritelerin mesela Ermeni kaynağı; Faustus of Byzantium, III'ün bildirdiğine göre, ki güvenilir olarak kabul ediliyor, bu nehir günümüzün Garni Nehri'dir. Arab Coğrafyacı Muqadasi, (X. Yüzyıl'da), Hristiyanların Dvin'de predominant hale geldiklerini, fakat Kürtler'in şehri ellerinde tuttuklarını kaydeder (yadbituhu al-Akrâd).

Öte yandan, Farslar'ın ve bu arada pek çok Batılı ve Türk yazarın iddialarına göre Azeriler, Oğuz Türkleri'nin torunlarıdırlar. Bunlar köklerini Oxus Nehri'nin kuzeyinden alırlar, ki şimdiki Kazakistan'a tekabül eder. Oğuzlar'ın bir kolu, eski çağlarda Kafkas bölgesine göç etmişler. Oradan Kuzey-Batı İran'a göç edeceklerdi (11.Yüzyıl)..

Dönemle ilgili Türk Hareketlenmesi
Zaur Rzakhanov'a bir kronoloji: Xazarlar'ın ataları Arpaçay'ın bir kolu olan Terek ve daha kuzeydeki Sulak suları cıvarında yerleştiler. (MS131-140).

MS: 400-600; Bardaa Kafkas Albanları'nın başkenti oldu.

MS 451-460; Hunlar, Sabirle ve Xazarlar Azerbaycan'ı istila etti.

MS 461-470; Bu kez yöne Altaic bir halk olan Sargurlar Azerbaycan'ı istila etti..

MS 629; Kok-Türk ve Xazar orduları Azerbaycan'a girdi.

MS 645; Alban Prensi Jevanşir Kuzey Azerbaycan'da (Albania) Sasani Yönetimi'ne karşı baş kaldırdı..

MS 656; Xazar Xaganate yapılandı.

MS 660; Albanlar Xazarları Albania'dan kovdu.

MS 661; Arablar bu kez Azerbaycan'ın kuzeyini (Albania) zapt etti.

Görüldüğü gibi Türkler, görünen zaman dilimi içerisinde sadece talancı gibi bir görünüp, bir kayboluyorlardı. Bu durumları X. Yüzyıla kadar böyle devam eder. Ama yukarıda kaydettiğimiz gibi bölge esas olarak Kürtler, Gürcüler, Ermeniler ve Albanlar tarafından meskun tutulmuştu. Altaic kavimler arasında ise Xazarlar en fazla dayabilmişlerdi. Bu arada hemen kaydedelim ki kendilerini "Azeri" olarak tarif eden hiç bir halk tarih sahnesinde hala görünmüyordu..

XIII. Yüzyıla kadar durum
Kürtler'in Ortaçağda en güçlü oldukları kesit, IX. İle XIII. Yüzyıl arasıdır. Bilhassa XI-XII. Yüzyıl arasındaki zaman diliminde çok önemli gelişmeleri izleyebiliriz. Önce 900'lü yılların başında Alamut Kürt-İsmaili Devleti ortaya çıktı. Bu Devlet etkisini Transkafkasya'ya kadar genişletmıştı. Alamutlular Selçuk saldırılarına karşı sonuna kadar direnebilmiş bir devlet teşkilatına sahip idiler. Bu Devlet Cengiz'in Moğollarına karşı çok cansiperane direnmesine rağmen ancak 1256'ya kadar ayakta kalabilecekti.

Öte Yandan 938'de Kihariji Daysam b. Ibrahim al-Kurdi kendi devleti'ni kurdu. Bu Devlet Azerbaycan'ın kontrolunu tümden ele aldı. Daysam'ın kurduğu devlette geçerli olan paralar şu anda İsveç'te Kraliyet para müzesinde bulunmaktadır. Bu arada, Kuzeyde Şeddadiler IX. Yüzyıldan itibaren ikiyüz yıl süren bir parlak devlet kurdular (MS 951-1174). Bu devlet, Selçuklular tarafından yıkılacaktı.. Kirmanşah ve Xaniqin civarında Annazid Devleti Kurulmuştu (MS 660-1117) Aynı zaman diliminde Mervani Kürt Devleti (MS 990-1096) ve Hasanwayhiler (MS 959-1015) devletleri de kurulmuştu (bu devletlerin birleşik hareket edebildiklerini düşünün)..

Türk Hareketlenmesi
1136'da Şeddadiler devleti'nin yıkılması üzerine bölgenin yeni hakimleri Selçukiler Azerbaycan'da "Atabek Devleti"ni kurdular (Başkent; Bardaa). Kurucusu İldeniz'in ölümünden sonra da Devlet genişledi ve İsfahan'a kadar uzanan bir alanı kapsadı. Hatta Kürdistan'ın Güneyi'nde, Kerkük'te de varlık göstereceklerdi. İşte bu dönem, o yarı Türki, Yarı Farsi dil konuşanlar bölgede tam yerleştiler. Fakat Cengiz'in tekmelerinden İldeniz'in Atabekleri de nasiplerini aldılar. Devlet yerle bir edildi. Sonra Timur geldi. Bir daha vurdu ortalığı.. Bundan sonrası artık biliniyor..

Buraya kadar izlediğimiz kadarı ile, Medler'in torunu olarak nitelenebilecek Kürtler'den başka bir halk grubu göremedik. Şimdi bu işin kalbine doğru gidelim. (Devam edecek)

2006-06-04

Sirac Bilgin

2006-06-04




Gorusunuz