Kitaplarım - Avesta I Vendidad

IV. fargard

antlaşmalar ve tecavüzler

1. O adam ki (borç aldığı) bir şeyi, kendisinden (sahibi tarafından) geri vermesi istendiği halde geri vermiyorsa, (o adam) o şeyi çalmış, o (kendisine o eşyayı borç) veren adamı soymuş sayılır (1). Bu (adam), bu şey kendisinin olmuştur düşüncesiyle, komşusunun malını evinde muhafaza ettiği her gün, her gece böyledir (bir hırsızdır).

Açıklama:

(1). Eğer eşyayı alakoyan adam, bu eşyayı geri vermemek düşüncesiyle evinde bulunduruyorsa hırsızdır. Yok eğer kendisinden geri vermesi istendiği halde o şeyi geri vermemekte direniyorsa, soyguncudur. Vendidad'ın Pehlevi versiyonu ise bu bölümü çok değişik bir şekilde tercüme etmiş, işi; 'saygı gösterilmeyi hak eden bir kişiye saygı göstermemek” şeklinde sunmuştur.

II.a

2. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Ey Ahura Mazda; sayı itibariyle kaç çeşit antlaşma vardır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(Antlaşmalar) Sayı itibariyle altı tanedirler. Birincisi; sözlü antlaşma, ikincisi; el (sıkarak) yapılan antlaşma, üçüncüsü; bir koyun(u karşılık göstererek) yapılan antlaşma, dördüncüsü; bir öküz(ü karşılık göstererek) yapılan antlaşma, beşincisi; bir insan(ı karşılık göstererek) yapılan antlaşma, altıncısı; iyi bir yerdeki verimli, iyi bir şekilde doğurgan (olan) bir tarla(yı karşılık göstererek) yapılan antlaşmadır (1).”

Açıklama:

(1). Her antlaşmada o antlaşma için adı geçen mal veya varlık için bir ağırlık söz konusu edilir. Videvdad; bir koyunu karşılık olarak gösterip yapılan antlaşmada rol oynayan ağırlığın ”üç stir=se stir” olduğunu kaydeder, ki bir stir, üç dirhem (drahme) değerindedir. Bir öküzünki, oniki stirdir. İnsana gelince iş değişir. İnsan değerindeki antlaşmada; antlaşmanın bozulması halinde ya bozan taraf karşı tarafa (evlenmek üzere) bir kız verecektir, ya da bir öğrenciye öğretmenlik etme vaadini verecektir. İnsan değerindeki antlaşmada ağırlık; 500 stir olarak kabul ediliyor (ya da 2000 dirhem). Tarla, ya da Videvdad'ın kaydettiği gibi köy karşılık olarak gösterilerek yapılan antlaşmanın değeri için de çeşitli görüşler var. Bazıları buna, ”en fazla 2000 dirhem değerindeki antlaşma” derken, Videvdad ”500 jojan'dan fazla değerdedir” der ama jojanın ifade ettiği değerin ne olduğunu vermez, ki ben de başka yerde buna rastlamadım.

II.b

3. Eğer bir adam sadece sözde kalan (yani uymadığı) bir sözlü antlaşma yaparsa, o el sıkarak yapılan antlaşmaya geçerek günahtan kurtulacaktır, (ki bunun için) o rehin olarak el sıkma antlaşması değerinde (bir şeyi antlaşma yaptığı adama) verecektir.

4. El sıkarak yapılan antlaşmanın günahından kurtulmak için, bir koyun(u karşılık göstererek) yapılan antlaşmaya geçilir, (ki bunun için) o, rehin olarak bir koyun (değerindeki bir şeyi) verecektir. Koyun(u karşilık göstererek) yapılan antlaşmanın günahından kurtulmak için, bir öküz(ü karşılık göstererek) yapılan antlaşmaya geçilir, (ki bunun için) o, rehin olarak bir öküz (değerindeki bir şeyi antlaşma yaptığı adama) verecektir. Bir öküz(ü karşılık göstererek) yapılan antlaşmanın günahından kurtulmak için, bir insan(ı karşılık göstererek) yapılan antlaşmaya geçilir, (ki bunun için) o, rehin olarak bir insan (değerindeki bir şeyi antlaşma yaptığı adama) verecektir. Bir insan(ı karşılık göstererek) yapılan antlaşmanın günahından kurtulmak için, tarla(yı karşılık göstererek) yapılan antlaşmaya geçilir, (ki bunun için) o, rehin olarak bir tarla (değerindeki bir şeyi antlaşma yaptığı adama) verecektir (1).

