Yado ile Telli; Onlar bir destan yazdılar...

Yado ile Telli'yi anlatmak bir kitap tutar ki ne kitap. Efsane ötesi bir hayattı yaşadıkları.. Bu ikiliyi anlatmak zordue. Kuru bir anlatım yetmez. O hayatı içe sindirmek, ortamı hissetmek gerek. Aradaki yaş farkına rağmen onun Silah arkadaşı olan Babam Abdulhemid Efendi (Hemu Siya) uzun kış gecelerinde ve sıcak yaz akşamlarında o günleri detayları ile anlatır, çatışma alanlarını bir film şeridi gibi gözlerimizin önüne sererdi. Onu dinlerken, hele bir de Zuvyêrli Şako da cemaatteyse yaşar gibi olurduk o günleri.

1933'de Dağdaki diğer gerilla Kadın, Anam 'Eyşê Axon ile Babam Hemu Siya Binê Xetê'ye çekilince Dağların bir yanında Emêr' Far', diğer ucunda Güzeller güzeli Telli ile Yado kalmışlardı. İhanetin, beş kuruşa adam satanların, çetelerin, muhbirlerin bol olduğu günlerdi.. Eski silah arkadaşı Hes' Begon'da Çeteler arasında katılmıştı. Bilmezliktendi ihanet, fukaralıktan, yenilmişliğin verdiği utançtandı. Dünya daralıyordu. Ama Yado ile Telli teslim olmayı akıllarının ucundan bile geçirmiyorlardı. Onlarca tuzağı boşa çıkardılar, bir o kadar çember yardılar. Yeşilin mavi ile kucaklaştığı Murat Vadisi'nde Cîyebaxçur'da, Az'da, Ziktê'de insanlar, korkaraktan da olsa, onlardan gelen haberleri bire bin katarak kulaktan kulağa yayıyor, onların varlığı ile cesaret buluyorlardı. Onca zulüme göğüs germekte, Tırko'nun, Mist' Kuwar'ın , İsmet' Kerr'in askerlerine korku salan bu ikilinin verdiği cesaretin katkısı büyüktü.. Dillerde hep Telli ile Yado vardı artık. Ne Kerem ile Aslı, ne Leya ile Mecnun gibi passif aşıklar onlarla yarışabiliyorlardı. Silah elde, dağlarının bekçiliğini yapan iki can, bir vücut idiler sanki. Dağlarla birleşmiş, dağlarla konuşur olmuşlardı.

Nihayet 1936'ya kadar götürmüşlerdi bu şanlı direnişi. Elimdeki band kaybolduğundan ve hafızamın bana ihanetinden korkarak kaydediyorum o günleri. Ama Miston-Buwêtiyon taraflarıydı. Yine bir ihbar gitmişti Türk Komutan'a (Ali Haydar mıydı?). Elindeki bütün güçleri ve çeteleri topladı, İhbar mevkiini sardı. Şimdi çıkışı olmayan bir tuzaktaydılar.

İki gün direndiler. Çemberden çıkış yolu yoktu. Cephaneleri gittikçe azalıyordu. Böyle giderse sağ olarak Düşman'ın eline geçebilirlerdi. Takriben çatışmanın üçüncü günüydü (Yanlışlarımın düzeltilmesini dilerim). Güzeller güzeli Telli bir cıgara sardı. Yado'ya verdi. Diğerini de kendisi aldı. "Dezge"yi çıkardı. Vurdu çakmaktaşına. Üstündeki "pîya" yanmaya başladı. Önce Yado'nun cigarasını yaktı. Ardından kendisininkini.. Etrafındaki sonsuz yeşillikleri bir daha ve ezberlercesine beynine nakş etti. Sonra Yado'ya baktı.. Ellerini tuttu. Yüzünü çevirdi kendisine. Sanki ilk defa görür gibi doyasıya baktı. Artık son noktayı koyacak zaman gelmişti. Silahını elinde sımsıkı tutarak Bir kez daha baktı sevdiği adama. Yavaş yavaş konuşmaya başladı (sesleri etraftaki çetelere ulaşıyordu):

"Al şu silahi vur beni! Düşman'ın eline geçmeme müsaade etme"

Yado, Yılların gerillası efsane Yado, titremeye başladı. Telli idi bu.. Can yoldaşı, hayat arkadaşı, aşkı kendisine "canımı al" diyordu. Nasıl olur bu? Gözlerindeki yaşı gizleyemedi;

"yapamam" dedi...

Ama karşısındaki Telli'ydi. Kürd'ün namusunu Düşman'a teslim etmeye niyetli değildi. Son bir kere yalvardı:

"Beni vurmazsan namusumu vurursun! Yapma Yado.. Düşman'ın eline bırakma beni."

Yine ve sadece;

"Yapamam" demiÅŸti Yado..

Bunu üzerine Telli yerinden kalktı, kararlı bir şekilde dikildi karşısına:

"Can şirindir Yado. Korkarım ki ben beceremem. Ama sen vurmazsan, ne olursa olsun ben yapacağım bunu"..

Yado çaresizdi.. Telli kararlı. Asla Tırko'nun eline geçmeyecekti. Bunu anladı. Demek vakit gelmişti. Son bir kez sarıldılar. Sonra Telli yere oturdu. Başını öne eğdi. Bir tek el silah patladı... Canı bildiği yoldaşı ebediyete karışmıştı artık.

İşte bu sırada Tırko subayı seslendi ona:

"Teslin ol Yado! YaÅŸa yaÅŸa Kemal PaÅŸa de, seni af edeceÄŸiz!"

Yado bu sözleri duıyduğunda neredeyse çılgına dönmüştü. "Tırko, benim toprağımda, bana teslim ol diyor!. Hem de Mistê Kuwar'a biat etmemi isteyerek! Üstelik Telli'min aziz naaşının önünde!" Ayağa kalktı. Direkt hedefe yönelirken bir yandan da bağırıyordu.

"YaÅŸa yaÅŸa Yadin PaÅŸa!"

Dört bir taraftan yaylım ateşi başladı.. Onlarca kurşun girdi bedenine. Yado, Telli'sine kavuşmuştu..

Bu Millet daha ne kadar Yadolar, Telliler yetiştirmişti.. Şimdi sıra yeni Yadolar'da, yeni Telliler'de..
---------------------
Kawey hesinkar bav û kalê min,
Perçiqand serê zehakê dijmin.
Ji gerdena Kurd
Wî şikand zencîr,
Serê me parast,
Ji birîn û şûr!
Roja hat kuştin xwînmijê dilsoz,
Goya dibêjin:-Ew roje nûroz...
Zivistan diçî,
Ew rojên ne xweş
Parêz dibî Kurd,
Ji dêwê zergeş.
Wesan dibêjî Zerdeştê rêzan,
Ehreman dişkê Hirmiz tê meydan!
Kîme ez?

2006-05-27

Sirac Bilgin

2006-05-27




Gorusunuz



aşkın böylesi

mehmet

2009-12-17 16:09 - tek kelimeyle harikka bi destan iÅŸte sevmek saymak bu .

seroq

mustafa ercan

2009-03-24 09:37 - abı süpere bı hıkaye bu ya ama ben baska yerde okuydum tellıyı arkadası vuruyo sonra ordan kaçıyolar .. yado ve ekıbı bi kaç yıl yasadıktan sonra öluyolar ...