Eski PKK'lilere Çağrı

Yazının bu bölümünde Kuzey'in nereye gittiğini ve bu bölgemizin en büyük örgütünün açmazlarını tartışmayı planlamıştım. Fakat elektronik basına yansıyan İmralı "saptamaları" beni belli bir süre için bu konuya kilitlenmekten vaz geçirdi. Umarım PKK'liler, (haşa) Kürdistan'ın bir kerhane, (haşa) analarının ve kızkardeşlerinin birer sermaye olup olmadığını, Kürt Liderleri Mesut Barzani ve Celal Talabani'nin (haşa) namusları dahil, her şeylerini satmaya hazır kişiler mi yoksa, kendi bölgeleri ve giderek sonuçta Kürdistan'ın özgürleşmesi için herşeylerini ortaya koyan kahramanlar mı olduklarını son bir kez düşünür, sürüklendikleri yolu daha iyi görürler. Demokrasiyi hiç anlayamayan ve herşeyi kendisi ile başlatıp kendisi ile bitiren bir zat var karşımızda. Bizim elektronik haberleşme olanaklarımızla kıyaslandığında dev sayılabilecek büyüklükte bir medya ordusu ile propagandası yapılan bir zattır bu. Her yanlışı tersine çevrilerek sunulan bu zatın dışarıya taşınan her emirnamesinde dedelerimizi ipe çeken Kemal'ın ve onun kurduğu cumhuriyetin onayını görmek yetti artık. Son İmralı notları geldiğinde, benim açımdan bu konuya hapsolmanın faydasızlığı ortaya çıktı. Kızmak, ajitasyona yönelik yazılar yazarak tribünlere oynamak elbette çözüm olamaz. Anlaşılmıştır, PKK, iç çelişkileri ve üç kutupluluğuna rağmen, temmuzdan önce kendisine gelemeyecektir. Kürt Milleti'nin ise kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Bu bakımdan, Kuzey'de yeni yollar aramak durumundayız.
Önümüzde şöyle formüle edebileceğimiz üç olanak var, ki bunlar biribiri ile çelişmemeli: Birincisi; PKK içinde tabandan gelen ve PKK'yi tümden kucaklayıp ulusal yola taşıyan bir başkaldırı.. Bunun tepedeki bir boğuşma ile, kaypaklıklarla, ayak oyunları ve kurtlar sofrasında imiş gibi gösterilen davranış bozuklukları ile hayata geçirilemeyeceği anlaşılmıştır. Ama tabandan gelecek münferit seslerin de PKK'de mevcut ezeli "onun babası da öyleydi" cümlesi ile başlayan "hainleştirme" operasyonları ile tesirsiz hale getirileceği ortada. Tepedeki, Cemil, Murat, Osman boğuşmasının ve saflaşmasının devam edeceği, ama tabanın şu an itibariyle bir fırsat yakalama şansına daha henüz ermediğini görmek lazım. Çelişki bir yerde hayatlarını da ilgilendirdiği için derinleşerek sürecektir. Biz bunu körüklemeyiz, ama işin tabiatı budur. Şimdilik de olsa bu ihtimal hayata geçme olanağına sahip görünmüyor. İkincisi; tamamen PKK geleneği dışında kalmış ve PKK'ye hiç bulaşmamış olan kesimlerin, eteklerindeki taşları boşaltarak, samimi bir birliğe doğru ciddi adımlar atmalarıdır. Bu grup ve partiler biribirlerine karşı şartlanmışlıklarını yenemedikçe ciddi bir güç oluşturamazlar.. Sarf ettikleri çabalar sonucu, Avrupa düzeyinde de olsa bazı güçbirliği iskeletleri ortaya çıkarmış, bir de miting düzenlemişlerdir. Ama, kusura bakmasınlar, bu hantallıkla bir milletin kaderine sahip çıkma gibi bir misyon yüklenilmez. Daha aktif olmaları, eskiyi tümden unutmaları, örgüt fetişizmi yerine Kürdistaniliği daha ön plana çıkarmaları gerekir.. Şimdi üçüncü ihtimale geçebiliriz.. Eski PKK'lilerin organize olup sahaya çıkmaları...