Açıklama:

(1). Görüldüğü gibi antlaşma bozan insanlar artık zan altında oldukları için, vardıkları her antlaşma onlara beraberinde külfet de getirecektir. Bu külfet, vardıkları antlaşmadan daha ağır değeri olan bir şeyi karşılık olarak bırakmalarını gerektiriyor.

II.c

5. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam sözle yapılan bir antlaşmayı bozarsa, onun bu günahından ne kadar (kişi) sorumlu olur?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Onun bu günahı, onun martan i-naba-nazdistan'ından (1) üçyüz göbek nesli sorumlu bırakır.”

Açıklama:

(1). Martan i-naba-nazdistan; onun neslinden gelen erkeklerdir. Pehlevi versiyonunun yorumunda; ”üç yüz göbek nesil bu korkuyu gönlünde taşıyacaktır” diyor. Yakın akrabaların biribirlerinin suçundan sorumlu olması, eski Alman toplumunda da söz konusudur. Bir başka yorumda ise bu üçyüz rakamının, günahı işleyenin cehennemde yatacağı süreyi ifade ettiği ileri sürülür. Bir başka yerde ise tek sorumlu yakın akraba; günah işlendikten sonra doğacak olan ilk erkek evlattır deniyor. Ancak bu çocuk imanlı olursa suç ortadan kalkar. Neslin devamında; ailenin imanlı olmayan her erkek ferdi, bu günahın korkusunu içinde his edecektir, ta ki üçyüz göbek nesil geçsin. Fakat bunlar arasında da imanlıların böyle bir korku duymalarına mahal yoktur.

6. Ey Maddi Dünya'nın yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, el sıkışılarak yapılan bir antlaşmayı bozarsa onun bu günahından ne kadar (kişi) sorumlu olur?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Onun bu günahı, onun martan i-naba-nazdistan'ından altıyüz göbek nesli sorumlu bırakır.”

7. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir koyun (karşılık gösterilerek) yapılan bir antlaşmayı bozarsa onun bu günahından ne kadar (kişi) sorumlu olur?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Onun bu günahı, onun martan i-naba-nazdistan'ından yediyüz göbek nesli sorumlu bırakır.”

8. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir öküz (karşılık gösterilerek) yapılan bir antlaşmayı bozarsa onun bu günahından ne kadar (kişi) sorumlu olur?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Onun bu günahı, onun martan i-naba- nazdistan'ından sekizyüz göbek nesli sorumlu bırakır.”

9. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir insan (karşılık gösterilerek) yapılan bir antlaşmayı bozarsa onun bu günahından ne kadar (kişi) sorumlu olur?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Onun bu günahı, onun martan i-naba-nezdistan'ından dokuzyüz göbek nesli sorumlu bırakır.”

10. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir tarla (karşılık gösterilerek) yapılan bir antlaşmayı bozarsa onun bu günahından ne kadar (kişi) sorumlu olur?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Onun bu günahı, onun martan i-naba-nezdistan'ından dokuzyüz nesli sorumlu bırakır (1).”

Açıklama:

(1). Tüm bu rakamların cehennemde yatılacak süre olacağı, daha sonraki maddelerde daha açık bir şekilde görülecektir.

II.d

11. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam sözle yapılan bir antlaşmayı bozarsa, hangi cezanın ödenmesi kendisini bekler?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile üçyüz kırbaç, Sraoş-karana ile üçyüz kırbaç (vurulacaktır).”

12. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen Kutsal Biri! Eğer bir adam el sıkışarak yapılan bir antlaşmayı bozarsa, hangi cezanın ödenmesi kendisini bekler?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile altıyüz kırbaç, Sraoş-karana ile altıyüz kırbaç (vurulacaktır).”

13. Ey Maddı dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam koyun (karşılık gösterilecek yapılan bir antlaşmayı bozarsa, hangi cezanın ödenmesi kendisini bekler?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile yediyüz kırbaç, Sraoş-karana ile yediyüz kırbaç (vurulacaktır.”

14. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir öküz karşılık gösterilerek yapılan bir antlaşmayı bozarsa, hangi cezanın ödenmesi kendisini bekler?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile sekizyüz kırbaç, Sraoş-karana ile sekizyüz kırbaç (vurulacaktır).”

15. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir insan karşılık gösterilerek yapılan bir antlaşmayı bozarsa, hangi cezanın ödenmesi kendisini bekler?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspeha-astra ile dokuzyüz kırbaç, Sraoş-karana ile dokuzyüz kırbaç (vurulacaktır).”

16. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir tarla karşılık gösterilerek yapılan bir antlaşmayı bozarsa, hangi cezanın ödenmesi kendisini bekler?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspeha-astra ile bin kırbaç, Sraoş-karana ile bin kırbaç (vurulacaktır).”

Cezalar için yorum:

İnsan; 11.maddedeki ceza için; ”birbuçuk tenafur, ya da 1800 dirhem”, 12.maddedeki ceza için; ”üç tenafur, ya da 3600 dirhem”, 13.maddedeki ceza için; ”üçbuçuk tenafur, ya da 4200 dirhem”, 14.maddedeki ceza için; ”dört tenafur ya da 4800 dirhem”, 15.maddedeki ceza için; ”dörtbuçuk tenafur ya da 5400 dirhem”, 16.maddedeki ceza için; ”beş tenafur ya da 6000 dirhem” kefaret ödeyerek kurtulabilir. İnsanlar tüm kırbaç cezalarından pey ödeneyek kurtulabilirler.

III.a

17. Eğer bir adam, birine vurmak için (ayağa) kalkmışsa, bu ”âgerepta”dır. Eğer bir adam, birine vurmak için silahını savurmuşsa (kullanmışsa), bu ”avaoirista”dır. Eğer bir adam, kötü (niyetle) tasarlayarak birini gerçekten vurmuşsa, bu ”aredus”tur (1). Beşinci aredustan sonra o bir peşôtanu olur (2).

Açıklamalar:

(1). Âgerepta; ”kapma” demektir. Bu olayda silah kapma olayı var. Avaoirista; ”savurma” demektir. Silah savrulmadan ya da kullanılmadan, bu suç unsurlarıyla birlikte gerçekleşmemiş sayılır. Aredusun söz konusu olduğu durumlarda ise; bir adama bir silahla fiilen vurulur (tecavüz edilir), fakat yaralamaz, ya da üç günde kapanan bir yara açılmasına yol açar.

(2). Peşatanu suçu işlendiğinde, suçluya ya 200 kırbaç vurulur, ya da kefaret olarak 1200 dirhem ödetilir.

18. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Bir adam ki âgerepta suçunu işler, o hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile beş kırbaç, Sraoş-karana ile beş kırbaç, ikinci kez (tekrarlanan) âgerepta halinde; aspahe-astra ile on kırbaç, Sraoş-karana ile on kırbaç, üçüncü kez (tekrarlanan) âgerepta halinde; aspahe-astra ile onbeş kırbaç, Sraoş-karana ile onbeş kırbaç (vurulacaktır).”

19. ”(Suçun) Dördüncü kez tekrarı halinde; aspahe-astra ile otuz kırbaç, Sraoş-karana ile otuz kırbaç, beşinci kez tekrarı halinde; aspahe-astra ile elli kırbaç, Sraoş-karana ile elli kırbaç, altıncı kez tekrarı halinde; aspahe-astra ile altmış kırbaç, Sraoş-karana ile altmış kırbaç, yedinci kez tekrarı halinde; aspahe-astra ile doksan kırbaç, Sraoş-karana ile doksan kırbaç (vurulacaktır).”

