Newroz geliyor...

Ulusunun kurtuluşu için mücadele veren önder konumundaki herkes, kavgalarında ulusu birleştirici bazı değerlerin büyük öneme sahip olduğunu bilir. Bu değerler bazan iz bırkmış ve halk arasında geniş kabul görmüş olan tarihi kahramanlardır, bazan tarihin kendisinden bir sayfadır, bazan da mitolojik söylencelerdir. İşte bu durumda bulunan Kürt Milleti'nin önderleri Newroz'a gerçek içeriği ile sahip çıktıkça büyür, gerçek bir önder konumuna kavuşurlar. Mustafa Barzani böyle bir liderdi. Kendi gücü ile BAAS gibi koyu ırkçı bir Arap rejimine bile Newroz'u kabul ettirmişti (24 Ağustos 1969). Öte yandan Kuzey'de baş düşman Türk Devleti, bu değerlere, özelde Newroz'a önce yasaklayıcı yaklaştı, ardından sahiplenir duruma geldi. Şu anda Türk Üniversite çevreleri dahil, başta hükümet olmak üzere tüm yalan makinaları Newroz'un türklüğünü ıspatlama uğraşındalar. Bu ise Newroz'un, Kürt ulusal kimliği aöısından ne kadar önemli ve birleştirici olduğunu gösteren en büyük delildir.
Ben, kişi olarak Newroz üstüne senelerdir bilimsel anlamda HEM TÜRKLER'E VE HEM DE PKK ÖNDERLİĞİ'NE KARŞI BİR SAVAŞ VERMEKTEYİM. Bu konuda yaptığım derin çalışma yavaş yavaş her tarafa yayılmaya başlamasına rağmen, Kuzey'de önderliği ele geçirip üstüne yatan bu, kendi deyimleri ile, "siyasi piç" kişilikler tarafından yok sayıldı.. Çünkü onlar, siyasi af veya benzeri kişisel istemler uğruna NEWROZ'U PAZARLIYORLAR! Acı...
21 Mart, ukalaca ve sadece 21 Mart olarak alınırsa, o zaman dünyanın yazılı uygarlığa sahip pekçok noktasında şu veya bu söylencenin eşliğinde kutlandığını görürüz. "Ukalaca" diyorum, çünkü bilimsel düşünüyorum diyen pekçok kafa Newroz'u, sadece baharın müjdecisi bir gün olarak, 21 Mart olarak araştırırlar. Bundan dolayı genellemeye giderek kuşku dolu sonuçlara varırlar.. Vargıları; "madem, 21 Mart gündüz saatlerinin gece saatlerini yendiği bir noktadır, o halde insanlar aydınlığı karşılamak için kırlara dökülüyor, ya da dınsel törenler düzenliyor ve kutlamalarda bulunuyorlar". Bu metod, ulusal değerleri araştırma metodolojisi açısından yanlıştır.. Çünkü 21 Mart'ı Kürtler için mitolojik bir gün olmaktan çıkarıp tarihi bir gün haline getiren deliller vardır. Ben bu delilleri de araştırdım. Sonuçta gerçekten, ezbere değil, emek vererek, araştırarak zenginleştirilmesi gereken sonuçlara vardım. Hareket noktam, neden Kürtler'in Newroz'u diğer İrani ve İrani uluslardan etkilenmiş halkalardan ayrı bir anlam yükleyerek kutladıkları gerçeği oldu. Neden herkes sadece baharı karşılarken Kürtler, yer yer bu düşünceleri zayıflamasına rağmen ekseriyetle bir isyan ve zafer havasında kutluyorlar? Dikkat edin Kürt Newrozu'nun ruhunda barış yoktur, mücadele ve zafer vardır. Kürt insanı Newroz'unu kutlamaya en yakındakı yüksek dağın tepesine ateş yakmakla başlar. Silahlı oyunlarla kutlar. Kutlamalar devrin özelliğine göre slogan hakimiyetlidir..
Buna göre Newroz ile bir ulusal direniş, ama tarihi kökleri açık bir direniş ile ilişkisi olamalı. Ayrıca zafer ateşi yakıldığına göre Newroz ile Bir zafer arasında ilişki kurulması da gereklidir. Yeni kuşak Kürt Aydınları, çok büyük bir yanlışa düşerek Asur Devleti'nin yıkılışı ile Newroz arasında ilişki aradılar. Bu düşünce uzun süre egemen kaldı, belki hala da egemen bir düşünce halindedir. Oysa Asur Devleti'nin yıkılışının bir direnişle hiçbir ilişkisi yoktu. Hele bağımsızlıkla hiç! Çünkü 612 yılında Medya bir imparatorluktu. Bu durmda nasıl olurda Kürtler'in yabancı hükümdar "Dehak"tan kurtulduğu tarih Asur Devleti'nin yıkıldığı tarih ile eş tutulur? Bilinçsiz, bilgisiz ve araştırmacı emek sarfedilmeyen afaki bir eşleştirme.
Ben, Newroz'un Kürt versiyonu ile Asur arasında bir ilişki var diyorum. Bunu gelecek yazıda detaylı olarak ele alacak ve Newroz-i Kurdi'yi trihi bir temele oturtmaya çalışacağım. Şimdi bugünkü yazıyı bağlayalım:
Son zamanlarda, "Ortadoğu ve Balkanlar"ın ortak bayramı olararak gösteren kliğin gayreti ile, Kuzey'de, bu kutsal bayramımız ruhu itibariyle çökmüş, içeriğinden koparılmış olarak bitik bir türküler şenliği halinde kutlanmaktadır. Hele bunun böyle benimseniyor olmaya başlaması gerçekten isyan ettiricidir. Kardeşlik sloganı altında Kürt düşmanı olarak tarihteki yerini alan Türk Solu şeref tribünlerini doldurmaya, mikrofonu ellerine alıp halka hitap etmeye devam ediyor, şehitlerimizin ruhunu incitmenin daniskasını yapıyorlar. Newrozlar, adeta marjinal Türk Solu'nu Kürt Halkı'na şirin gösterme komedisi haline getirilmiş, marjinallerin "ideolojimiz" dedikleri fikir kırıntılarının pazarı olarak algılanmıştır.
Oysa Newrozlar mücadele ruhununun tazelendiği birer ULUSAL İBADET GÜNLERİ OLARAK ALGILANMALIDIR.
-Newroz; ister kabul edin, ister etmeyin; barış günü değil, tam tersine mücadele günüdür.
-Newroz; Halklar'ın kardeşliği sloganı ile en fazla çelişen ve mazlum bir halkın zalimlere karşı savaştığı, zafer kazandığı gündür.
-Bu anlamı ile Newroz; halkların ortak bayramı değil, proto-Kürtler'in bize hediye ettiği bir Kürt günüdür... (devam edecek) 2005,

2005-03-06




Gorusunuz