İ A Kürdü, KKAC, Paloyi, Qosarî, Heval (Cevaplara devam)

Sn İç Anadolu Kürdü, PWD'liler'in "gündem oluşturmak için" medyatik açıklamaları olduğunu, benin tartışma yürütme isteğimin bununla bir bağlantısı olup olmadığını soruyor (aslında benim yaptığımın bu olduğunu söylüyor).
Hayır Sn İ A Kürdü. Ne ben, ne PWD ve ne de diğer Kürt şahsiyet ve partileri, bizden hiç kimse gündem oluşturmak için PKK ağırklı açıklamaların peşinde değil. PKK, 1999'dan beri tartışılıyor ve bir sonuca ulaşılıncaya kadar da tartışılacaktır. Çünkü bugün Kürt Asimilasyonu'nun şampiyonluğunu yapan bir ekip, herkesin gözünün içine baka baka Kürt Sorunu'nu saptırıyor, onu Türk Devleti'nin insafına bırakıyor.. Bu elbette tartışılmalı, ama bilimsel olarak. Ayrıca defalarca, bu forumun bir de kitlesel eğitim amacıyla da kullanılacağını, bu eğitimin karşılıklı olacağını da kaydetmiştim. Lütfen herkes kulağındaki pamuğu çıkararak biraz da Kürt Yurtseverleri'ni dinlesin de ona göre tavır alsın.
Sn Qoserî, Kürt Dili ile siyaset yapılması taraftarı. Sn Osman Öcalan'ın "yakın zamanda Türkçe siyaset yapacağız" demesine kızıyor. Qoserî haklıdır. Siyaseti Kürtçe yapmalıyız. Ama Quserî de Kirdkî (Zazakî) öğrensin de herkesi daha iyi anlasın. Tırkî'yi öğrenen Kirdkî'yi daha kolay anlar. Evet gerçekten Şu Kuzey Kürtleri Kemalizm tarafından mahvedilmişlerdir. Kürtler'in önemli bir kesimi asimile edilmiştir. Kürtçe yazılan hiçbir şeyi anlamıyorlar. Ama bir çözüm bulunmalıdır. Mesela metinler hem Kürtçe, hem de Türkçe yazılabilir. Fakat bir şartla; Kürtçe bilen veya çok iyi anlayanlar vicdanları ile söz vererek sadece Kürtçe metni okusunlar! Sıkıştıralım..
Sn Paloyî, KDP geleneğinden geldiğim halde İmralı'ya neden geç karşı çıktığımı arkadaşça soruyor. Ben bu konuya defalarca cevap vermiştim bu konuda yazdığım iki makaleyi www.kekuyon.com adlı sitemin "yazılarım" bölümünden indirip okuıyabilir, ki sçz konusu soruya cevap veriyor. Makalelerin adları ve tarihleri şöyle: PKK taraftarlarından sorular-I, II; Tarihler: 2004.05.04/02
Sn KAC ve ona bağlı olarak ve Sn Heval, Sn Kani Yılmaz'ı ekleyerek 1990'lı yıllarda Almanya'da PKK'nin yürüttüğü şiddet eylemlerine dikkati çekiyor. Bu eylemler elbette Kürtler'i utandırdı ve dünya kamuoyu nezdinde mazlum iken suçlu durumuna soktu. Türk Devleti milyarlarca dolar harcasaydı bu kadar etkili bir anti Kürt propaganda geliştiremezdi. Zaten o zamanki PKK Liderliği bu yanlışı çok geç kalaraktan gördü ve özür diledi. Ama hiçbir faydası olmadı bu özürün. Kani Yılmaz'a gelince o, partisinin verdiği emri yerine getiriyordu. Şu anda ise kendisini bu sürecin dışına taşıyarak, geçmişin olumlu yanlarını korumak kaydıyla yeni bir yolda ilerlemektedir. Onu buy yeni yoldaki tavrı ile değerlendirmek en akılcı davranıştır...

2004-11-06




Gorusunuz