20. Eğer bir adam, öncekileri telafi etmeden, sekizinci kez bir âgerepta suçu işlemişse, o hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”O (artık) peşôtanudur: Aspeha-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

21. Eğer bir adam âgerepta suçu işlemişse ve (suçunun) kefaretini (ödemeyi) red etmişse, o hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O bir peşôtanudur: (Cezası) aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

22. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam avaoirista suçu işlemişse, o hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile on kırbaç, Sraoş-karana ile on kırbaç. İkinci (kez tekrarlanan) bir avaoiristada; aspahe-astra ile onbeş kırbaç, Sraoş-karana ile onbeş kırbaç (vurulacaktır).

23. Suçun üçüncü kez tekrar tekrarı halinde; aspahe-astra ile otuz kırbaç, Sraoş-karana ile otuz kırbaç. Dördüncü kez tekrarı halinde; aspahe-astra ile elli kırbaç, Sraoş-karana ile elli kırbaç. Beşinci kez tekrarı halinde; aspahe-astra ile yetmiş kırbaç, Sraoş-karana ile yetmiş kırbaç.Altıncı kez tekrarı halinde; aspahe-astra ile doksan kırbaç, Sraoş-karana ile doksan kırbaç (vurulacaktır).”

24. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam avaoirista suçunu yedinci kez işlemiş ve fakat öncekilerin kefaretini ödememişse, hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir Peşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

25. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir insan avaoirista suçu işlemişse ve onun kefaretini ödemeyi red ediyorsa, hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir peşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

26. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam aredus suçu işlemişse, hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspeha-astra ile onbeş kırbaç, Sraoş-karana ile onbeş kırbaç (vurulacaktır).”

27. ”İkinci (kez tekrarlanan) bir aredus'ta; aspahe-astra ile otuz kırbaç, Sraoş-karana ile otuz kırbaç, üçüncü (kez tekrarlanan) bir aredus'ta; aspahe-astra ile elli kırbaç, Sraoş-karana ile elli kırbaç, dördüncü (kez tekrarlanan) bir aredus'ta; aspahe-astra ile yetmiş kırbaç, Sraoş-karana ile yetmiş kırbaç, beşinci (kez tekrarlanan) bir aredus'ta; aspahe-astra ile doksan kırbaç, Sraoş-karana ile doksan kırbaç (vurulacaktır).”

28. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam altıncı kez aradus suçu işlemiş ve fakat öncekilerin kefaretini ödememişse, hangi cezaya çarptırılacaktır?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

29. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam aradus suçu işlemişse ve kefaretini ödemeyi red ediyorsa ona hangi ceza verilir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

30. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam bir başkasını vurup fena halde yaralamışsa, ona hangi ceza verilir?

31. Ahura Mazda (şöyle cevapladı: ”Aspahe-astra ile otuz kırbaç, Sraoş-karana ile otuz kırbaç (vurulacak), ikinci kez (tekrarladığında); aspahe-astra ile elli kırbaç, Sraoş-karana ile elli kırbaç, üçüncü kez (tekrarladığında); aspahe-astra ile yetmiş kırbaç, Sraoş-karana ile yetmiş kırbaç, dördüncü kez (tekrarladığında); aspahe-astra ile doksan kırbaç, Sraoş-karana ile doksan kırbaç (vurulacaktır).”

32. Eğer bir adam beşinci kez bu eylemi gerçekleştirmiş ve fakat daha öncekiler için kefaret ödememişse, ona hangi ceza verilecektir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

33. Eğer (böylesine) bir suç derecesine ermişse ve fakat kefaret ödemeyi red etmişse, ona hangi ceza verilecektir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

34. Ey Maddi dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam bir başkasını vurmuş ve (vurduğu adamın) kanı akmışsa, ona hangi ceza verilecektir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile elli kırbaç, Sraoş-karana ile elli kırbaç, ikinci kez tekrarlamışsa; aspahe-astra ile yetmiş kırbaç, Sraoş-karana ile yetmiş kırbaç, üçüncü kez tekrarlamışsa; aspahe-astra ile doksan kırbaç, Sraoş-karana ile doksan kırbaç (vurulacaktır).”

