Kim nedir?-II

Dünkü yazımda Kongra-Gel içindeki çalkantıları, şahısların görüşleri itibariyle gerçek yerine oturtmaya çalıştım. Şimdi bilhassa son günlerde neden bu organizasyonla bu kadar sert bir şekilde ters düştük sorusuna cevap arayalım..
Kürt Halkı şunu çok iyi anlasın ki, eğer kişisel tahriklerle veya kaygılar ile hareket ediyorsam, ben koskoca bir fiyaskodan başka bir şey değilim. Bunu dün beni tehdit eden ekibin komutanı olduğundan emin olduğum Altun'a ulusal kaygı ile bugün sahip çıkmakla göstermiş bulunuyorum (kendisi belki de red eder). Evet ulusal kaygının ötesinde günümüzde yaşadığımız gerçeklik, Kongra-Gel artık İMRALI SAYESİNDE KÜRDİSTAN İÇİN BİR TEHDİT HALİNE GELMİŞTİR. Ciddi ve gittikçe yaklaşan bir tehdit. Bunu hiç bir Kürt yurtseveri hafife alma hakkına sahip değildir. Kerkük'te çözüm yaklaştıkça, Kürtler zafere dokunacak kadar yaklaştıkça Kongra-Gel'in kukla olmayan gerçek liderlerinden uğursuz sinyallerin frekansı oldukça yükselmiş bulunuyor. BUNLAR REKABETTE ŞAH DEMEK İÇİN KALEME ALINMIŞ SATIRLAR DEĞİL, ÜLKEMİZİN ŞU ANDA KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU EN BÜYÜK TEHLİKEYİ İŞARET ETMEK İÇİN YAZIYA DÖKÜLMÜŞ GERÇEKLERDİR. Bunları doğru okuyunuz ve ciddiyetle ele alınız..
Şu satırlar PKK'nin İmralı'daki orkestra şefine aittir:
"Önce Irak'ta ardından Türkiye'de bu gelişirse, Türkiye'de kan gövdeyi götürür. Türkiye bunu kabul etmez.
....Biz milliyetçiliğin esiri, kurbanı olmayacağız. Kürt feodalizmi, Türk burjuvazisinden pay istiyor, yarın 'federasyon' diyecekler. Irak'ta, Musul'da Kürtleri birleştirecek, bunu Kürt halkına, PKK'ye Türkiye'ye karşı saldırtacaklar. İşte ben bu tehlikeyi gördüm ve bu yüzden PKK'nin yeniden inşası dedim. Biz, bu Kürt hainlerine karşı kendimizi korumaya çalışıyoruz. Bunların Kürtçülüğü sahte, bu çok tehlikeli, hepsi kaçıp Avrupa'ya gittiler.
....Talabani Türkiye'ye karşı bunları örgütlemiş, hesabı var, Irak'ta federasyon kurduktan sonra sıra Türkiye'de federasyon kurmaya gelecek.....
....Ben, milliyetçilikle 92'den beri mücadele ediyorum. Devlet bunu yeni yeni anlamaya başladı."
İmralı böyle buyuruyor. Irak'ta, Musul'da (yani Osmanlı'nın Musul Vilayeti denilen ve Kerkük'ü de içeren topraklarda) federasyon kurulacak (yani Kürt Federe Devleti kurulacak), bu devlette iktidarı elde tutan milliyetçiler orada halkı birleştirip, "Kürt halkı'na", PKK'ye ve en önemlisi, ki zurnanın zırt dediği yer budur, Türkiye'ye saldırtacaklar!.. Vay ki, vay.. İmralı'nın yüreği işte buna dayanamıyor ve Örgütü Kemal Pir duruşu çerçevesinde, yani Türk-Kürt ortaklığı temelinde yeniden şekillendirip, bu "hayasızca akın"a karşı duracak hale getirmeye çalışıyor.. Türkiye aşkı diye buna derim ben. İmralı, 1992'den yani Kürtler ilk parlamentolarını şekillendirdiklerinden beri milliyetçilikle mücadele ediyormuş.. Devlet, yani Türkler bunu yeni yeni anlamışlar.. Felaket bir demeç!