Evet bu yazımda çözüm için şimdi de Eski PKK'lilere ve ERNK eski üyelerine (YDK dahil), sesleneceğim. Bu kesim, süreç boyunca çeşitli sebeplerle parçalı bir şekilde hareketten kopmuş, her kopan "ihanet"le suçlanmıştır. PKK'nin eski ve etkili yöntemidir bu. Üstelik bu kopanlardan bazıları yapılan yoğun anti-propagandanın etkisi ile bir nevi yılgınlığa düşmüş, siyasi hayatı bir nevi kasap dükkanı olarak algılar duruma gelmişlerdir. Bunlar silkelenebilir, eski emeklerine kollektif bir tarzda sahip çıkmak için harekete geçebilirler. Zor gibi görünse de, eğer isteseler muvaffak olacaklarına kuşku ile bakılamaz. Şartlar olgundur.
Peki bunlara bir blok halinde mi çağrıda bulunacağız? Tabii ki hayır. Zaten kendileri de bunu istemez. Bazı rezervler olacaktır. O halde hangi eski PKK'lilere ve cephe üyelerine sesleneceğiz? Bu rezervler neler olabilir? Kafalardakine uygun bazı rezervler zikredelim; şöyle:
Birincisi; bir araya gelecek olan Eski PKK'liler ve cepheciler arasında gerillalara ve halka zarar vermiş itirafçılar bulunmamalıdır. İtirafçı ve siyasi korucular elbette halk tarafından tasvip görmezler. Onların yaptıkları yapacaklarının aynasıdır.
İkincisi; bu insanlar PKK'nin yarattığı değerlere, ki bunların en başında gerilla gelir, dil uzatmamış olmalıdırlar.
Üçüncüsü; bu insanlar çağdaş bir yürüyüş tarzını ve programda netliği ön plana çıkarmalıdırlar. Demokrasiyi sözde değil özde savunmalıdırlar.
Dördüncüsü; belli bir düşünce sisteminden ziyade ULUSAL BİR PLATFORM gibi hareket edenler bir araya gelirlerse halkla daha çabuk kaynaşma ve daha çabuk kabul görme şansını yakalarlar. Platformda ulusal demokratlar, çağdaş milliyetçiler, sosyalistler, leberaller ve demokratik dinciler özgürce yer alabilmelidir.
Beşincisi; dünya ile boğuşmayı değil, entegrasyonu öne çıkarmalıdırlar. Bu açıdan bakıldığında "komplo paranoyası"ndan sıyrılanlar ön plana çıkarsa daha ilerletici ve çözümleyici olurlar. Ama bu, şartlara teslimiyet olarak alınmamalı, bilakis devrimci müdahalecilik ve şartlara göre mücadele şeklinin değiştirilmesinde bir tereddüt söz konusu olmamalıdır. Şu büyük güç veya bu büyük güç Kürt Milleti'nin kaderi ile ilgili değildir, bu unutulmamalı..
Altıncısı; orta yerde duran yükü kaldırmak için yorgun olmayan, dinamik şahsiyetler gerekiyor.
Bir araya geliş, belli bir metod çerçevesinde olursa, süzgeçten geçme dahil, her problemi hal ederek sonuca doğru ilerlemeleri mümkündür. Çağrı yaptığım topluluk öyle az buz değil, iki TV yayınını ve bir gazeteyi yürütecek sayısal bir yayın gücüne, yeni bir gerilla ordusu oluşturacak bir askeri güce, çok geniş bir partiyi işler hale getirecek bir kadro gücüne çok kısa bir sürede erebilirler. Bu kadar geniş bir topluluğun ilk ağızda hal etmesi gereken pek çok pratik problemi olacaktır. Siyasi hayatları boyunca "tek lider, tek kişilik karar organı ve diktatoral bir yöntem"le bir arada bulunan insanların intikal sorunlarını hal etmeleri, yaşadıklarını süzgeçten geçirerek düşünmeleri ve bunları kaleme dökmeleri sayesinde mümkün olacaktır. BUNUN İÇİN ÖNCELİKLE MODERN TEKNOLOJİYİ, İNTERNETİ KULLANACAKLARI BİR TARTIŞMA PLATFORMU İLE İŞE BAŞLAYABİLİRLER. Bu platform, sağa sola küfür etmek yerine pratik problemleri çözmek için kullanılmalıdır. Sonuçta biri ülke içinde, diğeri de Avrupa alanında olmak üzere iki müteşebbis komite oluşturularak pratikte sonuç almak için bir konferans veya kongre toplayabilirler. Daha doğrusu, yaratacakları platform, önüne hedef olarak bunu koymalıdır. Bu işi dışardan izleyen bizler de bütün gücümüzle size destek olacak, üstümüze düşecek görevi yerine getireceğiz.Tartışmalara ben kişi olarak katılmaya hazırım. Her şeyi ön yargısız tartışınız.. Gereksiz şikayetler yerine çözüm arayınız. Çözüm!
Ne dersiniz?

2004-04-18




Gorusunuz