Kimliğimiz bile alta düşünce..II

Anayasa ve üniter devlet gibi İmralı'nın peşinen kabul ettiği yönlendirici ana unsurların Türkler açısından neye yaradığını, Kürtler açısından ne anlama geldiğini belirledikten sonra şimdi içiçe geçmiş olan iki ana kavram ve güce geliyoruz: Üst kimlik kavramı ve Ordu.
Bilim adamları belli bir devlet yapısının hakim olduğu coğrafyada, bir üst kimliği kabul etmenin, bir ülkede yaşayan etnik grupların hakim kimlik (yani üst kimlik) çerçevesinde entegrasyonu kabul etmektir derler. Misalimizde Türkiyelilik üst kimliği, doğrudan doğruya anayasa ve kanunların bizi itaata yönlendirdiği kimliktir, bu da saklanamaz bir şekilde türklüktür. Türk Başbakan Erdoğan; "Türk, Kürt, Çerkez, Laz bunlar alt kimliklerdir, üst kimlik ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır, herkes bu üst kimlik altında birlikte olmalıdır" der. Bu görünürde milli devlet kavramı ile çelişmektedir. Ama Türk Başbakan bunu anlamış olacak ki, demecinin içini doldurmakta gecikmiyor: Vatan bir, millet bir...
Bu durumda Türk Tarafı'nın manevrası ve İmralı'nın kabulleri çakışıyor: Milli (üniter) devlet ve Türkiye vatandaşlığı. İşte zurnanın zırt dediği yer burası. Milli devlet ile başka kavramların Türki yorumunda kan uyuşmazlığı vardır. Bunu seviyor Türkler. Bu iki kavramın birlikte telafuz edilmemesi veya inkarı halinde; "İnkâr ettiğimiz anda Türkiye Sevr'deki bölünmüşlüğe gider. Türk Silahlı Kuvvetleri, biz bu memleketin bütünlüğünü korumakla mükellefiz ve buna karşıyız diyor. Yani milliyetçi, Atatürkçü görüşü benimsiyor." Diyor Prof İnalcık. Şimdi milli bütünlük telaffuz edildiğinde hemen devreye Türk'ün asli yönetici ve yönlendirici gücü devreye giriyor: Ordu.
Türk Ordusu, dünyanın en bağnaz, en "şımarık", sıkıyı görünce en iyi kuyruk kıstıran, ama elinde tuttuğu güç ile bilhassa Kürt Milleti'ne en olmadık zulmu yapan ordusudur (Saddam ile birlikte birinciliği paylaşır bu ordu). Bu ordu kendisini Türk Devleti'nin sahibi olarak görür ve küçük bir azınlık hariç hiç bir Türk buna itiraz etmeyi aklından bile geçirmez. Anayasa'yı o yapar, üniversiteleri o elinde tutar, camiler onun emri ile işler. Türk Devleti'nin bütün ideolojik aygıtları bu kurumun elindedir. Türk Meclisi göstermelik bir özerkliğe sahiptir. Tüm kararlar MGK denilen Türk Devleti'nin en üst organında alınır, hükümet bunları uygular. Bunda bir sapma oldu mu, dişler gıcırdatılır ve iş biter.
İşte "ben orduyu tartışmıyorum" diyen bir Zat var karşımızda, ki söylediği her şeyin kanun sayıldığı bir gücün yönlendirdiği bir esir ülkedeniz ve bu Zat'ın yarattığı müthiş kaosu yaşıyoruz ülkemizde. Oysa böylesi bir ordu her türlü pisliği üreten bir mikrop yuvası olarak orta yerde duruyor. Kürt'ü öldüren o, süren o, hapseden o, işkenceye uğratan o, tecavüz eden o, ormanları yakan o, statükonun bekçisi o.. Dolayısıyla bu ordunun yıkadığı kafaların Kürt'ün en küçük kazanımlarına tahammülü olur mu?
