"Büyük Tarruz"

PKK bütün hatları ile yüklenmeye başladı. Dünyada ilk defa "ulusal hareket" olduğunu iddia eden bir örgüt, eski silah ve siyasi mücadele arkadaşlarına karşı "ihaneti protesto" adını verdiği yürüyüşler düzenliyor, elinde kalan umutsuz kitleyi düşmanlık bazında şartlandırarak dağılmayı engellemeye çalışıyor. Cemil denilen Zat'ın TV'de kükreyişleri, İmralı'nın imha emirleri, Karayılansal Ordu'nun tehditleri, Remzi Kartal'ın yüksekten uçma teşebbüsleri ardı ardına geldi. Peh, peh peh.. TV, gazeteler, dedikodu üretim merkezleri haline getirilmiş, ihanet ters yüz edilerek kitlelere satılmaya çalışılıyor. Kemalistlerin yeni "Büyük Taarruz"u bu olsa gerek.
Kürt Halk Kitleleri'nin önemli bir kısmı, bilhassa el üstünde tutulmaya çalışılan siyasi gözlemcilerin, tecrit edilmişlik ve kuşatılmışlık şartlarını göğüsleyerek doğru bildiği yolda, gerektiğinde, her türlü iftira, saldırı ve karalamaya karşı yalnız yürümeyi göze alması hiç ama hiç kolay olmadığını biliyor. Yatırım yaptığı bir oluşumun ayakta kalması için verilen mücadele sonucu yeterinden fazla düşman kazanmış olan insanların bir anda sıfırdan başlamayı göze almasını basit bazı "kariyer hesapları" ile açıklamak veya güçlünün yanında durmak gibi kahve edebiyatını bile sollayan terimlerle açıklamak elbette bazan "işe yarar". Ama eninde sonunda küllah düşer.
Ben kişi olarak 2002'de KADEK'i, ardından gelen Kongra-Gel'i eleştirmeye başladığımda Ortadoğu'da fiili olarak ABD yoktu, Kürdistan'da günümüzdeki kadar güçlenmiş bir Güney yapılanması da yoktu. Dolayısıyla bu siyasi güçlerin ardına sığınarak politika yapmak da akılcı değildi. Zaten bir siyasi harekete sığınarak diğeri ile mücadele etmek benim kişiliğime uymaz. Bu gerçek, bilhassa son iki yıllık mücadele geçmişimle, kafalara iyice kazınmış olsa gerek. Dolayısıyla ÖP yazarlarının Kürdistani olmayan bir tarzda kafalara zavallıca, umutsuzca işlemeye çalıştıkları fırsatçı yazar görüntüsü benden uzaktır. İyice anlaşılsın, ben yakın geçmişte her şeye, bu arada onların nefes kokularına Kürdistan için katlandım, sadece Kürdistan için mücadele ettim. Bundan sonra da bu böyle gidecek. Öyle dokunulmaz "Lider"ler, dokunulmaz yapılanmalar tanımam. İmralı'nın söyledikleri Kürdistan için yıkımdır, köleliğe davetiye çıkarmaktır. Hem de BİLEREK VE İSTEYEREK (Êzdi Şêr bilir). Bunun adını koymayı da okuyucuya bırakıyorum. Bazılarının tarihe şöyle veya böyle geçmesi için hizmet etmek benim işim değil. Zaten bu işin yeteri kadar uşağı var. Dolayısıyla ÖP yazarının ideolojik mücadele isteğini yıllardır yerine getirdiğimi anlamazdan gelerek, "kendi güçleri ile ideolojik mücadele bile yürütemiyorlardı" ibaresini restle karşılıyor, hodri meydan diyorum. Yeter ki gerçeklerle yalanların ayrışmasına, Kürt Halkı'nın tereddütlerinin bitmesine yol açsın.
Remzi'nin Kongre'si Güneyli Liderleri topa tutuyor. Tıpkı Ördek Ali misali, her ziyareti kendilerine karşı bir komplo olarak nitelemelerini hayretle karşılıyorum. Oysa ziyaretin Kongra-Gel ile hiçbir ilgisi yoktu. Türk Devleti, aklınca, Kerkük konusunda Güneyli partilerin kulağını çekmek istemiş, ama tutturamamıştı. Çünkü heyet döndükten hemen sonra Mesut Barzani gecikmeden "Kerkük konusunda savaşırız" mesajını vermiş, bu mesaj Türk Dışişleri Bakanı Gül tarafından "olayları provoke etme" şeklinde cevaplanmıştı. Kongra-Gel'in kükremesine yol açan demeçler ise gazetecilere verdikleri cevaplarda Kongra-Gel'i "teröristlik"le suçlamalarından dolayıdır. Kendi eski arkadaşını bile bugün ölümle tehdit eden bir örgüte ne ad verilir okuyucuya bırakıyorum. Bu konuda demagogların verecekleri cevapları şimdiden görüyor ve bir adım dahi geri atmıyorum.
Kongra-Gel takımı hala işin ciddiyetini, içinden geçtiğimiz sürecin Kürtler için bir ölüm kalım geçidi olduğunu gözlerden saklamaya çalışıyor. Bu mudur yurtseverlikleri? Yurtseverliği kendi dar çevresi ile sınırlı bir "ulusal hareket" gören varsa bize de söylesin. Araplar'ın Kürt, ABD'li ve İsraili kellesi başına 100 dolar fiat biçtiği bu ciddi boğuşma sürecinde adamlar kalkmış süreci doğru kavrayıp tavır alanlara saldırı kararı almışken biz elimiz kolumuz bağlı olarak oturamazdık. Meydanı Kongra-Gel çapulcuların asla bırakmayacağız. Kürt Milleti yaşayacaksa, bugün gereken tavrı arkasında durarak alanlar sayesinde yaşayacaktır. Gerisi laf-u güzaftır.

2004-09-11




Gorusunuz