Sahib Lagendijk ben terörist değilim!

Batı'nın siyasi literatüründe "terörist" terimi, gerçek terörist tarifine uyanlarla birlikte, uluslarının kendi kaderini tayin hakkı için önlerinde şiddeten başka yol bırakılmayan milletlerin fedakar evlatlarını da kapsamakta, bir damga olarak zafere kadar onları takip etmektedir. Bu klübün sözcülerinden biri olan Öte yandan Lagendijk de aynı kafa yapısı ile Kürtler'e yaklaşmakta, Mazlum milletimizin fertlerinin kafasında şüphe ağları yaratmaya çalışmaktadır. Lagendijk, 'amaç meşru olsa da, olmasa da, şiddet kullanmanın demokraside izlenebilecek bir yol olmadığını' söylemekle açıkça Türkiye denilen Devlet yapısı'nın demokratik olduğuna inandığını ortaya koymaktadır.

Sözleri'nin tümünü alt alta koyarsak çok çarpık, haksız ve Kürt Milleti'ni yok sayıcı bir mantık yakalarız. Adam Ulusumuzu resmen "ulus" olmaktan çıkarıyor, bir azınlık olarak gösteriyor, "demokrasi" olarak gösterdiği Türk Devlet sistemi, onun politik candamarları olan Türk Partileri ve giderek bir avuç insan hariç tüm Türkler, AB'nin bu "azınlık" konseptini bile kabul etmiyorlar. "Azınlıklar Lozan'da ismen zikredilmişlerdir' diye kestirip atıyorlar ve haklıdırlar, ama onların düşündüğü sebepten değil.

Lagendijk, Kürtler arasında şiddetten uzak durmayı seçenleri güçlendirmeye çalıştıklarını açıkça beyan ediyor. Bunu anladık. Peki ben Kürd'üm, Kürd Milleti'ndenim ve bir ulus olarak, Hollanda'nın sömürgeci geçmişi ve günü hariç, onun milleti'nin sahip olduğu tüm hakları istiyorum diyerek şiddetten uzak duruyorum. Kısacası "Sahib" Lagendijk, ben, sizin deyiminizle terörist değilim veya terörist olmaktan vazgeçiyorum.. Ne yapabileceksiniz benim için? Ankara'da "Kürtler için TV yayını 4 gün ile sınırlı olamaz, hergün ve günde 24 saat Kürtçe yayın yapılmalı" gibi hiç ilgilenmediğimiz bazı yüzeyel "haklar"dan başka ne istediniz ki benim ulusumun tarih sahnesine çıkmasına vesile olacaksınız? İş TV'ye kalsa şu anda Kürtler'in izleyebileceği 7-8 uydu kanalı ve bir o kadar da yerel kanal var. Alsınlar o TV'lerini başlarına çalsınlar!

Lagendijk yemin billah ederek "Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını şu sözlerle ifade ediyor: "Türkiye'de bazı kesimlerin Avrupa Birliği'nin ve ABD'nin Türkiye'yi bölmek istedikleri yönündeki görüşlerini ilk duyduğu zaman 'hayretler içinde kaldığını', ancak Türk tarihini Osmanlı imparatorluğunun son dönemleri ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını okuduktan sonra 'bunun Türklerin içine işlemiş bir korku' olduğunu anladım. Ancak bu korkular tamamen yersiz. Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye'nin üyeliğine destek veren, karşı çıkan, Kürtlerin hakları konusunda destek veren, karşı çıkan tüm parlamenterlere sorun, hepsi de Türkiye'yi bugünkü haliyle istediğini söyleyecektir. Biz Türkiye'nin bölünmesini istemiyoruz, Türkiye'nin bugünkü sınırları içinde tek bir ülke olarak Avrupa Birliği'ne girmesini istiyoruz''.

Lagendijk Sorunu hiç ama hiç anlamamış bir aptal rolünü oynuyor. Adam açıkça artist! Çünkü gözleri olan herkes Ortadoğu'da bir Kürdistan Sorunu olduğunu, bu bölgedeki istikrarsızlığın en önemli sebebinin temelinde, İFADE EDİLMEYEN, YOK SAYILAN, BİR TERÖR SORUNU OLARAK GÖRÜLEN BU DEVASA SORUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞE MAHKUM EDİLMESİNİN YATTIĞINI, BU ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN NE AHLAKİ, NE SİYASİ VE NE DE EKONOMİK BOYUTUYLA AB DEVLETLERİNİN ÖZ ÇIKARI İLE BİLE ÇAKIŞMADIĞINI GÖRECEKLERDİR.