Bir örgüt, Kürdistan'ın hiç olmazsa bir parçası federasyon düzeyinde de olsa özgürlüğü yakalama noktasına gelmişken, bu FEDERAL KÜRT DEVLETİ'Nİ EN BÜYÜK DÜŞMAN TÜRKİYE'YE KARŞI BİR TEHLİKE OLARAK GÖRÜP, OLUŞMAKTA OLAN YARI DEVLETE KARŞI TURANİLER'İ SAVUNMAK ÜZERE YENİDEN ŞEKİLLENİP SALDIRIYA HAZIRLANIYORSA, BUNA SEYİRCİ KALAN HER KÜRT HAİNDİR! Bunun lamı cimi yok. Kısır tartışmalardan uzak durarak bu tüyler ürpertici durum karşısında, ister PKK'li, ister bağımsız, ister şu veya bu örgütten olun, karşı durun, "ne yapılabilir"i tartışın.
Evet "Kürtler yalnız mı bırakılıyor" başlıklı makalemde belirttiğim gibi, Türkiye, Kerkük'te hangi değişiklik meydana gelirse gelsin, Güney'e ve giderek Irak'a müdahale edebilecek güçte değildir. Bunu tecrubeli diplomatları ve fikir cimnastiği yapan kulüpleri de paylaşıyor.. Ama buna rağmen dışişleri bakanları Gül çıkıp "bizim de orada yapacak bazı şeylerimiz var" diyorsa bunu hafife alamazdık. İşte şimdi anlaşıyor Gül'ün hangi "kar yağmamış" dağlara güvendiği.. Açık bir koordinasyon var Gül'ün ve İmralı'nın demeçleri arasında. İkisi de Kerkük için aynı kaygıyı, aynı güç lehine paylaşıyorlar. İkisi de hedefe aynı güçleri koymuşlar. İkisi de GÜNEY'DEKİ LİDERLERİ BÖLMEYE ÇALİŞİYORLAR.. Dikkat ediniz, İmralı son demecinde Mesut Barzani'ye hiç çatmıyor, ama Talabani'yi hedefe koymuş. Gül de, Talabani için "saf" terimini kullanmıştı.. KÜRT LİDERLER'İN BU PROVOKATÖRLERE KARŞI UYANIK OLACAKLARINI UMARIM.
Böylece sonuçta Kerkük olayı Kürtler lehine bir hal yoluna girdiğinde, PKK saldırtılacak, Kürt güçleri zayıflatılacak, bu sırada Araplar gelişmelerden cesaret alarak ileri atılacaklar.. Hesap budur. Bu hesabı pratikte en kolay bir şekilde alt üst edecek olanlar PKK'nin üstüne oturduğu yurtsever tabandır. Görev en başta onlara düşecektir.
Siz Kahraman Kürt Gerillaları,
Yurdunuzun bir parçasının kurtuluşa gittiği bir zaman kesitinde, Başınıza zorla çöreklenmiş olan birkaç kişilik bir karar organı, sizi kardeşlerinize karşı tarihin gördüğü en büyük ihanete sürükleyip, özgür yurdunuzun düşmana teslim edilmesi eylemine sümek isteceklerdir. Buna karşı uyanık olunuz. Barzani'nin verdiği söz ortada. O, bir daha Kürt kanını dökecek bir kararı almayacağını söylemiş, bu konuda ortaya çıkan hiçbir fırsatı kullanmaya yanaşmamıştır. Yani size Güney'den gelecek bir tehlike yoktur. Bundan dolayı Güney'e karşı silah kullanmayı red ediniz! Israrla Kürdistan'ın yanında olunuz. Kardeş kanını, hem de en büyük düşman Türk Devleti lehine dökmeyiniz.
Siz bağımsız Kürtler,
Bir imzanın bile büyük değer taşıdığının bilinci ile şu dar günlerde ülkenizin evlatlarını yalnız bırakmayınız. Güney büyük bir kuşatma yaşıyor. İçten böylesi güçler, Irak düzeyinde ırkçı Araplar, dinciler, dıştan Türkler, Araplar ve Farslar! Eğer siz de oturacaksanız, biliniz ki kuşatmada sizin de payınız vardır.

2004-07-24




Gorusunuz