35. Eğer O, beşinci kez bu eylemi (suçu) tekrarlamış ve fakat daha öncekiler için kefaret ödememişse, ona hangi ceza verilecektir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

36. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir diğerini kanını akıtacak şekilde vurursa ve (bu eylemi için) kefaret ödemeyi red ederse, ona ne ceza verilir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

37. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam, bir diğerini; bir kemiğini kıracak derecede vurmuşsa, ona hangi ceza verilir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile yetmiş kırbaç, Sraoş-karana ile yetmiş kırbaç, ikinci kez (tekrarlamışsa); aspahe-astra ile doksan kırbaç, Sraoş-karana ile doksan kırbaç (vurulacaktır).”

38. Eğer O, bu suçu üçüncü kez işlemişse ve öncekiler için kefaret ödememişse, ona hangi ceza verilecektir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulur):”

39. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam bir diğerini bir kemiğini kıracak derecede vurmuşsa ve kefaret ödemeyi red etmişse, ona hangi ceza verilir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

40. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam bir başkasına öldürücü olduğu kanısını uyandıran bir darbe indirmişse, ona hangi ceza verilir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspeha-astra ile doksan kırbaç, Sraoş-karana ile doksan kırbaç (vurulacaktır).”

41. Eğer O, bu suçu bir öncekinin kefaretini ödemeden tekrarlamışsa, ona hangi ceza verilir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, bir paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

42. Ey Maddi Dünyanın Yaratıcısı, Sen, Kutsal Biri! Eğer bir adam bir başkasına öldürücü olduğu kanısını uyandıran bir darbe indirmişse ve kefaret ödemeyi red ediyorsa, ona hangi ceza verilir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”(O zaman) O, paşôtanudur; aspahe-astra ile ikiyüz kırbaç, Sraoş-karana ile ikiyüz kırbaç (vurulacaktır).”

43. …Ve ondan sonra onlar (yani böylesine suçlar işleyenler), kendi eylemleri açısından, kutsallığın yolunda yürümeye başlayacaklar, Kutsal Söz'ü (Kelam-ı Qedim'i) takip edecekler, kutsal düzene uyacaklar.

II. e (1)

[(1). Bu bölümde yer alan 44. ve 45. maddeler aslında 16. maddeden hemen sonraya daha fazla uygun düşerler.]

44. Aynı dinden olan (yani Mazdacı) erkekler, kardeşler ya da arkadaşlar; mal aramak, bir eş aramak veya bilim (öğrenimini) araştırmak için buraya geldiklerinde, eğer mal araştırmak için gelmişlerse; onlar mallarını burada kazan(abil)malıdırlar, eğer bir eş (1) aramak için buraya gelmişlerse; siz bir kadının onunla evlenmesine müsaade etmelisiniz, eğer bilim (öğrenimini) araştırılıyorsa; onlara hayırlı metinleri anlatmalısınız (öğretmelisin).

Açıklama:

(1). Kadın, Med ve takibeden Pers toplumunda üzerine antlaşma yapılan konulardan biridir, ki bu anlaşma; tarla veya köyle ilgili yapılan antlaşmalardan sonra en yüksek değeri olan bir antlaşmadır. Kadın üzerine yapılan antlaşma, beşinci dereceden olan bir antlaşmadır. Kadın ekseri beşik kertmesi olarak babası veya velisi her kimse onun tarafından ”satılabilir”. Bu işlemle ilgili gelenekler, zaman içinde ufak tefek değişikliklere uğrayarak da olsa zamanımıza kadar gelebilmiştir.

