Birleşik Kürdistan Hükümeti hayata geçerken Türk Derin devleti sinirli

Merhaba Kurdistan-post okuyucuları. Kürtler'de, edeb sınırlarını zorlamadan, özgür tartışma geleneğine katkıda bulunmak için sanal dünyada yayın hayatına başlayan Kürdistan-post'ta bugünden itibaren sizlere hitap edeceğim. Umarım Kurdistan-post gelişerek iyi bir baskı grubuna, giderek bir fikir üretim merkezine dönüşür. Bunun için yeteri kadar demokratik tahammül oluştuğuna inanmak istiyorum. Yine umarım okuyucularla iyi bir diyalog kurarız. Bugün konu olarak "kongra-gel programının eleştirisi"ni seçmiştim. Ama bilimsel bir eleştiri (pozitif-negatif) biraz zaman alacağı için, ben hala güncelliğini koruyan Güney'deki yeni bir gelişmeyi konu olarak seçtim. Çünkü oradaki gelişmeler yine aciliyet kazandı. Evet, gelen haberlere bakılırsa, Saddam'ın yakalanması gibi sıradan bir olaydan çok daha önemli bir gelişme oldu. Güney Kürdistanlı Liderler tarihlerinde bir yurtseverliğe daha imza attılar ve iki yerel hükümeti birleşik bir Kürdistan Hükümeti haline getirmeye karar verdiler. Eğer NY Times'in haberi doğru ise halkın ve aklın isteklerine kulak veren Sayın Talabani ve Sayın Barzani başta olmak üzere kalbi birlikten yana çarpan bütün Kürtler'e kutlu olsun ve başarılsın.

Önce NY Times geçti haberi. Ardından Türk Devleti içten içe kaynamaya başladı. Sonunda birlik kararının ardından Barzani'nin, "gönlümüzde federasyondan öte şeyler yatıyor" şeklindeki demeci geldi. Bunun üzerine en ılımlısından en cambazına kadar Türk basın kurmayları tehditler savurmaya ve yeni "casus belli"ler öneremeye başladılar. Türk Dışişleri Bakanı eskiden olduğunun aksine boğuntuya gelen ve "federasyon kabul edilemez" şeklinde, onların deyimiyle "haddini aşan" bir demeçle tabanına ve "derin"dekilere moral vermeye çalıştı. Bugün, basın düzeyinde de olsa, tam bir kargaşa başladı denilebilir. Gazete başlıkta hep hezeyan dolu: "Kürtler Kerkük'ü istiyorlar".. "Barzani; Kürtler Kürdistan'ın kendilerine geri verilmesi için can atıyor" gibi başlıklar yeniden ön plana çıktığına göre BİRLİK HÜKÜMETİ KURMA TEŞEBBÜSÜ MUTLAKA BAŞARILMALI.. Çünkü Türk Derin Devleti'ni sinirlendiren her adım, doğru yönde atılmış bir adımdır.

Türk Derin Devleti'ni sinirlendiren adımlar bunlarla da sınırlanmadı. Daha önceki hafta Kürdistan Yazarlar Sendikası birlik kongresini başarı ile sonuçlandırdı. Bu arada Şehir yöneticileri birliği de oluştu. Bu gün ise (2003-12-21) Kürdistan öğrencileri, Irak'ın geleceğinde de örnek bir demokrasi sınavı verdi ve seçimlerini gerçekleştirdi (Süleymaniye ve Duhuk'un da aralarında bulunduğu bir iki yerdeki aksaklıkları yöneticilerin çok iyi düşüneceklerini umarım). Bütün bunlar birliğin oldukça sağlam temeller üzerinde yükselmekte olduğunun ve Kürtler'in gerçekten kaderlerine sahip çıkacak düzeyde bir bilinç sergilediklerinin işaretleri ile dolu.

"Derin" demokrasi düşmanları, "derin" barış karşıtları sinirli, ama birliği engelleyecek bir taktikleri yok artık. Birlik ise güç demektir. Güç, yeni Irak'ın hakkaniyet ölçülerine göre kurulmasu anlamına gelir. Bu ise tarihi Kürt yurdunun tümünün Kürtler'in yönetimine bırakılmasını gerektiriyor.

Peki bütün bu gürültülü, örtülü savaşın sebebi ne? Kuzeyli Kürtler'in pek doğru değerlendiremediği önemdeki bu savaş doğrudan doğruya kader savaşıdır, daha açık deyimi ile yeni Irak'ın üstünde yükseleceği anayasanın hazırlanması savaşıdır. Bütün çevre devletler bunun için alarmda. Bilhassa Türk Devleti ve onun gizli müttefikleri Suriye ve İran.. Kürt Kanı ile beslenen bu devletler bütün güçleri ile Arapları kışkırtıyor, Kürtler'i kuşatmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bütün bunlar olurken Kuzeyli Kürt Basını ne yapıyor? Varsa yoksa Saddam. Kimi kişisel küfür içgüdüsünü tatmin için, kimi şov olsun diye, kimi ise gerçekten frensiz bir sevinç yaşadığı için, Saddam'ı kim daha fazla aşağılayacak gibi bir yarış var. Oysa dünyanın bu en kanlı diktatörü zaten Mart ayında ilk silahlar patladığında ölüydü. Daha fazla üstüne gitmek, onu olduğundan daha fazla büyütmek anlamına gelmez mi?..

Oysa ortada hayati bir olay var; Irak Anayasası kavgası.. Bu anayasa aşağı yukarı bahar aylarında hazır hale gelebilir. Geri dönüşsüz bir süreçtir bu. Güneyli Liderler'in, bilhassa Barzani'nin uykularını kaçıran bu süreci, çok daha güçlü bir katılımla olumlu bir noktaya getirmek tüm Kürt Milleti'nin yararınadır. Dolayısı ile Güney-Kuzey, Doğu-Batı fark etmez, tüm Kürtler güçlerini birleştirmek zorundadırlar.

Güney'de, Federasyon konusunda ABD'nin tam desteği şu anda sağlanmış durumda. Bu destek önemlidir. Fakat daha ileri hedefler söz konusu ve bu, bir rüya değil. Yeter ki doğru zamanda doğru adımlar atılsın. Güney'de şu anda pek kusur bulacağımız bir politika yok. Sorun, Kürtler'in birlik içinde olduklarını göstererek nihai süreci hızlandırmaktır.




Gorusunuz