Erdoğan ABD'de, Kürtler meydanlarda

Nerdeyse iki ay süren bir hazırlıktan sonra Türk Başbakanı Erdoğan nihayet Washington'a uçtu. Koltuğunun altına aldığı desinformasyon ve informasyon yüklü dosyalarla ve bir uçak dolusu işadamının eşliğinde bu Türk "Büyüğü" de Başkan Bush dahil pek çok şahsiyet ve kurum ile görüşmeler yapacak, Kürtler'i ve Kıbrıslılar'ı çekiştirecek. "Arjantin'de bile bir Kürt Devleti kurulursa bu bizim ilgi alanımız dahilinde olacaktır" vecizesinin sahibi bu zat, MGK'den aldığı vize ile, Kürdistan'a karşılık Kıbrıs'ı teklif edecek gibi.. Bu arada RTÜK de üstüne düşen "vatanseverlik" görevini yerine getirerek ve "geleneksel dil ve lehçelerde yayınla ilgili yönetmenlik" olarak tarif edilebilecek ve özü itibariyle Kürtler'e düpedüz hakaret sayılacak bir yayın izni çıkardı. Bu da ABD'de büyük bir "demokratikleşme" çerezi olarak takdim edilecek. Eh, deyme keyfine!

Adam ABD'yi uyutabileceğini umacak kadar akıl yoksunu değil herhalde. Ama davranışları, gezi öncesi derin devlet ile birlikte hazırladığı ev ödevlerindeki şekli görünüş bu adamın kendisini ve devletini saılandan da çok akıllı saydığını gösteriyor. ABD'yi çaktırmadan uyutabileceğini gerçekten sanıyor olmalı. Bilhassa bölge ülkelerinin Kürtler karşısındaki hoşnutsuzluğu konusunda en ince teferruatına kadar dosyalamış, bilhassa Iran ve Suriye'nin hoşnutsuzluğunu işlemeye çalışacak. Bu arada Irak'ın ABD tarafuından seçilen yönetiminin önemli adamlarından Paçacı'nın ABD temaslarında Kürtler'i hedef alan temaslarıın rüzgarını da arkasına alacak.
Tabii ki burada Bush'un kolaycı tavrının yarattığı hava da önemli. Bölgeyi kolay ve en az masrafla kontrol altına almaya çalışan Bush, arkasında birikip dağlaşacak sorunlar bıraktığının farkında değil gibi. Irak, Türkiye, Suriye ve Iran'ın istikrara kavuşamamasının ardında Kürt Sorunu'nun yattığını bilmek durumundadır. Bu ülkelerde demokratikleşmenin anahtarının Kürtler olduğunu sağır sultan bile duymuşken koca ABD imparatorluğu'nun baş patronu mu bilmeyecek? Bu elbette mümkün değil. Washington; Paçacı ve Yahnici türü aşçıları dinliyor, ama büyük bir süreci birlikte tamamladığı Kürt Ulusu'nun iki temsilcisi, yani lokantanın asıl sahipleri olan Talabani ve Barzani'yi davet etmiyor, şöyle bir yüzyüze konuşup dinlemiyor.. Bu reva mı? Eğer dinleseydi, asırların mücadelesinde hayatını kaybedenlerin bu fedakarlıklarının sebebini de birinci ağızdan dinlemiş olacaktı. Bir avuç özgürlüğü yakalama noktasındaki mazlum bir halkın avucundan kaymakta olanın onların hayatı olduğunu görecekti.. Üstünde yaşadıkları toprak, insanlara aşk veren, hayat veren, ana belledikleri ve kutsadıkları vatanlarıdır. Onu yeraltı ve yerüstü zenginlikleri için değil, beşikleri olduğu için severler. Kendi özgürlüklerini vatanın özgürlüğü ile eş tutmaları bundandır. Kürt Liderler ona, Kerkük'ü, kuru bir çöl halinde olsa da onun uğruna aynı mücadeleyi vereceklerini anlatacaklardı.
Bush çağırmayınca yani Kürtler'in derdine, şu an için olsa da, kulak asmayınca Kürtler kendi kendilerine başvurdular. Her yerde, mümkün olan en geniş birliktelikle seslerini birleştirmeye karar verdiler. Hewlêr başta olmak üzere Güney Kürdistan'ın her tarafından imza toplamaya başladılar. Orduları, halka bağlılık yeminini tekrarladı. Birlik ruhu Avrupa'ya da taştı. Şimdi başta KÖLN VE LONDRA OLMAK ÜZERE BIRLIKTE HAYKIRMAYA, "KERKUK DILÊ KÜRDISTANE" demeye hazırlanıyorlar. Bu tür protesto gösterilerinin başlaması için gösterdiğim çabaları yazılarımı takip edenler çok iyi bilirler. Ama söz verip de katılmayanlar var. Umarım onlar da tekrar düşünür ve HIÇBIR SEÇIM ITTIFAKININ KÜRDISTAN DAVASINDAN DAHA ÖNEMLI OLMADIĞINI ANLARLAR. Karayalçın'ı kızdırmamak veya "ona mahçup olmamak için" bu yürüyüşe katılınmıyor gibi bir izlenim bırakıyorsunuz. Eğer bu iddia bir safsata ise, sözle değil, EYLEMLE TEKZIP EDINIZ.. Ben bu "yanlış" tahminimden duyduğum utançla yaşamaya razıyım.

Kürt Milleti

7 Şubatta meydanlara çık! Düşüncen, TARAFTARI OLDUĞUN PARTI, felsefen ne olursa olsun, KÜRDISTAN'A DESTEK VER. TALIMAT DEMOKRASISINI KIR. ÖNÜNDE SADECE BIR KAÇ AY VAR. Istersen her iki Güneyli Lider'den nefret bile et.. Ama sen 7 Şubatta kendi çocukların, torunların ve tarih karşısındaki sorumluluğun için yürüyeceksin.. Bu kez kırın çitlerinizi! Kucaklaşın ve dünyaya vazgeçilmez olduğunuzu gösterin. Tek yumruk olun. Tek ses! Sağlığım el verirse yanınızda olacağım.




Gorusunuz