Bu Millet ölmemeli; Proto-Kürtler'in Grek uygarlığına etkileri..II

Magular önceleri infilrasyon şeklinde Anadolu'ya geçmişlerdi. Buralarda ateş mabedleri kuran Medyalı Rahipler'in (yani Magular'ın) Anadolu'daki varlıkları pek çok Grek yazarı tarafından billdirilmiştir. Bu rahiplerin varlıkları Anadolu'da yapılan kazılarda elde edilen bulgularla da ıspatlanmıştır. Bunları etraflıca Zarathuştra adlı çalışmamda belirtmiştim. Magular'ın toplu olarak Anadola'ya geçmeleri, daha doğrusu kaçmaları, Guamata Adlı Med prensinin veya Magu liderinin isyan edip yenilmesi ve yok edilmesi sonucu cereyan eder. Pers Kralı Darius Med prensine karşı elde ettiği zafer gününü Bâgayâdîş Bayramı olarak ilan eder. Herodot, Magular'ın kitle halinde öldürüldüğü ve 5 Kasım'a rastlayan o bayram gününden Magufonia olarak etraflıca bahseder.. İşte o günlerde Magular'ın önemli bir bölümü Anadolu'ya kaçarlar ve orada Grek Feylosofları ciddi bir temas sağlarlar. Bu temas sonucu Grekler'in düşünce sisteminde esaslı bir değişim yaşanır. "Logos" ve "Hetsia" bu temasın en önemli sonuçlarıdır.
Logos'u formüle eden ilk grek Heraklitosdur. Bilindiği gibi Grekçe'de Logos, söz demektir. Fakat bu alelade bir lakırdı değildir, konuşmaktan (speech)den ziyade karar (sentence)dir. İşte buna varmak için önce Magular'ın Manthra=söz'üne bakarak, grek logos'una gelelim..
Zerdüştizm'in kök aldığı magu düşüncesine göre hiçbir şey yoktan var olamaz ve var olan yok edilemez. Sürekli bir değişim söz konusudur (her şey değişir). Bunu sanırım en bariz şekilde Zat Sparam'da yakaladım (Zat Spram aynı adı taşıyan dini kitaplar dizisinin yazarıdır ve Avesta'nın kayıp bölümlerine dayanarak dini açıklamalarda bulunur).. Bu temelde Avesta, Dinkard, Bundahişn ve Zat Sparam'ı birleştirerek yaptığım incelemede vardığım sonuçları şöyle özetleyebilirim: Evren'de iki temel güç bir arada (zıtların birliği) ve mücadele halinde bulunurlar (zıtların mücadelesi). Bu uzlaşmaz iki zıt kutub, İyi, Spenta Mainyu (Temiz ruhsal varlık) ve Kötü, Angra Mainyu (Düşman, ruhsal varlık) bir araya geldiklerinde hayat ve hayat olmayanı oluştururlar (her şey zıddı ile açıklanır)..
Başlangıçta Spenta Mainyu ve onun cevherinden oluşan Ahura Mazda sonsuz ve bundan dolayı görünmez olan ışıklı mekanında hareketsizdir (sanki Kara delik tarif ediliyor). Bu sırada Angra Mainyu bu mekanı hissediyor ve saldırarak kendi özü ile kirletmeye kalkışıyor (veya Ahura Mazda bunu anlıyor). İşte o anda Mathra ile maddi dünyanın oluşması başlıyor. Manthra sadece söz değildir, vibrasyondur ve hareketi başlatan enerjidir. Enerji ile hareket, hareket ile tarih başlıyor.. Bu sırada oluşan altıların her biri bu oluşumdaki yerini alıyor. Bunların en önemlileri Vohu Manah (İyi Düşünce) ve Aşa Vahişta'dır (Doğruluk, düzen, adaletlilik).