Bir misal vererek daha iyi açalım konuyu: Güney-Kuzey mukayesesi ile bir sonuca varalım.. Kürdistan'ın Güney Bölgesi aşağı yukarı 100 Bin Km karedir. Nüfusu 4 milyon civarında olan bu bölgemiz yüzölçümü itibariyle Kuzey'in 2.5'te biri, nüfus itibariyle ise söz konusu bölgenin beşte biri karardır.

Fakat Güney, kültürel haklara değil, ulusal haklara sahip olmuştur, hem de Batı'nın müdahalesi ile.. Orada bir parlamento, bir devlet baişkanı, bir hükümet işbaşındadır. Özel polisi, Irak polisinden daha etkin, ordusu ise cıvar devletler için bile caydırıcı hale gelme yolunda. Bölgenin bankaları, üniversiteleri, okulları harıl harıl işliyor. Güney Hükümeti şu anda alt yapı çalışmalarını yürütüyor..

Bütün bunlar olurken AB Ülkeleri'nin neredeyse tümü orada boy veriyor ve gidişatı destekliyor. Bölge'de konsolosluklar açılıyor, ekonomik antlaşmalar imzalanıyor..

Peki Kuzeyliler aynı haklara niçin layık görülmezler? Ne eksiğimiz var? "Silahlardan uzak durun, akıllı olan ki size bazı haklar sağlansın" diyor AB sorumlusu "Sahib" Lagendijk. Oysa milletimizin bir parçası olan Güney çok iyi talim görmüş bir ordu sayesinde ayakta durabiliyor. Bu Lagendjk de biliyor. Şimdi Bay sorumlu, Yüce Sahib, biz silahtan vazgeçsek bile Türkler yakamızı bırakmıyorlar ki? Hırsız gibi evimize, yurdumuza girmiş, baş köşede kurulmuş çıkmıyor işte. "Sen artık benim kölemsin" diyor.. Bir yürüyüş düzenleyecek olan silahsız insanlarımız yaka-paça edilerek, dövülerek, sövülerek derdest ediliyorken, Sen hala kalkmış beni susturmaya çalışıyorsun.. Adam, 250 Bin seçme Askeri'ni Kuzey ve Güney'i tehdit için sınıra sürmüşken, adam, çoluk çocuk demeden halkımızı süngülemekle meşgulken, adam, bana karşı topyekun savaş ilan etmişken sen kalkmış benim aklımı çelmeye çalışıyor, beni, sonu ebedi kölelik olan bir yola sürmeye çalışıyorsun? Bu ne akıldır?

Seksen çocuğum demir kapılar ardında yirmi seneye kadar varabilen bir hapiste kalma riski taşıyorken, sen kalkmış Hakkari'de meydana gelen hafif etkili, faili meçhul bir bombalama olayını bile hiç tereddütsüz aramızdan birilerine yüklüyorsun ve "şiddetle protesto" ediyorsun! Bu ne akıl? İki arabanın çarpışmasında bile bir çok insan ölürken nasıl oluyorda koskoca bir bombalama olayında hiç bir can kaybı olmuyor? Bu sende bir kuşku uyandırmadı mı? Kürt Tarafının koyduğu bombalar askeri araçları havaya uçururken, nasıl oluyorda bu "polis ve asker çocuğu" yüklü otobüsten bir tek ölü dahi çıkmıyor? Aklına hiç bu işin MİT tarafından düzenlendiği gelmedi mi? Eminim yakında bir itirafçı bulacak ve bu olayı detayları ile bir örgüte yükleyecekler.. Ama bu doğru mu? Bu vicdani mi? Sahib Lagendijk, Sen bu olayda bile sınıfta kaldın. Avrupa hukukunu da payimal ettin! Bilmez misin, aksi ıspatlanıncaya kadar "sanık" masumdur?

Evet Lagendijk, Ben Terörist değilim, ama kimliğime aşığım... Yurduma aşığım ve kıskancım.. Hiç bir yabancı çizmesi görmek istemem orada.. Ben milletimi seviyorum.. Artık itilip kakılmasını istemem. Ben suçluysam yabancı bir yargıcın benim hakkımda hüküm vermesini istemem. Ben barışçıyım, hiç bir gücün beni kendi çıkarı için savaşa sürme gibi bir hakkı olduğunu görmek istemem. Ben dilimi istiyorum. Öğrenim görmek istiyorum. Fakat kendi kimliğimle, kendi dilimde.. Sen bunları sağla, ben de sana uyayım..

Aksi takdirde bütün yavşak kravatlı teslimiyetçiler senin olsun.. Andımız var, rahat yok hiç kimseye!

2006-05-08

Sirac Bilgin

2006-05-08




Gorusunuz