Kınama şahsa ve harekete göre değişirse..

Geçenlerde Musul'da Kongra-Gel'den ayrılan bir grup Kürt Gerilla'ya, Kongra-Gel timleri tarafından saldırı düzenlendi. Saldırganlardan biri yaralı olarak ele geçirildiği için, saldırının kaynağı konusunda bir kuşku yoktur. Doğrusu bu saldırı, Welatparêz Forumu'nda izlediğim kadarı ile, bazı Kürt insanları arasındaki demokrasi anlayışını anlamak bakımından bir ayıraç oldu. Kimin eskiden kiminle takıntısı olmuşsa ona göre değerlendirme yapıyor, değerlendirmeler, ibret ve hayretle izlediğim, bir mecraya sokuluyordu. Bazıları sur'et-i Hak'tan görünerek, ama özünde saldırganı aklayıcı usta bir saptırma ile "Kürtler'in biribirlerini kırmalarını teşvik edici" yazı ve tavırlardan sakınılmasını isterken, "eski gerilla" olduğunu söyleyen birileri ise bu saldırıyı kınadığım için beni kınıyordu.. İşe bak, gerillaya bak! Kendi eski silah arkadaşı olan birileri sırf "Ahmet" veya "Mehmet" ile arkadaş olduğu için Kongra-Gel tarafından terörize edilmiş, ben de bunu kınamıştım.. "Vayy! Sen Mehmet'i tanımıyor musun? Mehmet'in taraftarları savunulur mu?" gibisinden cepheden girişiyor bana.. Sanki taciz ateşi için bir Türk Karakolu'nu bombalıyor gibi..
Ben hep kaydettim, tüm siyasi eğilimleri örgütlü görmek isterim. Buna elbette PKK'nin içinden çıkan ve dağlarda yıllarını geçiren insanlarımız da dahildir. Kürt Milleti'nin, kendisine büyük bir darboğaz ve fırsat sunan, labil bir siyasi ortamın içinde bulunduğu bir sırada, elbette düşman bütün psikolojik ve fiili savaş metodlarını kullanarak ortamı bulandırmak isteyecektir. Bu oyuna gelmemenin ilk yolu tahammüllü olmak ve karşıdakini de dinlemektir. Şimdi bir aksiyon söz konusudur. Bu aksiyon bir lider aksiyonu olmaktan sakınırsa, demokratik ve katılımcı bir organizasyon yaratabilirse, çağı gerçekten yakalarsa çok şey yapabilir. Aralarında Osman Öcalan, Sakine, Kani Yılmaz, Nizamettin Taş gibi isimlerin bulunduğu ve Kongra-Gel'in merkezi isimlerinin yarısı kapsayan tecrubeli bir siyasi yoğunluktur söz konusu olan. Aksini iddia eden de çıkabilir. O zaman bu iddia sahiplerinin kendi çözümlerini ortaya koymalarını beklemek Kürt Milleti'nin hakkıdır.
Kongra-Gel'den önemli sayıda insan, uzun tartışma ve çekişmelerden sonra ayrılmıştır. Bu insanlar mücadeleyi değil, mücadeleyi saptıran zihniyeti terkettiklerini söylüyorlar. Bunun için de sıcağı sıcağına birşeyler yapmak için toplantılar yapıyor, temaslar geliştiriyorlar. Şimdi eğer eski arkadaşları onları hedefe almışsa, bunu seyretmek olmaz. Adam yok etme konusunda sicili epey kabarık olan bir kadronun aldığı bu "iç savaş" kararı yakında pek çok yurtseveri kapsarsa hiç şaşmamalı. Öyle ya, adamlar, "Ortadoğu Halkları'na dayanarak, ABD'ye ve bölgedeki 'işbirlikçiler'ine karşı savaş" açmayı planlarken engelleri ortadan kaldırmayacaklar mı?..
Kongra-Gel önderleri, yaratılan fiili durum itibariyle, karşı tarafı ABD ve Güneyli "ilkel milliyetçiler"le işbirliği içinde bulunmakla suçluyorlar. "İşbirlikçiler", kendi deyimleri ile, PKK'yi parçalamaya yönelik "yeni konsept"in veya derinleştirilerek sürdürülen "eski konsept"in önemli bir unsuru olarak görülüyor ve ihanetle suçlanıyorlar. Kendilerinden en fazla eleman koparan bu hareketle köprülerin atılması, ortamın sertleştirilmesi, yani daha fazla eleman kopmasının önüne geçilmesi için kemikleşme şarttır. Kemikleşme ise ancak kan dökülerek sağlanır. Yapılan bir açıdan da budur.
Sonuçta Kongra-Gel'e herşeyi açık açık tartışmayı öneriyoruz. Bu tartışma sansürsüz olacak ve halkın gözleri önünde cereyan edecektir. Tartışma konuları;
a) demokrasi nasıl anlaşılmalıdır?
b) ABD'nin Irak'ı işgali ile başlayan süreç nasıl değerlendirilmelidir?
c) Halkların kardeşliği şu anda gerçekten ne durumdadır, kardeş olarak görülen halkların Kürtler'e ve Kürt Sorunu'na bakışı doyurucu mudur?
d) Barış nedir, onurlu barış ile içeriği boşaltılmış barış arasındaki fark nedir?
e) Tek adam diktasının demokraside yeri var mıdır?
f) Türk Genelkurmayı'nın kesin denetimindeki bir adadan sağlıklı çözümler çıkabilir mi? Yoksa Türk Genelkurmayı bu kadar aptal mıdır ki vantajlarını kendisine karşı kullansın?
g) Adam öldürmenin Kürt siyasi literatüründen çıkarılması gerekmez mi?
Buyurun, her taraf katılsın.. Öyle kasılmak yok. Çünkü artık bu liksü kalmamıştır kimsenin. Tartışılması istenen Temel sorunlardır.

2004-08-22




Gorusunuz