Kitaplarım - Avesta I Vendidad

önsöz

Aryan Mitolojisi ve bu mitolojinin Med Kolu ile ilgili çalışmalarımda bu kez en önemli kaynak kitap niteliğindeki Avesta'yı, çeşitli İngilizce kopyalarını karşılaştırarak tercüme edecek ve yorumlayarak okuyuculara sunacağım. Kürtler'in uzak atalarının mitolojik değerlerini aktaran kaynaklardan kısmen yaşayabileni olan Avesta Külliyatı'nı size tercüme ve yorumları ile birlikte sunmakla; artık ”kolay ulaşılır kaynak sıkıntısı”na da son vermeyi umuyorum. Çünkü Avesta, Med Mitolojisi söz konusu olduğunda en önemli kaynaktır ve tek önemli kaynaktır. En önemli kaynaktır; çünkü direkt olarak Medyalı birilerinin, yani Medyalı Rahipler'in; Magular'ın bir eseridir. Avesta bu özelliği ile, mitolojiyi dolaysız olarak ve birinci elden vermek gibi paha biçilemez bir değere sahiptir. Zerdüştiler'in bu Kutsal Kitabı, Med Mitolojisi'ni veren tek önemli kaynaktır, çünkü Medler; bir devlet halinde ortaya çıktıkları devrin kültürel veya dinsel yapısına ışık tutabilecek önemli ve tarihi değeri olan heykel, kaya yazıtı, kervansaray vs gibi eserleri ya bırakmamışlar ya da Onların alınterleri ile ortaya koydukları böylesine değerli eserler halen yer altında yatmaktadır.

Bir gözlemimin altını çizmekte yarar buluyorum, o da şu; Avesta denilen dev yapıta sahip çıkma hakkı olan tek halk, yani Kürtler, bu yapıta en uzak bir noktadan, basbayağı bir yabancı gibi bakıyorlar. ”Bu eser Kürtler'in atalarının malıdır” gibi tümceleri sözde de olsa tekrarlayan Kürt İnsanı'nın -en aşağısından bir kesimi- özde bu söylediklerine inanmıyor. Onlar içten içe kendilerini kemiren bir şüphenin tutsağı olmuşlardır. Bilgisizliğin ve özür dileyerek ifade edeyim; aşağılık duygusunun verdiği bir tedirginliktir bu. ”Sakın bu yapıt (uygar ağabeylerimiz) Persler'in olmasın?” sorusu, onları tereddüt içerisinde bırakmakta, Avesta'ya mesafeli bakmaya itmektedir. Oysa onlar için şüpheden kurtulmanın en kolay yolu; bilinçli ve seviyeli bir araştırmayla Avesta denilen problemi bir kerede ve köklü bir şekilde hal etmekten geçer.

Araştırmacı insanlarımız bu eserin (Avesta'nın) dilini inceler, eserde ifade edilen kültürel değerlerin diğer komşu ülkelerde de kalıntı bırakıp bırakmadığını, bırakmışlarsa bu ulusları ne kadar etkilediğini, eserin ortaya çıkış zamanını, bu eserin içerdiği dini sistem Medya'da geniş ölçüde kabul görmüşken; Pers'te ve diğer Aryani ülkelerde, Avesta'nın zikrettiği sistemle ”contemporary” olarak yaşayan inanç sistemlerinin farklılığını veya varsa benzerliğini araştırıp ortaya koyarlarsa çok rahatladıklarını görecek, kendi öz kültürlerinin bu dev kaynağına daha bir inançla sahip çıkacaklardır. Ben bu konulardaki ilk üç çalışmam olan; ”Zarathuştra”, ”Aryan Mitolojisi” ve ”Zarathuştra'nın Gathaları” adlı yapıtlarımda konuyu detaylarıyla incelemiş, bazı yönleriyle sonuçlandırmıştım. Fakat biliyorsunuz, bunların daha henüz işin başı olarak kabul edilmeleri gerekir.