Yaradılışta her şey ateş, sonsuz ışık, düzeyinde cereyan ederken bu sırada Kötü Güç saldırıya geçerek bu mükemmel yapılara bulaşıyor ve contamine ediyor (kirletiyor). İşte bu sırada (çok kısaltarak ve belki anlam kaybettirerek kapatıyorum) evrensel kamara (kemer) kapanıyor ve büyük mücadele başlıyor. Böylece evrensel, toplumsal ve bireysel düzeyde içselleşen Hayat ve hayat olmayanın, iyi ile kötünün giriştiği büyük mücadele sonucu evreni, toplumu ve bireyi hareket ettirecek olan savaş başlıyor.. Bundan da anlaşıldığı kadarıyla ve Avesta'nın Gathalar (ki asıl bölümlerdir) bölümüne serpiştirildiği gibi, Bu savaş evrende, toplumda ve birey düzeyinde cereyan eder. Evrende Ajura Mazda ile Angra Mainyu arasında, toplumda Kötü'nün tohumları olarak bilinen zalim diktatörler ve onların kan emici yandaşları ile emekçiler arasında, kişisel düzeyde ise ferdin kendi kendisi ile savaşımı düzeyinde bir savaş cereyan eder. Bu savaşın galibi İyiler olacaktır. Kötü tecrit edilecek ve uzayda hapsedilecek, İyiler Spenta Mainyu ile birleşecek. Bu ise sürekli bir devinim ve değişim demektir. Evrende, toplumda ve fertte hiçbir şey tek başına yoktur. Zıddı ile vardır.
İşte Grek düşünürlerinin Heraklitostan itibaren geliştirdikleri Logos da bu çerçevede, ama başka kelimelerle kaleme dökülür. Empedites, Demokritus, Socrates ve en nihayetinde Logos'tan Nous'a varan Plato bu düşünceyi sitematize ettiler (bu konuda derinleşmek isteyenler, bir kütüphaneye gidip; "Mills, L H; Zarahtushtra and Greeks, Part I, Leipzig 1903-1904" adresli kitabı alıp inceleyebilirler. Unutmayınız ki benim Zarathshtra düşüncesi ile ilgili açılımlarımı o kitapta tam olarak bulamazsınız, ama yine de doyurucu bilgiler alırsınız. Tam bilgilenme ancak; Dinkard, Zat Sparam, Bundahishn -büyük ve Avesta birlikte incelendiğinde, bölük pörçük olarak anlatılanlar metodik olarak birleştirildiğinde alınır ve bu sizin için büyük bir ziyafet olur.).
Heraclitus'a göre tabiatta değişmez olan hiçbir şey yoktur. Ama düzen içinde. Bunun için bitmez tükenmez bir substans (özdek) gereklidir. Bu bitmez özdek ateştir. Bu özdek sürekli değişim için, varolma, yaradılış ve sonuçları için gereklidir.. Anlaşıldığı kadarıyla ve eğer doğru incelenirse, bir içsel özdek olarak ateş, buzu eriten, bulutları elektriklendiren (ki Magu mitolojisinde bunun Tshtria diye bir görevlisi vardır) bir düzen içinde mevsimlerin biribirini takip etmesine yol açan ve genel olarak hareketin dinamizmini sağlayan içsel ateştir.
Bu içsel ateş, daha önce kaydettiğimiz gibi, hareket doğurur, hareket ise evrensel kavgayı.. Logos kaderdir, fakat öyle körü körüne bir kader değildir. Logos olarak kader, herşeyin yaratıcısıdır. Adaletin kendisi de kavgadır (toplumsal aşayı hatırlayın). Her şey kavgada yerini alır. Gerçek, ateş sebebiyledir ve ateşin yarattığı sonuçtur (buradaki diyalektik, tümüyle maguların ve giderek Zarathuştra'nın diyalektiği ile tamamen çakışır).. Bu ateşin veya sıcağın kendi öz kuralları vardır. Bu kurallar sayesinde dünya açılıp yayılır ve katlanır..
Tüm bunlara Zatahuştraizmin kalp ateşi dediği ve vicdanımızı oluşturan bir ateş eşlik eder. Bu ateşin yanında kötünün kendi soğuğu yer alır. Kalp ateşi vicdandır veya Avestik deyimi ile "deana"dır. Greklerde buna tekabül eden Hetsia bulunmaktadır.. Bunları da açardım, fakat eğer istek gelirse.
Kısacası devasa bir kültür geçmişimizin varlığı ve buna karşın esaret zinciri.. Evet, bu zincirler gerçekten kırılmalı. Her türlü kardeşlik masalına tükürülmeli. Her türlü yalancıktan zulme karşı kalkış teşhir edilmeli.. Bu yürüyüş temiz Kürdistani bir elbise ile sürdürülmelidir. 2006-03-11

Sirac Bilgin

2006-03-11




Gorusunuz