Son Durum ve Pul Olayı

Yazılarıma ara verdiğim süre içerisinde Güney'de Süleymaniye Olayı ve istikrarsızlık yaratma eylemininin düzenli bir şehir gerillasına dönüştüğü günler yaşandı. Bunların hepsini çok önceden görmüş, yazmıştık. Bu konuyu daha aşağılarda irdeleyeceğim.

Öte yandan Kuzey'de Pul Olayı cereyan etti. Kendilerini Kürdistan'ın muhtarı ilan eden bilir bilmez bir çok kişi konuyu yazdı, çizdi, rakiplerini kötülemek, mat etmek için o insanlarımızın cesetlerini sonuna kadar çok vicdansızca kullandı. TV'lerde böyle, gazetelerde böyle, internette böyle.. Türk-Kürt ayırımsız her kesimden fırsatçı kişiler bu cesetlere basarak politika yaptı. Ben olayı duyduğum andan itibaren bütün kanalları kullanarak elimden geldiğince derin bir araştırmaya giriştim. Aileme ve birinci dereceden akrabalarım olan Pul'lu mağdurlara ulaştım. Çoğu ile birlikte hayvan otlattığım o insanların ölümü beni oldukça sarsmıştır. Bu öldürme olayının ardındakileri ortaya çıkarmak için elimden geleni yapmadan yazmamaya kararlıydım. Ama dünyada o kadar iğrenilecek insan var ki, senin ölünü dahi senin aleyhine kullanırlar. Bundan dolayı bir ön yazı yazmak zorunda kaldım.

Şu anda Pullu Arkadaşlarım'ın yürüttüğü (öldürülen kişilerin birinci dereceden akrabalarıdır bu arkadaşlar) araştırmaya uzaktan da olsa katılıyorum. Pullu ailelerle sıkı bir telefon bağlantım var, sürecektir. İlk sonuç, olay, neresinden bakılırsa bakılsın, her kim gerçekleştirmişse bir provokasyondur. Kaybeden Kürt Milleti'dir. Koskoca bir mıntıka bu olay ile devletin ideolojik denetimine girme yolundadır. Yani Türk filmlerindeki aşk üçlemesini kimse beklemesin. Mıntıka tavır değiştirirse "daha iyi" bir ulusalcı taraf seçmiyor, devlete yöneliyor.. Bu "gerçek", araştırmayı yürüten arkadaşlarımın ortak kanaati..

Araştırmada sağlamlaşan tek şey, Pul cıvarında şehit edildiği sanılan iki gerillanın orada değil, çok uzak bir yerde öldürülüp söz konusu mıntıkaya bırakıldığıdır. Burada güdülen amaç, Pullu'yu hedefe oturtup gerillayı tahrik etmektir. Nitekim devlet güçleri olayda akli dengesi bozuk bir Pullu genci de kullanmış, gerilla cesetlerini onun atı ile uygunsuz bir şekilde taşıtmışlardır. Bu ayrı bir tahrik unsuru olarak düşünülmüş olsa gerek. Bu arada özel tim elemanları bir çok defalar gerilla kıyafeti giymiş olarak Pul'u ziyaret ederek erzak istemiş, ama red edilmişler. Nabız yokladıkları kesindir. Netleşen başka bir şey yok. Olayı kimin gerçekleştirdiği hala karanlık. Bunu ölülerin birinci dereceden akrabaları söylüyor.. Bugün İnsan Hakları Derneği merkezinden bir heyet Pul'a gidecek. Onların değerlendirmeleri de önemli. Bunu Pullu Arkadaşlar da bekliyorlar. Olay belki de hiç bir şekilde aydınlanamayacaktır. Tıpkı benzerleri gibi.. Ama şüphe hep kalacaktır.

Kısacası şu ana kadar olay karanlık. Kaybeden ise bir bütün halinde Kürt Milleti'dir. Olayı yapanları ve planlayanları şiddetle kınıyorum.

