İstediğimi yaparım..II

Yazımda Kuzeyli diğer partilerde kalmıştım, Şimdi bunu açacağım..

Pozisyonları itibariyle bir devlet ağırlığı taşıyan Güneyli Partiler ve liderler bu pervasız Türk Generallerine gerekli olan cevabı en sert şekliyle vermişlerdi. Tabii ki Türkler tarafından ciddiye alınan ve sertleşmenin tırmanması halinde istenmeyen noktaya gelineceği bilindiği halde bu sert cevaplar geliyorsa, "sınırlarım içinde ben istediğimi yaparım" diyen generale aynı sertlikte Kuzeyliler'in de cevap vermeleri beklenirdi. Ama her nedense büyük bir rehavet yaşanıyor, hiç olmazsa psikolojik savaşın gereği olan cevaplar bile yetriştirilemiyor.. Bunu yapan WP ise çok büyük bir aymazlıkla "PKK'ye göz kırpmak"la "suçlanıyor".. Ne büyük çiğliktir bu! Yüz kere, bin kere yaz, ama onlar duymaz, anlamaz. Ezberleri hiç bozulmaz.. Biz SAVAŞ SIRASINDA SAVAŞIN DİLİ İLE KONUŞURUZ DİYORUZ. Bunun anlamı; mücadele alanında bulunan hiçbir Kürt Şahsiyetine, örgütüne, gerillaya ve sokaktaki kitleyi yönlendirebilecek durumdaki şahsiyetlere laf dokundurtmamak, onların moralini bozucu bozguncu yayınlara müsaade etmemektir.. İşte biz tam da bunu yapıyoruz. Fakat gelin görün ki; "benim oğlum elif okur, döner yine aynı okur" misali bazı kişilikler bildiklerini okuyorlar. Varsın okusunlar, ne yapalım?

Evet, Kuzeyli Partiler itibariyle, bazıları hariç (ki bunlar PSK ve Rizgari gibi bildiri yayınlayan ve şehitlere karşı tavrını ortaya koyan bir kısım PDK-Bakurlu'dur), durumun ciddiyetinin kavrandığını hiç sanmıyoruz. Son olayda "Avrupa Örgütü" de olsa, bildiri yayınlayıp PKK'yi kalaylayan PWD'yi yine de (kısmen) anlıyoruz. Ama hiç bir partinin ilgilenmeyeceği kadar lokal bir olaya, değerli kadrolar barındıran bu partinin bildiri yayınlayarak tepki vermesi, bu aşamada zayıflığın işareti olarak kabul görür. Bu partinin Türk Ordusu Kürdistan'a karşı topyekun bir savaş ilan etmişken ve 250 bin kelle ile Güney'i tehdit eder noktalara konuçlanmışken, halkımıza moral aşılıyan bir bildiri yayınlmaması durumu daha da ilginçleştiriyor. Ne yani, Türk Askeri'nin, tüm Kürdistan'ı kapsayacak şekilde silah şakırdatması, lokal bir olaydan daha mı az önemli? İşte Kürdistani olmayan budur..

Diğer bir parti içişleri ile çok meşgul olduğundan dolayı sıkıntılar yaşıyor gibi bir izlenim sergiliyor. Ama hiç bir sıkıntı, Düşman'ın verdiği sıkıntı kadar olamaz, olmamalı. Partilerin varlık sebebi problemlerdir. Promgramsal olarak önüne koyduğu bir sorunda dev bir tırmanma, hatta nihai olarak kozların paylaşılmasının söz konusu olduğu bir süreçte, iç problemler fedakarlıklarla aşılmalı ve asıl problemle ilgili acil bir harekat hattı saptanmalıydı. Hiç olmazsa bir bildiri ile halka problem hakkında düşündüklerini açıklamalı idiler. Olmadı.

Bir diğer grup ise "vallahi billahi biz şanlı bir maziye sahibiz, var mı mazimize yan bakan" türü bildirileri imal etmekle meşgul. Anladık, anlı-şanlı bir maziniz var.. Ama Kürdistan şu anda can düşmanı ile karşı karşıya.. Hani Düşmana karşı bir tavır?. Hayır, varsa yoksa mazileri.. Kim bunlar derseniz hani şu PKK ile bir zamanlar savaşa girip iki taraftan toplam 350 kişinin toprağı boylamasına sebep olan iki örgütten biri.. Ne demeli?

Yine, bir başka örgütü toparlamakla meşgul olan bazıları da Kürt Örgütleri'nin en eskisinin MİT'le ilişkileri konusunda uzmanlık imtihanına hazırlanır gibi harıl harıl çalışıyor, ama Türk Askeri'nin Kürdistan'da, başta Kürtler'in Güney'deki kazanımları olmak üzere Kürt Sorunu'nu, aklınca, yoketme amacıyla bulunduğunu unutuyor. Bu arada Türk'ün Kürd'ü olanlardan bahsetmek bile istemiyorum. Velhasıl Rigarî ve PSK dışında bildiri ile tavır beyan eden örgütler yok derken; PDK-Bakur, PADEK, PRK-Rizgarî, PİK, PSK, PŞ-KAWA, PDK-Î, PDPK-S, PDK-S(El Parti), PAK-S-Evrupa, MKK - Malbenda Kulturî Kurd-li Almanya, SKA-Sentera Kurd li Almanya. Ve destekleyici olarak PWD-K'nin ortak yürüyüş kararı geldi. Bu tavrı ve altında imzası bulunan örgüt ve partileri bu vesile ile selamlıyorum.

Düşman'a karşı daha da aktif olunması, bunun için bütün Kürt insanlarının seferber edilmesi için; parti, örgüt ve şahsiyetlerimizin eteklerindeki taşları tamamen boşaltmalarına, kişisel kin ve nefretten uzak, geçmişin üzerine bir çizgi çizmesine bazı şartlara bağlı olarak biribirlerine karşı yeni ve temiz bir sayfa açmaları gerekir kanısındayım. Bu şartlar her zaman kaydettiğimiz şartlardır:

-Bunun için kalburüstü partileri ve şahsiyetleri bir araya getirecek bir komitenin oluşturulması..

-Bu komitenin tecrubeli ve bilinen Kürt İnsanları'ndan oluşmasına dikkat edilmesi..

-Şu andan itibaren Kürt örgüt, parti ve şahsiyetlerinin biribirlerine karşı dostça eleştiriler hariç her türlü "muhalefet ezberi"nden uzak durması..

-En önemlisi ise bir araya gelinmesi halinde ortak bir Kürdistani çizginin konsensüsle saptanması..

Bu maddeler daha da arttırılabilir.. Önemli olan iyi niyettir, kabarmamaktır, Düşman'ı ciddiye almaktır. Böylece ülkemizi işgal ve ilhakla yetinmeyen iğrenç yaratıkların kabadayılıklarına karşı tek yumruk haline gelmiş olan Kürt Halkı dikilecektir. Son olaylarda bu karşı duruşun provasını hep birlikte gördük.. Şimdi ise örgütlü bir şekilde, ne zaman hangi adımı hangi güçle atabileceğimizi saptayıp pratiğe geçirmenin zamanıdır.

2006-05-04

Sirac Bilgin

2006-05-04




Gorusunuz