45. O (Bilim arayan adam), günün ilk yarısı boyunca ve ikinci yarısı boyunca, gecenin ilk yarısı boyunca ve ikinci yarısı boyunca (hayırlı metinleri) duyacaktır, (böylece) onun zihin (gücü) bilgi alanında gelişecek, güçlü bir şekilde kutsallığa (veya dürüstlüğe doğru) gelişecektir. Böylece o; Tanrı'ya (1) şükranlarını sunarak, dua ederek oturacak, bununla bilgi alanında gelişecek(tir). O, öğlen vakti ve gece yarısı istirahate çekilecek (yatacak), O, eski Aêthrapaitis'lerin (2) söylemiş oldukları tüm sözleri söyleyebilecek duruma gelinceye kadar bu şekilde (öğrenimine) devam edecektir.

Açıklamalar:

(1). Darmesteter burada ”Tanrı” kelimesi yerine ”tanrılar” kelimesini kullanmıştır. Oysa Pehlevi versiyonu; ”Yazdan=Tanrı” kelimesini ”ku, pa kâr û sût î Yazdan ê dârêt” cümlesi içinde kullanmıştır, ki buradaki tanrı kelimesi tekildir. Bunu diğer tercümelerde de görürüz. Ben bundan dolayı, Darmesteter'e katılmadım.

(2). Bir ”öğretmen-rahip”in adıdır. Pehlevice'de adı; Adarbad olarak geçen bu şahıs Mansra-spendan adlı birinin oğludur. Videvdad bu babayı ”Mâraspendân” olarak verir. Bu rahip, Parsiler (Hindistan'daki Zerdüştiler) tarafından Hêrbad olarak bilinir.

46. Ey Spitama Zarathuştra! İnsanlara uyarlanmış olan bunlar (bu söylenen hayırlı metinler), kaynar su gibi (şevkle söylenirler). Öğretici (rahip); yemek için değil, elbise için değil; mükafatsız (karşılıksız) olarak bu ”Ha'lar”ı (1) böyle terennüm etmelidir.

Açıklama:

(1). Ha; Zarathuştra'nın orijinal kutsal metinlerinin her bir ”ayet”ine verilen addır. Çok karmaşık olan bu bölümün tercümesinde Darmesteter'i esas almadım.

47. ”…Ve dahasını sana söyleyeceğim, Ey Spitama Zarathuştra! Doğrusu bir Magu, ondan (kutsal metinlerden birisine) okuma önceliğini; Senden önce, evli bir adama vermelidir. (Aynı metinden) bir evi olana, bir evi olmayana nazaran; bir oğlu olana, olmayana nazaran; malı olana, olmayana nazaran [öncelik vererek oku(1)].”

Açıklama:

(1). Metnin bu bölümünün tercümesi çok zor olduğundan, çevirmenler arasında bir fikir birliğine rastlamadım. Genel olarak takip ettiğim Darmesteter'in tercüme metnine bu bölümde uyma imkanım yok. Çünkü O, burada; ”II. e” başlığı altında sunulan bölümün bütünlüğünden kopan bir tercüme sunmakla, yanlışını hemen ele veriyor. Oysa bazı yanlışlar içerme ihtimali olan Videvdad'ın Pehlevi versiyonu bile; ”…nâirik-aûmand tô ez-ê ô-pês frâz-gûyom”, yani ”…karısı olan birine öncelik vermeni emrediyorum” demek suretiyle metnin ruhuna bağlı kalıyor. Oysa -Medler öyle düşünüyor olsalar bile- Darmesteter'in sunduğu metinde, birilerinin diğerlerine üstünlüğü sayılıyor. Bu üstünlük sıralamasında Vendidad, çalışmak suretiyle kazanmanın ve çocuk sahibi olmanın, din nazarında sahip olduğu önemin altını çiziyor. Kutsal metinleri öğrenme önceliği bundan dolayı çalışanlara ve aile sorumluluğu taşıyanlara veriliyordu.

48. Bu iki adamdan, kendisini bol etle besleyeni, kendisini onun kadar (etle) beslemeyenden Vohu Manah'a çok daha fazla sahip olur (1). İkincisi ölü gibidir. Birincisi, ondan (ikincisinden) bir asperena'nın (2) değeri kadar daha değerlidir, (veya) bir koyunun değeri kadar, (veya) bir öküzün değeri kadar, (veya) bir insanın değeri kadar (daha değerlidir).