Kürt Ulusu'nun yoksulluğunu ve merkezî bir otoriteye sahip olamayan bu ulusun araştırmacılarını finanse edecek kurumlarının yokluğunu hatırlatmaya bile gerek yok. Bu ulusun araştırmacılığa soyunmuş olan insanları; bir yandan karınlarını doyuracak maddi kaynaklara sahip olmak için mücadele ederken, öte yandan da amatör bir ruhla birşeyler vermek için savaşıyorlar. Bunu biliyorsunuz. Hele tüm baskılara rağmen ülkelerini terketmeyen bazı değerli araştırmacı beyinlerin, ürünlerini polisten kurtarma gibi ”yan” problemlerini de hesaba katarsak, bu ulusun aydınlarının kültürel ve tarihi değerlerine sahip çıkmak için verdikleri savaşımın terletici gerçeğini daha iyi anlarız. Bu ürünlere; evde, matbaada veya pazarda el konması işten bile değildir. Yani Kürt araştırmacıları, yayıncıları ve genel olarak kültür dünyası sürekli bir tedirginlik içerisinde yaşamaktadır. Ama onlar bu mücadeleyi yürütürlerken yaşadıklarını hissediyorlar, hayatı dopdolu olarak yaşadıklarını... Böylece yaptıkları işin ne kadar isabetli olduğunu da.

Tüm zorluklara rağmen; Kürtler'in kendi ulusal birliklerini oluşturma teşebbüslerine araştırmacıların sunacakları katkı, onlar için de kurtuluş olacaktır. Onlar, bu suretle; daha henüz işin başında bulundukları Avesta araştırmaları gibi pekçok konuda daha hızlı bir şekilde mesafe aldıklarını göreceklerdir. Böylesine bir birlik; araştırmacıların en çok gereksinim duydukları ”kollektif çalışma ruhu”nu da doğurabilecektir. Ayrıca yine böylesine bir birlik sayesinde Kürt araştırmacıları muhtemelen bazı yerli sponsörler bulma olanağına da kavuşacaklardır.

--------------------------------

Ben Vendidad'ın çevirisinde, tek kaynağa bağlı kalmak istemediğim için, karşılaştırmalı bir çeviri sunma yoluna gittim. Bu bakımdan, Avesta'nın bu ilk ”cildinin” tercümesini yayına hazırlarken, eserin anlamını tam olarak sunabilmek, benim için tek endişe kaynağı oldu. Cümle yapıları ve akıcılık dahil, diğer tüm teknik konuları affınıza sığınarak ”ayrıntı” olarak kabul ettim. Sunmakta olduğum eserin, bir kaynak eser olması, anlamını saptırmamam için yeterli bir sebeptir. Bu, ayrıca bana güvenerek eseri ”doğru tercüme edilmiştir ve yorumlanmıştır” diyen değerli okuyuculara karşı da bir vicdan borcudur. Bu bakımdan sıkıştığımda, bilhassa parantez içinde sunduğum yarı yorumlarla, metnin ifade etmek istediği asıl anlamı tam olarak vermekte bir an için de olsa tereddüt etmedim. Bilhassa Pehlevi versiyonu ve Med Dili'nde yazılan orijinal Avesta'nın latin alfabesindeki ”transliteration”unu karşılaştırmak, bu işin istenilen bir sonuca doğru gitmesi için çok önemliydi. Elimdeki Avesta ile ilgili gramer ile Pehlevi versiyonunun İngilizce tercümesi ve Kürtçe bilgim (bilhassa Zazaki) bana daha iyi bir metin sunma hususunda epey yardımcı oldular.

Sonuçta ortaya çıkan metin, çok liberal bir tercümedir, fakat orijinal eserin ruhuna en uygun olan bir tercümedir. Yorumlarda; Med Mitolojisi hakkındaki bilgimin daha önceki çalışmalarımın bana çok yardımları dokundu. Fakat en büyük yardımı sabırlı ailemden ve Darmesteter'in ter dökerek yarattığı eserden aldım. Saygılarımla.

M. Sirac Bilgin