İşte bu orduya bağlı Türk Milli İstihbarat Teşkilatı'nın bir zamanlar ikinci adamı olan (unutmayın once CIA, allways CIA) Cevat Öneş Şöyle değerlendiriyor Öcalan'ın "son tezi"ni: "Öcalan'ın son tezi çözümde rol oynar: A. Öcalan tarafından formüle edilen ve geliştirilmek istenilen demokratik cumhuriyet tezinin içinde hiçbir zaman kabul edilemeyecek taleplerin bulunduğunun bilinmesi ve bu konunun tartışılmazlığı, bahse konu düşüncenin ve detaylarının değerlendirilmesinin çözüm arayışlarında yararlı olamayacağı sonucunu çıkarmamalıdır. Örneğin, Kürt siyasi hareketlerinin ayrılıkçı söylemlerine, yabancı ülkeler bağlantılarına, ülke bütünlüğü üzerinde alınmasına çalışılan yeni tavır arayışlarının muhtemel sonuçlarının değerlendirilebilmesi yararlı olabilirdi."
Adam açıkça, Öcalan'ın sözü hala Kürdisdtan'da gücü elinde tutanların nezdinde kanundur. Esaslı ve kabul edilemez (kültürel hak gibi konular) dışında değerlendirilebilir ve böylece kitle onun da yardımı ile uyutulabilir diyor.. Aynı Öneş'in, içi daha da boşaltılmış bir üst kimlik tanımına da desteği var, Şöyle:
"21. yy. Türkiye'si için, yapılmakta olan kimlik tartışmaları, bir yönüyle karamsarlık yaratabilmektedir. Ulus-devlet modelinde; Türk kimliği, Türk milleti, Türk devleti kavramlarına vurgu yapılmasına rağmen, temelde tek tip etnik referansa dayanılmadığı tarihi bir gerçektir.
Anayasalarımızın hukuki tanımlamalarında ve uygulamalarda olması gereken hassasiyetin gösterilemediğini, karşılaşmakta olduğumuz sorunlar açıklayabilmektedir.
Toplumumuz Türkiye vatandaşlığı üstkimliği altında, farklılıklarını zengin bütünlüğe çevirebilecek tarihi birikime ve olgunluğa sahiptir."
Gördüğünüz gibi MİT dahil Türk Devleti'nin tüm Yetkili ve etkili kurumları "aldatma işlemini en iyi nasıl uygularız"ın peşinde. Bu babdan MİT, Öcalan ile bir görüşme yaptı ve ardından avukat görüşmesi gerçekleşti. İşte o meşhur demeci patlattığı görüşme, neticede "kullanma" adını verdikleri bir konseptin ürünüdür.
Eh artık ne denir buna? Yorum PKK takipçilerinin.
Benim bu felaket tellalığından sonra çağrım Kürt Gençleri'ne ve kendilerini genç hisseden Kürtler'edir. Her şey sizin elinizde. Bu gidişata dur diyecek olanlar sizlersiniz. Milletimizi Türk kimliğini kalule çok yaklaştıran bu hayaletten bizi siz kurtaracaksınız. Silkelenin ve sahaya çıkınız. Biliyorum, en alttan başlayacaksınız. Bir çok güçlükleriniz olacaktır. Ama ayakta kalmak için değer.
Vatanımızı ilhakçı işgalden kurtarmak için SAVUNMA HATTIMIZI İSTANBUL, İZMİR, ANTALYA ve ANKARA'DAN BAŞLATIN. TÜRK'E ANLADIĞI DİLDEN HİTAP EDECEK ŞEKİLDE VURA VURA ÖRGÜTLENİN!
Şehitlerimizin ruhlarını şad etmek için oyunu bozuınuz. Onlar Kürdistan'ın bağımsızlığı için toprağa düştüler. Onların kanı üstüne politika yapan uğursuzlara fırsat vermeyiniz. Onlar sizsiniz. Diriltin kardeşlerinizi!
Rehavet uykusuna yatmış olanları sizin vereceğiniz ses uyandıracaktır!
Aranıyorsunuz..
Kürt vatanı en büyük değerdir diyorsanız,
Kürt Dili en büyük hazinemdir diyorsanız,
Tırko'nun gölgesini söküp atmanın mukkades bir vatan görevi olduğunu biliyorsanız,
Şehit kanını yerde bıorakmak istemiyorsanız,
BirlerÅŸin!
İster Kızılbaş ol, ister müslüman, ister yezidi ol ister dinsiz,
Ä°ster komunist ol, ister demokratik dinci,
Ä°ster Zaza ol, ister Kurmanc,
İste kadın ol, ister erkek!
Kol kola yürüyün bêbext Tırko'nun üstüne. Bu son kavga ateşini gürlerştir. Duruşunu kararlı kıl. Dönüşü yok bu yoldan.
Gözlerinden, gözlerinden öperim.

2005-12-09




Gorusunuz