Yayınlar da yarıda kesilir..

Türk Devleti’nin hakim olduÄŸu coÄŸrafyada gündem hep yapaydır. Asıl gündem daima arka planda kalır. Ä°ktidar, hele kaz adımları ile faÅŸizme doÄŸru ilerleyen ErdoÄŸan tipi iktidar, yapaylık konusunda selefleri olan Hitler, Musolini, Franco ve Salazar gibi faÅŸist-Nazistler’in papucunu dama atacak kadar ileri gitmiÅŸtir.

Evet, Türk Halkı yepyeni bir cumhuriyet, “ErdoÄŸan Cumhuriyeti” dönemini yaşıyor. Bu dönem özeldir. Bu dönemde istenen ve faÅŸist olduÄŸuna kesinlikle inandığım ve hatta verilerin ışığında bildiÄŸim bir rejim yerleÅŸtirilmeye çalışılıyor. Yeni rejimin yerleÅŸmesi, ErdoÄŸan’ın ne kadar ne kadar uzayacağı belli olmayan bir süre astığı astık, kestiÄŸi kestik zalim bir rejimin perçinleÅŸmiÅŸ hakimi haline getirecektir. O ÅŸu anda bile bir kral, halife veya modern dünyadaki karşılığı itibariyle bir Duçe’dir.

Bu unsur yeni bir tür faÅŸizmin, “münafık” bir Ä°slami FaÅŸizm’in, yerleÅŸtirilmeye çalışıyor. Türk Devleti’nde Haziran’da gerçekleÅŸtirilecek olan seçimler ile birlikte toplumsal yapıyı alt üst edici, yıkıcı bir sürecin gerçekleÅŸtirileceÄŸi olanağı bu adama sunacaktır. Kısacası ErdoÄŸan FaaÅŸizmi üstünde sosyal tezler geliÅŸtirilecek bir dönem olacaktır.

Evet, Duçe Erdoğan, sonucuna bağlı olarak egemenliğini kayıtsız şartsız ilan edeceği bir seçim kampanyası yürütüyor. Aslında bu kampanya boyunca düşündüğü sistemin temel taşlarını da döşüyor, sistemin anahatlarını kaba da olsa ortaya koyuyor. Seçim kampanyasında kullandığı cümlelerin ışığında şunlar su yüzüne çıkmış durumda:

-CHP GenelbaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu’nu “aleviliÄŸi” ile vurmaya çalışıyor. Bu durumda Aleviler’i “açılım” masalları ile kandıramadığı kanaatına vardığı için keskin bir virajı dönmekte olduÄŸunu görüyoruz. Kafa ÅŸu: EÄŸer Alevi benden deÄŸilse toplumda hedef haline getirilmesinde bir sakınca yoktur. Hatta fayda vardır! Çünkü o zaman CHP, bir Alevi’nin (dönek de olsa) liderliÄŸinde, kısmen de olsa Müslüman oylarını alamayacaktır. Kafa bu olunca ErdoÄŸan kendi toplumunu bile bölmekte, hatta çatıştırmakta bir sakınca görmüyor demektir.

-“Kürt Açılımı”, “Demokratik açılım” vs gibi palavra laflarını bile rafa kaldırdığı kesinleÅŸmiÅŸtir.. “Artık Kürt Meselesi yoktur, Tek tek Kürt ‘vatandaÅŸlarımın’ meseleleri vardır” demesi boÅŸuna deÄŸildir. Bu durumda iÅŸsiz yandaÅŸlarına iÅŸ bulmak yeterli sayılıyor. Kürd’ün bir avuç özgürlük uÄŸruna verdiÄŸi bunca ÅŸehit bir “hiç” olarak görülüyor.. Ä°ÅŸte Duçe’nin Kürt Sorunu’nu çözme ÅŸekli (Güneyli “Kürt” Liderler’e ve TRT-6 hayranı Kürtler’e ithaf olunur).

-KonuÅŸmalarında Türk Anayasa’sını kısaltma bahanesi ile tamamen faÅŸizme açık hale getirmenin iÅŸaretlerini pervasızca vermiÅŸtir. “Anayasa’yı yeniden yazacağım” diyen bu unsur, ilk dört maddeye dokunmayacağını çok önceden ilan etmiÅŸ olduÄŸundan fincancı katırlarını ürkütmek gibi bir riske de girmemiÅŸ olarak hedefine yürüyecektir..

-Türk Anayasası’nın işçi sınıfı aleyhine olan maddeleri “güvenlik” nedeni ile deÄŸiÅŸmeyecektir. EÄŸer gerek duyulursa bu tür kısıtlayıcı maddeler, hiç bir zorlukla karşılaÅŸmadan bir baÅŸka formda Duçe Anayasası’na girecektir.. ErdoÄŸan denilen unsur bu tür kısıtlamaları “istikrar”ı korumak için elzem tedbir olarak algılatıyor.

-Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran zihniyetin pekiÅŸtirilerek ErdoÄŸan Anayasası’nda yer alacağı kesindir. Yargı erkini daha bir kaç ay önceki deÄŸiÅŸiklikle zapt-u rapt altına alan bu münafık, elde ettiÄŸi bu fiili bağımlılığı ortadan kaldıramazÇ Yeni tip faÅŸizmin ÅŸefi tıpkı Hitle ve Musolini gibi, yargının bağımsızlaÅŸması anlamına gelecek hiç bir deÄŸiÅŸikliÄŸe evet diyemez.

-MHP’yi yıpratma amaçlı tek taraflı kaset savaÅŸları boÅŸuna çıkarılmadı. Duçe, MHP Ä°deolojisi’ne sahip çıkma savaşımını bu kaset savaÅŸları ile kazanmaya çalışıyor. MHP’yi barajın altında bırakmak suretiyle bu partinin kitlesini de arkasına aldığı anda, demokratlarla sokak savaÅŸları bile vermeden Türk Devleti’ndeki mutlak hakimiyetini ilan edecektir.

-Sola ve Kürtler’e yönelik kitlesel tutuklamalar yarının daha da karanlık olacağının iÅŸaretidir..

-ErdoÄŸan, bir konuÅŸmasında “Kürtler’i TV’lere çıkarmayın” yolunda tehdit dolu bir nara atmıştı. Bunun hemen ardından, bir TV Kanalı’nda Mahmut Alınak’ın iÅŸtirak ettiÄŸi bir tartışma programı YARIDA KESÄ°LDÄ°! Bu önemlidir. Polis’in gazlı saldırısı sonucu Ayla’nın bacağında kangren tehlikesi geçirdiÄŸi, Sevahir’in kalça kırığı geçirmesi hiç ses getirmezken, Türk Basını tek ses halinde Sebahat’e yükleniyorlar..

Savaş mertçe verilmelidir! Bu kadar kalleşçe savaşan bir başka önderlik yoktur (Erdoğan ve geçmişteki suç ortakları). Yazıklar olsun kalıbınıza! Gören de adam sanır!

2011-05-10

A Sirac Kekuyon