Türk yarı askeri idaresi Kürt Sorunu'nu bitirmek istiyor, ama nasıl?-I

Bugünden itibaren elimden geldiği kadar bütün verileri düşünce bazında değerlendirerek yeni bir yazı dizisi başlatıyorum. Burada elimden geldiği kadar ve somut verilerin ışığında Türk Askeri'nin düşüncesini okuyarak kafasındaki gerçek senaryoları ortaya sermeye çalışacak, bazı gelişmelere neden bu kadar hassasiyetle karşı durduğumu anlatmaya çalışacağım..
Türk Genelkurmayı sadece ağır silah bulundurma, Kemalizm denilen Türk kurucu ideolojisini anayasanın temel ilkeleri arasına sokarak bu ideolojiyi sahiplenme, 85 yıllık aralıksız iktidar olma imtiyazını elinde tutma bazında değil, 1960'lı yıllardan itibaren gittikçe gelişen sermaye birikimi, yatırımlar, askerlerin yönettiği bir finans gücü oluşturma açısından da öne çıkmış, devlet sınırları içindeki en büyük tekel haline gelmiştir. Bu tekel askeridir, ideolojiktir ve malidir. Kendi dış ilişkileri vardır. Ayrıca ellerinde Milli İstihbarat Teşkilatı denilen en büyük dış ve iç haberalma teşkilatı, JİTEM denilen iç haberalma ve operasyon örgütü, Kontr-gerilla denilen açık bir terör örgütü ile Özel Harp Dairesi denilen en çağdaş savaşlardan biri olan psikolojik savaş makinası da bulunmaktadır. Bu örgütlerin elemanlarının hiç biri yaptıklarından sorumlu tutulamıyor, haklarında soruşturma dahi açılamıyor..
İşte Kürt Milleti'ni yok ederek sorunu hal etmeye çalışan ve Türkler'i de neredeyse tümüyle peşinde sürükleyen asıl Türk Devleti budur. Buna "derin devlet" de deniliyor. Bu devlet en büyük ağırlığını Kürdistan'a vermiştir. Oradaki önemli aileleri kontrolu altında tutmaya çalışmakta, coğrafyanın nüfus yapısını denetlenebilir bir hale çevirmekte, Kürdistan'ın nüfusunu en aşağı düzeye çekerek gerisini Türkler'in "vatan" bildikleri diğer uluslardan temizlenmiş topraklara sürmektedir (veya daha açıkçası sürmüştür). Ben yazının bu bölümünde askerlerin yokedip çözme stratejilerini ana hatları ile ortaya koyacağım.
Türk Ordusu'nun (bundan sonra TSK), Kürt Sorunu'nu çözme senoryolarını tekil olarak ifade etmek anlamsızdır. Dünyada hiçbir ciddi güç tek senaryo ile rakibinin üstüne gitmez. A-planı, olmadı b-planı, olmadı c vs diye uzatırlar ve hatta bazı taktik senaryoları günlük dahi hazırlama durumundadırlar. Demirel'in "politikadada bir gün çok uzun bir süredir" belirlemesine burada dıkkatinizi çekmek isterim.
Ben burada ana hatları ile saptadığım genel doğrultuyu koyacağım.
Evet, TSK Kürt Sorunu'nu "yok et ve çöz" metoduyla çözmeyi vazgeçilmez bir genel politik hat olarak önüne koymuştur. Bunu bilerek hareket edersek ve karşı tedbirleri de karanlıkta değil, bilmenin aydınlığında ortaya koyarsak yalpalamadan, günlük taktikleri strateji olarak sunmadan yürümek işten bile olmayacaktır. Biz, elimizdeki delillerin ışığında bazı psikolojik savaş taktikleri icabı yem olarak sunulan bazı desinformatif hareketlenmeleri elimine ederek çözümlemeye gidersek ana hatları ile TSK'nin "yok et ve çöz" planının detaylarını şöyle koyacağız:
1) Beyaz katliama giden yolun bütün bütün olanakları daha net bir şekilde uygulanacaktır. Bu alanda TV'nin verdiği bütün uyutucu metodlar, iş bulmadaki güçlükler, çok daha netleşen ekonomik bağımlılığın etkileri, okulun artan öneminin daha da cazip kılınması gibi metodlar kullanılarak asimilasyona giden yol, geçmişe nazaran belki de on kat kısaltılacaktır..
2) İstihbarat teşkilatlarının artan ekonomik ve haberalma olanakları sonuna kadar kullanılacak, temel olarak çok çarpık bir şehirli toplum haline gelen Kürt Ulusu sıkı bir kontrol altında tutulacak, her hareketleri mümkün olduğunca kontral edilecektir.
3) Psikolojik savaş alanı daha bilimsel bir şekilde kullanılarak Türk Devleti'nin yenilmezliği beyinlere işlenecek, tek tel insanlara " hayatını yaşa, gerisi boştur" pasifizmi telkin edilecektir.
4) Kürt Toplumu'nda, kapalı ekonominin çökertilmesi, ama onun yerine pazar ekonomisinin gereği olan üretimin konmaması sonucu artan ekonomik güçlüklerin, kısacası aç karnın yarattığı ahlak çöküntüsü sonuna kadar işlenerek bu çöküntünün bir kanser gibi tüm toplumu sarması için her şey yapılacaktır.
5) Kürt Sorunu'nun askeri alanda ve PKK'nin şahsında bitirilmesi, sonuçta başgösterecek olan büyük moral çöküntü işlenerek psikolojik savaşa yeni malzeme sağlanacaktır. Bu önemli nokta anlaşılmadan bugünlerdeki hareketlenmeleri anlamak mümkün değildir..
6) Türk Kanunları'nın emrettiği legal siyaset alanı ise marjinalizmi bir kader haline getirecek bir hale getirilecek, Kürt Siyaseti'nin bu alanı ittifaklara girişerek başarı ile kullanmasının yolu kapatılacaktır. Böyle "seçmen yorgunluğu" sağlanarak bu alan daha da dejenere edilecektir. (Devam edecek)

2005-06-24




Gorusunuz