Kitaplarım - Yapraklar Açana Dek - "Satranç"


Giriş

[Bu hikaye; Şehnaz Altun (Sakine), Akif Seyhanlı ve Rizgar (?) tarafından anlatılmış, benim tarafımdan bir belgesel roman haline getirilmiştir.]

Orayı her önüne gelen üçgen diye niteliyor, ama bir üçgenden ziyade eşkenar dörtgeni andırıyor Amed eyaletinin bu en çok direniş sergilenen ve bundan dolayı da Türk Ordusu'nun saldırısına uğrayan alanı. Bir tarafıyla Muş şehir merkezinin sırtını dayadığı Güneydoğu Toros silsilesinin güneyindeki Çîyayê Hacreş'i de içine alacak şekilde doğuya doğru uzanan bu toprak parçası, Batı'da Kuwo Sipye'yi (Türkler'in Akdağ dedikleri yeri) de kapsar ve Qerbegon'dan başlar. Kuzeyde; Darêyênî (Türkler'in Genç dedikleri ilçeyi) ve Murat Irmağı ile, Güneyde ise Ergani, Hani (Yenı), Licê ve Pasûr (Kulp) ile sınırlanmakta olan yarı kurtarılmış sayılan bu oldukça sarp alana Türk Ordusu her bahar yeni bir taarruz dener. Ama sökemez bir türlü gerillaları buradan.. "Kuşattık", "dün doksan kişi silahlarıyla birlikte ölü olarak ele geçti", "teslim olmaktan başka çareleri yok" gibi sözler hep Türk Savaş Kurmayları'nın dudaklarındaydı bu operasyonlar esnasında.. Ama boşuna! Her yıl buraya doğru peryodik olarak yinelenen operasyonlardan 1996 yılında gerçekleştirileni, Türkler'in bu konuda en hazırlıklı ve iddialı oldukları saldırıydı. Hatta 1997'de yaklaşık 100.000 askerle gerçekleştirdikleri operasyandan, planlama ve beceri açısından çok daha mükemmeldi 1996 saldırısı. Bu hikaye o saldırıyı göğüsleyen kahramanların hikayesidir.