Saflar sıklaşıyor mu?

Sayın Okuyucular...

Kürt Halkı Bugün üç deve karşı boğuşan bir cılız insanı andırıyor. Düşmanlar bütün ideolojik aygıtlarını adeta birleştirmiş, bize karşı "kırmızı" veya kanlı çizgiler çiziyor, canımıza kastediyor. Yetim-i Esad Ankara'da kükrüyor, tehdit ediyor, Arap Birliği arslan kesilmiş.. TC Kürtler'in yaşamasına karşı olanların toplaştığı bir merkez adeta. Herkes bizim üstümüzden ABD'ye gözdağı vermek için ağız birliği etmiş durumda. Mesaj açık; statükonun korunmasını kabul et.. Bunun karşısında Washington beklemede. Kürdistan'ın statüsü konusunda adeta dilini yutmuş gibi duruyor. Ankara'da ise sessiz bir iyimserlik hüküm sürüyor. Başbakanları, Bush'un davetlisi olarak yakında Beyaz Saray'da olacak, muhtemelen yeni tavizler karşılığında Kürtler'i vurmaya çalışacak. Son olarak gelen haberlere göre Bremer, ki ABD yönetiminin sesidir, etnik temele dayalı federasyona evet demesine rağmen Kerkük konusunu seçilecek meclise bırakma eğilimini bildirdi. Satılıyor muyuz?

Bu durum karşısında yalnızları oynayan Kürt Milleti olarak her ferdimize muhtacız. Savurganlık kabul edilemez. Biz önce "BİZ BİLİNCİ"NE VARDIĞIMIZI ISPATLAMALIYIZ. Bunun için kenetlenmeye muhtacız. Bu kenetlenme şeklî olamaz. İçten olmalıyız. Dostlar alışverişte görsün misali bir davranışlar kompozisyonu çizme lüksümüz yok. Hayatımız şu son üç aydaki duruşumuza bağlı.

Son günlerde yaşadığımız üç gelişmeye büyük değer biçiyorum.

Birincisi; HAK-PAR Kongresi. Bu kongreyi gerek vakur duruşları ve gerekse aldıkları kararlar itibariyle kutluyor ve selamlıyorum. Türk Devleti'ni şekillendiren faşist anayasa çerçevesinde kurulmuş olan partiler arasında bir ilk yaşandı bu kongrede. Türkiye'nin federal bir yapıya kavuşturulması için çalışılacağının bir program maddesi haline getirilmesine yüksek değer biçiyorum.

İkincisi; Bir grup Kürdistanlı'nın Stockholm çıkışlı bir bildiri ile Güney'de federasyon kurulması yönünde ölümüne bir mücadele sürdüren partilere destek sunmaları. Bu çabaya yüksek değer biçiyor ve selamlıyorum. Bildirinin Güney için taşıdığı anlamı, Kürdistan TV'nin bunu iki gün üst üste vermesi ile ortada. Ama bu bildiriye öncülük yapanlar kapalı bir ortamda kalmayıp daha geniş kitlelere ulaşabilir, imza sayısını binlere çıkarabilirlerdi. Artık dar çerçeveden çıkmanın zamanı gelmedi mi?

Üçüncüsü; Kongra-gel'in Güney'de federasyon konusunda tavrını netleştirmesi. Benim de davetli olduğum fakat rahatsızlığımdan dolayı katılmadığım cuma günkü programda konuşan Sayın Bayık çok önemli konulara açıklık getirdi..

a) Kongra-gel, ulusal temele oturan bir federasyona taraftardır,

b) Kongra-gel, Kerkük'ün Kürdistan'ın bir parçası olduğunu kabul ediyor,

c) Kongra-gel, Kürtler'in etkili bir mücadele vermesi için güney'de tamamen tek ses halinde ortaya çıkmalarının şart olduğunun altını çiziyor,

d) Konrga-gel, Güney'de etkili kitle gösterilerinin yanında, Arap ve Asuri gibi halklarla iyi ilişkiler geliştirerek provokatörlere fırsat verilmemesi gerektiğine inandığını beyan etmiştir,

e) Kongra-gel, Kürdistan'ın her tarafında ve DIŞARDA KÜRTLER GÜNEY'E DESTEK VERDİKLERİNİ, BİRLİKTE GÖSTERİLER GELİŞTİREREK GÖSTERMELİDİR diyor,

f) Kongra-gel, Güney'in kaderinin tüm Kürdistan'ın kaderi haline geldiğini de altını çizercesine bildirdi...

Bütün bunları alta alta koyduğumuzda bu tavrı selamlamamak mümkün değildir. Şimdi söylenenlerin en kısa sürede pratiğe geçirilmesi gerekir. Yine söylüyorum komplekssiz hareket edilirse birlikte hareket etmek ve etkili bir moral şırınga etmek için ortam hazırdır. PSK çok daha önce tavrını açıkça ortaya koymuştu. Şimdi iş bütün parti ve şahsiyetleri bir araya getirecek adımları atmaktır. Avrupa'da sloganları tamamen önceden saptanmış iki miting yapılabilir. Bunlardan biri İskandinavya için Stockhom'da diğeri ise Kıta Avrupası için, mesela, Köln'de yapılabilir. Toplantıların propagandası için üç Kürt TV'sine ilanlar verilebilir. Bazı diğer konular da bu arada partilerimiz birlikte hal edebilirler.. Ama elimizi çabuk tutalım. Birlik olduğumuzu, bu kez cesedimiz çiğnenmeden haklarınızın çiğnenemeyeceğini açıkça göstermeliyiz..

Haydi partilerimiz, gösterin kendinizi..




Gorusunuz