Ramazan Haşim'in anısına- ya da birakujî'de bir dağı devirmek..

Yiğidi öldürmek çok kolaydır. Kalleşçe bir pusu, çok ucuza bulunabilen bir kurşun ve bir tetikçi.. Hepsi bu kadar.
Ama yiğit ölür, namı kalır derler. Ramazan Haşim de aynen böyle kalleşçe bir pusuda can vermişti. Bugün onu, ölümünün 28. Yılı'nda hala konuşuyorsak bu o yiğidin ölmezliğindendir. Onu çldüren tetikçinin, ölümüne karar veren koskoca "Merkez Komitesi'nin ve "Jivkof"vari yürüyen parti sekreterinin adını kaç kişi bilir? İşte Kürt'ün dramı budur. Muhiddin Amcam; "Kürtler seçerek, en iyilerini öldürürler ki nam alsınlar" derdi. Evet katilleri en iyilerinden birini seçerek öldürmişlerdi. Ama nam alamadılar. Bir gelenekdi sürdürülen.. Ferit Uzun'un katli ile doruğa eren ve PKK-KUK çatışmalarında 350 cana mal olan, sonra PKK'nin tek taraflı olarak sürdürdüğü büyük Kürt Kırımı Operasyonu ile devam etmekte olan bir "kurmê darê"..
Peki kimdi Ramazan Haşim? Neden ölmezler kervanına dahil edilmişti?
Ramazan Haşim, İkinci Savaş sonrası kuşağın en eski Kürt Milliyetçileri'nden biriydi. Aşiret reisiydi. Sufrası, kapısı her Kürd'e açıktı. 1958'de Mistefa Barzani'nin yurda dönüşü, her Kürt Milliyetçisi gibi onda da umutlar doğurmuş, vücudundaki adrenalin miktarını arttırmıştı. 1962'de, Güney'de silahlar patlamaya başladığında dikkati oraya odaklanacaktı. Güney'e git-geller başladı. Bu kutsal savaşın ihtiyaçlarının karşılanması, iyi bir cephe gerisi gürev yüklenilmesi için çareler arar durumdaydı. Nihayet örgütsüz, organizasyonsuz bir cephe gerisi kısır olur düşüncesi ağır basacaktı. Böylece bir kaç arkadaşı ile birlikte Güney ile "KDP irtibat bürosu" niteliğinde bir örgütlenme gerçekleştirdiler. Böylece devrimcilerin ihtiyacı olan silah, mühimmat ve diğer malzemeler kaçakçılar vasıtasıyla temin edilecek, Güney'e akıtılacaktı. Bu arada sıkışan bir grup Peşmerge olursa güvenlikleri sağlanarak, müsait bir zamanda geri yollanacaktı.
Denilebilir ki, Ramazan Haşim ve arkadaşları Kürdistanlılar arasındaki sınırları tanımayan Kuzeyliler'in öncüleri olmuşlardı. Daha sonra TKDP'nin kurulması ile birlikte arkadaşları ile birlikte bu örgüte de katılmıştı. Bu partideki rahat ve çalkantılı dönemlerde hep hizmettteydi. Bir neferdi o. 1975 yenilgisinde yaşadığı büyük moral bozukluğuna rağmen disiplinini bozmadı, teslim olmayı red edip Güney-Batı'ya geçmeye çalışan Peşmergeler'e ev sahipliği yaptı. Günde bazan iki yüz kişiyi bulan kafileleri misafir etti. Güney'e geçişlerinde Hacı Suphi iler birlikte yardımcı oldu. Kişisel ekonomisi sıfırlanıncaya ve hatta borçlanıncaya kadar tavrından dönmedi, Güneyli kardeşlerimize yardım etti. Barzani Daha önceki hizmetlerinden dolayı kendisine bir klaşinkof hediye etmişti..
1977 Yılında TKDP içinde yaşanan ayrışmada ve neticede toplanan kongrede Marksist-Leninist'lere karşı ulusal platformu savunanlar ile birlikte hareket etti. Burada bir not düşelim; Kongre boyunca iki ağa, Hacı Suphi ve Ramazan Haşim, çocukları yaşındaki bu Marksistler'e elleriyle hizmet etmiş, rahatlarını sağlamak için elinden geleni yapmıştı.
Neticede TKDP Yönetimi Marksistler'in eline geçti. Ardından yeni yönetim Barzani ailesine karşı çok ağır bildiriler kaleme almış (bunlar elimizde) ve parti içindeki Barzani yanlılarını tasfiye etmeye başlamışlardı. Ramazan Haşim bunların başında geliyordu. Fakat Merkez Komitesi'nin Ramazan Haşim için düşündüğü sadece basit bir tasfiye değildi. Onu fiziki olarak yok etmek suretiyle etraftaki Barzaniciler'e gözdağı da vermek istiyorlardı. Bunun için bir tetikçi ve bir de gözcü Ramazan Haşim'in kapısına gönderildi. Barzani'nin hediye ettiği klaşinkof'u istediler. Vermeyince de yerinde, kapısının aralığında infaz ettiler..
Ruhu ÅŸad olsun. 2006-03-27

Sirac Bilgin

2006-03-23




Gorusunuz