Özgül'ün yazısı ve yeniden birlik sorunu

Yazılarını severek okuduğum Sayın Özgül'ün aşağıya aldığım satırları Kürtler'in en büyük dramını ortaya koyuyor. Şöyle diyor sayın Özgül:

"Dört parçadan 26 grup tarafından ortaklaşa önce Kerkük için tertiplenen, sonra Hewlêr katliamına karşı protestoya dönüştürülen Köln yürüyüşüne KONGRA-GEL çağrılmayınca en doğru tutumla kendisi tertip komitesiyle ilişkiye geçerek katılmak istediğini bildiriyor. Önce anlaşılmaz bir şekilde iznin 5 bin kişi için alındığı gerekçesiyle karşı çıkanlar oluyor. Sonra tek bayrak, ortak sloganlar kararına KONGRA-GEL'in uymayacağı ileri sürülüyor. Ortak karara herkes uyduğu müddetçe en disiplinli kitleye sahip olan KONGRA-GEL'in zaten uyacağı yanıtı üzerine zorunlu birlik gerçekleşiyor. Tertip komitesine giren KONGRA-GEL üç gün kala ancak bölgeden iki bini aşkın kitlesini katabiliyor"

Eğer bunlar doğruysa, Kongra-gel yönetimi görevini yapmak için elinden geleni yapmış, ama bazı odaklar tarafından, en aşağısından belli bir süre engellenmeye çalışılmış gibi bir tablo ortaya çıkıyor. Buna karşın, eğer Sayın Özgül'ün kaydettiği anlatımda bir çarpıtma veya eksiklik varsa, toplantıyı düzenleyen diğer gruplardan, sadece işin doğrusunu yansıtan ve sadece yetkili kalemlerden çıkan, bir açıklama bekliyoruz. Açıklamalarda ulusal çıkarlarımızın gözetileceğini ve yapıcı olunacağını umarım. Aynı görevi Mehmet Özgül yapıcı bir şekilde yerine getirmiştir. Kaleminden çıkan yapıcı satırlar olumlu. Ama eğer Sayın Özgül'ün kaydettikleri toplantıyı düzenleyen diğer gruplardan da onay alırsa, bu durumda ben dahil pek çok siyasal gözlemci, Kongra-gel'in yaptıklarını görmeden, bilmeden eleştiri yönelttiğimiz için vebal altındayız. Bunun için gerçeği öğrenmek bizim ve bize inanan kitlenin hakkıdır. Ama ben yine de bu yanlış anlamalara sebep olan SANSÜRDEN şikayetçiyim. Örneğin, K-TV neden KONGRA-GEL'in KUZEY'deki katkısından hiç bahsetmedi? Güney'deki durumun (ABD'nin varlığını düşünün) çok kritik olmasından dolayı elbette bazı kısıtlamaları anlayışla karşılamak gerekir. Ama toptancı bir sansür Kürt Milleti'nin yararına olmayacaktır (şu ana kadar en düzgün yürüyüş KDP'nin yürüyüşü olmuştur, bunu da unutmayalım).

Kürt Ulusu'nun birliğine giden yollar bencillikle, ben merkezcilikle, fırsatçılıkla engellenmemeli. Şu anda Güney'in kucağında bulduğu özgürlük fırsatı da bu gibi bencillikler ve körlükler yüzünden kaybolabilir. Bunu herkesin görmesi gerektiğini, Kürt'ün her ferdinin bu süreçte ve giderek her zaman lazım olduğunu her nedense bazıları unutuyor.

ÇOK İNATLA KAYDEDİYORUM; DÜŞMAN, DAHA AÇIKÇASI BAŞ DÜŞMAN TÜRK DEVLETİ DAHA DÜN SİLAH ŞAKIRTILARI ALTINDA KONUŞTUĞU DEVLETLERLE BUGÜN KÜRT'Ü YOKETME PLANLARI YAPIYORSA, BİZ NEDEN ÇOK ÖNEMLİ BİRLİKTELİKLERİN OLUŞMASINI SABOTE EDELİM, ANLAYAN VARSA BERİ GELSİN! Hepimiz tedirginiz. Yazarlar olarak Kürdistan'ın tümündeki gidişat bizi tedirgin ediyor.. Güneyli kardeşlerimiz, kendi bölgelerinin özelinde gidişattan endişe duyuyor, uykuları kaçıyor. Kuzeyli Kürtler, kendi bölgelerinin özelinde vahşetin şahlanmasını umutsuzlukla seyrediyorlar. Gerilla her yönden saldırı bekliyorlar. ABD, Kıbrıs sorununun hallinden sonra tanrılara kurban olarak dağdaki evlatlarımızı mı düşünüyor? Neden durup dururken Osman Öcalan'ı ele geçirme teşebbüsü gerçekleşti (doğrulanmayan haberlere göre ABD tarafından)? Sayın Öcalan, KONGRA-GEL liderleri arasında ABD'ye ve Güneyli partilere en yakın duran insan olarak tanınırken, neden özellikle böyle bir tercih? Acaba Kürtler'in birliği bu merkezin hesaplarına ters mi düşüyor? Acaba Sayın Talabani'nin İKİ HÜKÜMETİN BİRLEŞTİRİLMESİ SÜRECİNDE AYAK SÜRÜMESİNİ BU DEVLETİN BÖLGEDEKİ GÜÇLERİ Mİ TEŞVİK EDİYOR? Sorular sorular. Evet herkes tedirgin.. Tedirginliği yok etmenin yolu mümkün olan en büyük ve güçlü birliğe ulaşmak olduğu görülmüyor mu?

Artık net olarak görelim, ABD ve İngiltere'yi yok sayarsak, büyük bir yoketme cephesine karşı yalnızız. Bu yalnızlığımızda bile boğazlaşma lüksünden kaçınmıyoruz. EĞER BOĞAZLAŞMAK İÇİN SEBEP ARARSAK, İNANIN HERKES BİN SEBEP BULABİLİR. BİZİM ÖZLİMİZDE ÖNEMLİ OLAN ORTAK NOKTALARI ÖN PLANA ÇIKARMAKTIR. İşte işin bam noktası budur. Bir daha düşünün.

Ben hala herkesin daha da atabileceği adımlar bulunduğuna inanıyorum. Kim olumlu adımlar atarsa halkın yüreğinin sesini ve desteğini yanında hissedecektir. KONGRA-GEL bugüne kadar yaptıkları ile yetinmeyip, hiç kimseye aldırmadan yeni adımlar atarsa çok olumlu bir noktayı yakalamış olur. MEDYA-TV'nin kapatılmasının bazı halk çevrelerinde yarattığı kızgınlık serinkanlılıkla aşılmalı, bu tahrike beş para verilmemelidir. Bu da düşünülsün.




Gorusunuz