Fırat'ın Kimliği

Kaynakları niyetlere göre seçmek elbette bir haktır, ama, acaba ne kadar haklı bir sonuç çıkarılır bu tartışılmalı. Fırat'ın "etymoloji"si konusundaki tartışmayı takip ettim. Çok lüzumsuz sertliklerin çözüm getirmeyeceği bir daha anlaşılmış olamalı. Oysa karşısındakini de anlamak, anlamaya çalışmak gerekir. Bu yöntemle çok dramatik doğru sonuçlar elde etmek mümkün olmasa da birbirini dinleyebilme olanağı doğar. Şimdi konumuza dönelim.

Fırat adını Grekler "Eufrates" olarak kullanırlar, ki bu Roma'dan kalma bir kullanım şeklidir. Yerli Halklardan Akkadlar (MÖ 2000-2400 cıvarı) "Purattu", Aramiler "Prathi", Sümerler ise "Buranun" demişler bu nehre. Yahudiler'in kutsal kitabı "Eufrat" adını kullanmış ve bu nehrin cenetten çıkma olduğunu kaydetmiştir.

Biz burada Akkadlar'ın "purattu"sunu Avesta ile birlikte irdeleyeceğiz. Avesta, bir yandan dini bir kitap olmasına rağmen, öte yandan da Eski Aryan Kültürü'nün taşıyıcısıdır. Genel itibariyle Med Rahipleri Magular tarafından yazılmıştır. Yani kelimenin tam anlamı ile Proto-Kürdler'in şekillendirdiği bir kitaptır.

Avesta yazıldığı dilde Fırat "hu" "peretu" olarak geçer. Hu=iyi, peretu= Köprü, geçit verme.. Yani isim olarak "iyi geçit veren" anlamı bariz olarak çıkıyor. Bu sonradan "eu" "peretu" olarak değişmiştir. Bilindiği gibi "'eu" Hint-Avrupa dillerinde "su" anlamına geliyor. Günümüz Kürtçe'sinde Zazaki; "awk", Kurmanci "aw" ile "eu" zamanın yarattığı değişime rağmen aynıdır. Şimdi Akkadlılar'ın Purattu'su ile Aryanlar'ın "Eu peretu", veya "hu peretu"suna gelelim. Bu iki terim niye benziyor? Kim kimden almış olabilir. Orijinal Avesta'ya baktığımızda, en eski tekst olan Gathalar'da Chinvat Peretu, ibaresi geçer. Bu ibare İslam'ın "Sırat Köprüsü", "Sırat geçidi" teriminin babasıdır. Bu terim Gathalar'da kullanılırken Akkad diye bir halkın ve Semitik bir ırkın varlığından bile haberdar olunmamıştı. Bunu pek çok Batılı yazar kaydeder.

Akkadlar dönemine baktığımızda ise ortalık Aryan kaynıyordu. Bunlar Mezopotamya'nın kuzeyini tutmuş, Fırat'ın kaynaklarına kadar olan coğrafyada şu veya bu ad altında hakimiyet kurmuşlardı. O zaman kendi kendimize şu soruyu yöneltelim: Nasıl olur da Kuzey ve Güney'de iki ayrı halk, çok yakın iki sesi kullanarak aynı nehre neredeyse aynı ismi veriyor? Biz bunu elbette demagojik bir çözümlemeye varmak ve bir mantık oyunu ile sizi manipule etmek amacıyla sormuyoruz. Sorumuz doğrudan doğruya bilimsel çözümlemeye teşvik içindir.

Gerçekten, Kuzeydekiler'in isimlendirme alanında kullandığı mantık ve ismin etimolojik çözümlemesi, "Eufrat" isminin doğrudan doğruya Aryani bir kökten geldiğini açıkça gösterir. Çözümlemeyi, değişim sürecini de gözönüne alırsak, daha da derinleştirme durumuna gelebiliriz. Kürtler'in komşusu olan ve Eufrat ile ilişkisi sadece işgal ve ilhak yılları ile sınırlı olan Persler bu nehre "Ufrat" derlerdi. Ufrat'taki "u", "eu"nun bozulmuş şekli ve Persçe'deki kullanım şeklidir. Frat ise Peretu'nun aynı şekilde bozulmuş bir şeklidir. Zaman içinde kelimelerin geçirdiği değişimler Linguistik bilimi ile uğraşanların malumudur. Dolayısı ile Euperetu'nun zaman içinde bu değişlimi göstermesi tabiidir. Zamanımızda bile Fırat'ın kıyılarında yer alan Kürtler bu nehre "ava fıratê" demezler mi?

Gösterecek başka delil gerekli ise itirazcı insanlarımız araştırarak sorsunlar.. Cevaplarız. 2006-04-17

Sirac Bilgin

2006-04-17




Gorusunuz