Türk Askeri bize karşı savaş ilan etmişken..

Türk Genelkurmayı'nın Kürt Ulusu'na topyekun savaş ilan ettiği bu kritik süreçte öyle ukalaca iç eleştiri adı altında sürdürülen karalamalarla, zayıf düşürücü ve ayrılık noktalarını öne çıkarıcı ilkelliklerle, ben merkezcilikle, düşmana yalakçılık etmekle Kürtçü, Kürt Yurseveri Kürt sosyalisti veya demokratik dincisi olunamaz. Bakın bayanlar, baylar... Türkler ne yapıyorlarsa onu yapın yeter!
Türk Tarafı bize karşı bir seferberlik ruhu ile harekete geçmiştir. Bunu laf olsun diye okuyup geçmeyin. içinizden duyarak ve yanlış yapmaktan irkilerek doğru okuyun. Basınları, TV'leri, akademisyenleri, askerleri, polisleri ve sokaktaki adamları bir uyum içinde sağladıkları psikolojik üstünlüklerini daha da perçinlemek, savaşı önce bizim berynimizde kazanmak için harekete geçmişlerdir. Başbakanları en yüksek perdeden Güney'i tehdit ediyor, Genelkurmayları verdiği brifinglerle adeta psikolojik savaş kursu veriyorken, harekete geçen ordu ve polisleri Kürdistan'da dehşet senaryoları uyguluyor. Gerilla öldürüyor, derisini yüzüyor.. Çocukları bile kafalarına bir şarjör boşaltarak infaz ediyorlar. Bayraklarını dayatan bu herifler.. Marşlarını dayatan bunlar.. Uysan bile rahat bırakmayan yine bunlar..
Buna karşın Kürt Ulusu'nun örgüt ve fertleri ne yapıyor? İşte meşguliyet alanları:
-Osman bugün şöyle döndü..
-Ben zaten baÅŸtan beri bunlardan kuÅŸkuluydum..
-Bir özeleştiri bile vermediler..
-Filanca şahıs şöyle konuşuyor, ama geçmişte böyle diyordu..
-Bêbanca parti kırk yıldır ne yaptı?
-İlkel Milliyetçiler bizi karalıyor..
-Demokratik güçler işbaşına..
Karalama.. dedikodu.. ayrılığı derinleştirme ve bir grup itibariyle Kürtçü katli.. Nereye? Böyle mi başa çıkacaksınız organize ve disiplinli bir düşmanla? Yer geniş. "Ağzı olan konuşuyor"..
Peki bunun anlamı ne? Ülkesi ilhak edilmiş, kimliği yasaklanmış insanların düşmandan daha fazla olmak üzere biribirlerinin üstüne gitmesinin anlamı ne? Ben bunu, "ruha sinmiş bir asimilasyon illeti" olarak görüyorum. Celladını Kürt kadar seven başka bir esir millet mensubunu bulamazsınız. En büyk cellat Atatürk konusunda bile tereddüt bile ediliyorsa, yapılacak çok şey var demektir.
Dillerini dilimizden, yurtlarını yurdumuzdan, kimliklerini kimliğimizden daha fazla seveceğimiz günlerin habercisidir bu günler.
Kürtçü veya Kürt yurtseveri... Her nasıl nitelerseniz niteleyiniz.. Evet, Kürtçü nasıl olmalı?
Ülkesinin ilhak edilmişliğinin, inkarın bilincinde bir fert olarak ONA BUNU REVA GÖREN DÜŞMANINDAN NEFRET ETMELİ! Bu olmazsa olmaz bir şarttır. Nefret etmediğin bir düşmanla aklını kullanarak doğru bir mücadele yürütemezsiniz. Beyninde hep o asimilasyon illetinin yarattığı tereddüt var olacaktır.. Mücadeleyi "point no return" noktasına getirmezsin. Hep geri dönüşün yolunu açık bırakırsın.. Bu ise zayıflığın en büyük noktasıdır.
Düşmanının gücünü küçümsemeyeceksin. Onu doğru değerlendireceksin.. Düşmanının gücünü küçümsemek sayıflığın bir diğer noktasıdır. Düşmanın NATO üyesi, devlet geleneği olan, halkının büyük kısmını asimile etmiş, Kürtler'in özel durumundan dolayı çevre devletlerle oldukça sağlam ilişkiler geliştirmiş, faşist Kemalist ideoloji temelinde örgütlenmiş bir derin devlet yapısının damgasını vurduğu kararlı bir düşmandır..
Bu durumda KAYITSIZ ŞARTSIZ BİR ŞEKİLDE, Kürt Ulusu'nun veya yurdunun kurtuluşu yolunu seçen bütün Kürt parti, grup ve şahsiyetlerin birliğini, olmazsa olmaz bir gerçeklik olarak görmeli, bu uğurda tavizsiz bir mücadeleye girmeliyiz. Ahmet, iyi, mehmet kötü zihniyeti terk edilmeli. Kimse kendisini yargıç yerine koymamalı. KÜRT'Ü SEVMEYİ İÇİNE SİNDİRMELİSİN!
Programı Kürt Ulusu'nun kendi kaderini tayin hakkı olan (bunu millet ister bağımsızlık, ister eşit birlik, yani federasyon olarak kullanır) herkesin bir araya gelme ve güçlerini birleştirme noktasını bilince çıkarması gerekir.
Araştırmacı insanlarımız cesaretli perspektifler sunmalı, sünnepeliğin reddine yardımcı olmalıdır. Bir genel affın dahi kesin bir dille red edildiği bir ortamda hiçbir çözüm beklenemeyeceğini PKK'nin de değerlendireceğini, zayıflıktan tüm kemikleri sayılan Türk Solu'nu abartmaktan vazgeçerek kararlı bir şekilde sadece yurt savunması şiarı ile hareket etmeli.
Partisinin çıkarını Kürdistanın çıkarlarına tercih eden tüm parti ve grupları uygun dille ikaz etmeli, partilerin ulus için varolduğu gerçeği her zaman bilince çıkarılmalıdır.

2005-07-03




Gorusunuz