Kürdistan'da İstiklal Mücadelesi 200 Yaşında..

Kürt Milliyetçiliği'nin temellerini atan Ehmedê Xanî'nin 1709'da ebediyete intikalinden 99 yıl sonra, Babanlı Kürt Mîri Evdirrehman Paşa öncülüğünde 1806'da cereyan eden Kürt başkaldırısının, son 200 yıllık Kurtuluş Mücadelesi'nin ilk yumruğu olduğunu kimse tahmin edemezdi. 200 koca yıl başkaldırı ateşi Kürdistan'da hiç sönmedi. Ocaklar yıkıldı, aileler dağıldı, soykırımlar yaşandı, Kürt Milleti göçe zorlandı, ama başkaldırı ruhu hep yeniden ve yeniden ortaya çıktı. Öte yandan 200 yıllık tarihimiz o kadar da temiz yaşanmadı. Bir yanı pırıl pırıl bir şahlanma ve şeref tarihi iken, öbür tarafı itibariye bir işbirlikçilik ve ihanet tarihi olarak yaşandı. Yani yakın tarihimiz hem şeref ve hem de ihanetler serisinin iç içe geçtiği tarihtir. Eğer Mehmud Paşayê Kurd'ın ihaneti olmasaydı, acaba Osmanlı canavarı Mîr Evdirrehman'ın öncülük ettiği mücadeleyi bastırabilir miydi? Goyanlı Arkadaşım Evdilkerim Kara "Kürt Tarihi'nde her Bedirxan'ın bir Êzdî Şêr'i olmuştur" derdi haklı olarak. Alın inceleyin tarihimizi,
Türkler hiç bir Başkaldırımızı temiz bir savaşla bastıramamışlardır. Ya iç ihanet, ya çevre devletlerle işbirliği, ya da Kürtler'in ittifaksızlığını fırsat bilerek, birini diğerine kırdırmak suretiyle bastırmışlardı bağımsızlık yürüyüşlerimizi. Biri bitti, diğeri başladı.. Biri yenildi, diğerini doğurdu. Dengbêj Şivan "'Kurdistan' erdê jîyanêye.. Niştimanperweran diwelidîne" derken ne kadar kadar haklı konuşmuştu.. Evet Kürdistan hayat veren topraktır. Yurtseverler doğurur.
Kürt Milleti'nin bu önemli yıldönümü'nde bir çok aktivite olmasını öneriyoruz. Seminerler, TV programları, konferanslar, kitaplar, sanat yapıtları biribirini kovalamalı. 200. Yıl; başkaldırı ruhunun, Düşman'a kinimizin, yabancılaşmayı kırmanın, öz kimliğimize dönmenin, eylem içinde örgütlenmenin ve eylem içinde ulusal birlik kompozisyonuna varmanın vücut bulduğu yıl haline getirilmelidir. 200 Yıl etkinliklerinin entellektüellerin kendilerini tatmin ettiği, hedefsiz lafazanlıkların gırla gittiği bir hedefsizliğe mahkum olmasına asla müsaade etmeyelim. Kürt Milleti esirse, Kürdistan işgal ve giderek Düşman tarafından bölüştürülerek ilhak edilmişse, hiç kimse 200 Yıl süren direnişler sonucu şehit düşmüş 2.5 Milyon insanımızın kemiklerini politik lafazanlık için malzeme yapmamalı. Aksi durumda hepimiz vebal altına gireriz.
200. Yılda Özgür Güney'de bu yıla yakışan bir üniversiteye "200. Yıl Üniversitesi" adı verilmeli. Aynı zamanda 200. Yıl Kürdistan Tarihi Araştırma Kurumu/Enstitüsü yaratılmalı, tarihimizde düşman tarafından gizlenen noktaların ortaya çıkarılması, çalınan tarihimizin yeniden yazılması iradesi gösterilmelidir.
Şunları da unutmayalım:
200. Yıl, İsyanların yıldönümü olarak algınlanmamalı. Çünkü isyan meşru bir devlete karşı devreye girer. Oysa bizim 200. Yıl boyunca yaptığımız şey taleplerın lafzına bağlı kalmaksızın, başkaldırıdır, Milli Kurtuluş Mücadelesi, Kısaca İstiklal Harbidir. Meşru olmayan devletlere karşı yürütülmüştür. Kürt başkaldırısının ruhu budur. Kendi kaderini kendisi tayin etmek isteyen bir milletin çığlığıdır yükselen..
200. Yıl, bir bütünü ifade eder. Şu başkaldırıyı bu başkaldırıdan üstün görmek, şunu, şuna tercih etmek olayı anlamamaktır. Her başkaldırı geçmişteki bir başkasının devamıdır. Dünü olmayanın bugünü olabilir mi?
200. Yıl, liderinden en son saftaki erine kadar bir bütünün malıdır. Kürt Milleti olmadan lider tek başına bir şey ifade etmez. Bundan dolayı başkaldırıları Lider adıyla değil, yılı itibariyle değerlendirmek, veya "XYZ öncülüğündeki Kürt Ayaklanması" olarak nitelemek esas olmalıdır. Çünkü, mesela "Şêx Seid Efendi Ayaklanması" derseniz, o zaman bu ayaklanma boyunca şehit düşen insanlara saygıyı bir tarafa bırakmış olmuyor muyuız?
Bu duygularla kesintisiz başkaldırılarımızın 200. Yıldönümü hepimize kutlu olsun..
Şehitlerimizin ve başkaldırı önderlerinin aziz hatırası önünde huşu ile eğilirim.. 2006-01-12

Sirac Bilgin

2006-01-12




Gorusunuz