Açıklama:

Metnin bu bölümü de zorluklarla doludur. Burada, dinlerdeki oruçla ilgili tartışmalara da atıfta bulunuluyor. Sad-dar bu konuda; ”diğer dinlerde insanlar ekmek yememek suretiyle oruç tutarlar, halbuki bizde oruç (daimidir ve) günahtan uzak durmaktır.”

(1). Vohu Manah; kısaca ”İyi Düşünce” diye tarif edebileceğimiz tanrısal varlıktır.

(2). Aspereha; değeri bir dirhem eden bir ağırlıktır.

49. Astô-vidhôtu'nun (1) hamlelerine karşı, Kendiliğinden (otomatik) Hareketli Ok'a (2) karşı, en ince elbiseler içinde (bile) düşman kışa karşı, günahkâr tirana karşı O adam mücadele edebilir ve (tiranın) kafasını vurabilir. O, (et) yemeyen pek fena Aşemaoğa'ya (3) karşı da mücadele edebilecek olan adamdır.

Açıklamalar:

(1). Astô-vidhôtu; yaşayan varlıkların boyunlarına bir ilmik geçirerek çekmek için fırsat kollayan bir Kötü Güç'tür. Asıl görevi ”kemik bölücü”lüğüdür. Bu; ölümden sonra Vizareşa ve Bûiti ile birlikte günhakarları cehenneme çeker.

(2). Kendiliğinden Hareket Eden Ok; ölüm okudur, ki buna; ”işus hvâthax tô” deniliyordu. Videvdat, Pehlevice'de ”tir xva-saxt” denilen bu okun, Astô-vidhôtu tarafından atıldığını kaydeder.

(3). Aşemaoğa; dürüstlüğü bozan bir güç olup, ayrıca et yemeyen ”kafirler”e de verilen bir sıfattır. Bu sıfatla Hindular'ın kastedildiğini sanıyorum.

------------------------

49. (devam) Tekrarını beklemeden, ta ilk başlarda şu eylem (1) gerçekleştirildiği zaman;

Açıklama:

(1). Burada kastedilen eylem, yedi suçtan en hafifi olan ”yalan yere söz verme” olayıdır. Son bölümü takibeden maddeleri ilgilendirdiği için, Darmesteter çok isabetli bir şekilde hareket ederek 49. maddeyi ikiye bölerek sunuyor. Çünkü aşağıda (50.'den itibaren) sunduğum maddeler, eğer suçların kefareti ödenerek kurtulunmamışsa, suçu işleyenin ahirette maruz kalacağı işkenceleri betimliyor.

50. (Söz konusu olan) o eylem (yalan yere söz verme eylemi) için (Cehennem'de) maruz kalınacak olan ağrı; kolay bozulabilir olan ölümlü vücudundan, demir bir bıçakla bir parça koparılan birinin bu dünyada yaşayabileceği ağrıdan daha şiddetli olacaktır.

Açıklama:

Metin bu bölümü itibariyle çok zor bir metindir ve önümde bulunan üç İngilizce tercüme biribirini tutmadığı gibi, orijinal metinlerin Pehlevi ve Avestik versiyonları da biribirlerini tutmamaktadırlar. Ben bundan dolayı bu madde ile ilgili çeviri metnimi, mitolojiye en uygun düşen ”karışımı” seçerek hazırladım.

51. (Söz konusu olan) o eylem için (Cehennem'de) maruz kalınacak olan ağrı; kolay bozulabilir olan ölümlü vücudu demirden (yapılmış) bir kerpeten (1) ile kerpetenlenen birinin bu dünyada yaşayabileceği ağrıdan daha şiddetli olacaktır.

Açıklama:

(1). Benim ”demir bir kerpeten” olarak çevirmeyi tercih ettiğim ibareyi, hemen hemen her yazar ayrı tercüme etmiştir. Darmesteter; ”nails of brass”, derken, Pehlevi versiyonu; ”âsinin-fsag=demirden zincir” diyor.