***

Süleymaniye Olayı da çok yazıldı çizildi. İstifade ettiğim değerlendirmeler azdı, ama doyurucuydu. Yazıların pekçoğu slogansı olmanın ötesine geçmedi. Bir "çuval" edebiyatıdır aldı yürüdü. Çoğu, aklınca Türk Devleti'ni aşağılamak suretiyle, intikam aldı (belki biraz haklıydılar, ama çocuksu). Yazı yazanlar, diktatoral devletlerin raflarında aşağılama dosyalarının çokluğunu gördüklerinde hayrete düşerler. Bu devletler için önemli olan sonuçtur. Türk Devleti bu olaydan epey ders almışa benziyor ve öyle görünüyor ki, bazı hamlelerle öne bile geçmek üzere. KADEK Olayı'nda, asker göndermeye gönüllülük gösterisinde epey mesafe almışa benziyor. Buna Kürt Tarafı'nın dikkat edeceğini umarım.

Ama olay boyunca Sayın Talabani iyi bir performans sergilemedi. Hemen suçluluk kompleksine girmesi ve "olayla ilgimiz yoktur" yollu demeç vermesi hiç iyi olmadı. KADEK'in hala yalpalayan bir politik çizgi sergilemeleri, ABD aleyhtarı Türk Solu'na hala çok yüksek değer biçmeleri anlaşılır değildir. Kürt Sorunu'nun böylesi yalpalayan siyasetlere, her tarafa göz kırpan sözde siyaset yapma sanatına hiç tahammülü yoktur. YOL TAMAMEN TÜKENMEK ÜZEREDİR. Legal alanda kurulan sol ve daha sol iki parti ile nereye varılacak, bu hesaplanmıyor bile. Sadece "şuna küskünse öbür partiye girsin" demekle küskünler sorunu hal edilemez. Bu gülünçtür. Türkiye'nin ABD ile ortak operasyon kotarmaya çalıştığı, tüm pis işlerini ABD'ye ihale etmeye çalıştığı bu süreçte, "guro were min bixwe" demenin alemi var mı? Kısa başlıklar altında şimdilik bu dostça eleştirilerin anlaşılacağını umarım.

Öte yandan Saddam şehir gerillasını kotarmış bulunuyor. Bu durum karşısında Kürdistanlılar'a çok önemli görevler düşecektir. EĞER BU GÖREVİ LAYIKIYLA YERİNE GETİRMEZLERSE, SADDAM'A KARŞI KOYMADA İNSİYATİF İSTENMEYEN İĞRENÇ BİR GÜCE GEÇECEKTİR. Bu iyice anlaşılsın. Tarihte bu günleri bir daha yakalayamayız. O halde, hapis yatanlar, acı çekenler, kalbi yurt sevgisi ile çarpanlar, tüm kişisel hesaplaşmalarınızı bir tarafa bırakarak sürece cevap olun ki çektiklerinize değsin. Dışarda, Avrupa ve Amerika'da barışçı göterilere ağırlık veriniz. Ortak bir diplomasi ordusu kurarak hemen önümüzdeki güzden itibaren bilhassa ABD ve İngiltere ile temasa geçiniz. Yurt içinde ise Güney'de, ORADAKİ PARTİLER OLARAK (PDK VE YNK), İSTİHBARAT ÖRGÜTÜNÜZÜ GÜÇLENDİRİNİZ VE BİLHASSA TÜRK İSTİHBARATININ FAALİYETLERİNİ DEŞİFRE ETMENİN YOLLARINI BULUNUZ. Türkmenler'in toprak alımında bulunmaları halinde "nereden buldun" sorusunu cevaplandırmalarını ısrarla isteyiniz. Süleymaniye olayında ele geçenler arasında, silahların yanında en önemli şey 110 bin dolarlık paradır. Bu para nerede kullanılacaktı? Türkmenler bir parti şubesinde bu kadar parayı nasıl buldular ve hangi kaynaktan elde ettiler?
Uyanıklık Güney ve Kuzey için çok önemlidir. Şimdilik bu kadar..




Gorusunuz