52. (Söz konusu olan) o eylem için (Cehennem'de) maruz kalınacak olan ağrı; kolay bozulabilir olan ölümlü vücudu, yüz adam boyu yüksekliği olan bir uçurumdan başaşağı fırlatılan birinin bu dünyada yaşayabileceği ağrıdan daha şiddetli olacaktır.

53. (Söz konusu olan) o eylem için (Cehennem'de) maruz kalınacak olan ağrı; (sağlığında) kolay bozulabilir olan ölümlü vücuduna, kazık geçirilen (1) birinin bu dünyada yaşayabileceği ağrıdan daha şiddetli olacaktır.

Açıklama:

(1). Bu bölümde geçen 'vücuda geçirilecek olan şey” hususunda yazarlar arasında fikir birliği yoktur. Pehlevi versiyonu, vücuda geçirilecek bir şeyden bahsetmez. Buna göre; suçlunun Cehennem'de çekeceği acı, kendi arzusunun hilafına, ”ülkenin en uzak köşesine sürülen biri”nin çekeceği acı ile mukayese edilebilir. Haug'a göre ise; kendi arzusunun hilafına ”sivri bir kayanın üstüne” veya ”bir kazığa” oturtulan birinin çekeceği acı ile mukayese söz konusudur.

54. (Söz konusu olan) o eylem için (Cehennem'de) maruz kalınacak olan ağrı, bu dünyada yaşanabilecek olan herhangi bir ağrıdan daha şiddetli olacaktır. Demek oluyor ki (yani), ne zaman ki bir adam sülfürlü, altın konmuş, esanslı, suyu (1) içtiği halde (bu su ile yüzleştiği halde) yalan beyanda bulunurken Raşnu'ya yakarırsa ve Mithra'nın önünde yalan söylerse, bu yapılan eylem (yalan söyleme eylemi) o tür (acı çekmeyi gerektiren) bir eylem olur.

Açıklama:

(1). Önünde yemin edilen bir karışımdır. Bu karışımda; su, sülfür, altın ve esans bulunur. İnsan bunu içerken, Raşnu'ya yakarır ve Antlaşmaların koruyucusu olan Mithra'yı şahit gösterir. Böylesine yalancılara ”Mithra-druj” derler. Bu adam bir antlaşma olan yalan söylememe fiiline tecavüz etmiştir.

55. Ey Maddi Dunyanın Yaratıcısı, Sen; Kutsal Biri! Ne zaman ki bir adam sülfürlü, altın konmuş, esanslı, suyu içtiği sırada (bu su ile yüzleştiği halde) yalan beyanda bulunurken Raşnu'ya (1) yakarırsa ve Mithra'nın (2) önünde yalan söylerse, bu adama ne ceza verilecektir?

Ahura Mazda (şöyle) cevapladı: ”Aspahe-astra ile yediyüz kırbaç, Sraoş-karana ile yediyüz kırbaç (vurulacaktır).”

Açıklamalar:

Haddinden fazla gramatik güçlükler içeren metnin bu bölümü, araştırmacılar tarafından çok değişik şekillerde tercüme edilmiştir. Tercüme alanındaki bu değişik tercihler, bazan esasa ilişkin konuları da kapsayacak düzeydedirler. Ben bundan dolayı tüm metinleri ve Vendidad'ın ruhunu göz önünde tutarak liberal davrandım ve size en doğru olan metni sunmaya çalıştım.

(1). Rasnu; çok eski bir Aryan Tanrısı'dır. Bu bir yazata olarak girdiği Avesta'da kişilerin günah ve sevaplarını kaydetme görevini yerine getirir. Vayu da denilen bu tanrısal varlık bir yönüyle dürüst olmayı temsil ediyor, ki metnin bu bölümünde bu yönleriyle ön plana çıkarılmıştır.

(2). Mithra; En güçlü ve en eski Aryan Tanrıları'ndan birisidir. Mithra burada ”antlaşma koruyuculuğu” sıfatıyla ön plana çıkarılmıştır (Hem Rasnu, hem de Mithra hakkında daha fazla bilgi için; Aryan Mitolojisi adlı çalışmama bkz).