Tutuklama yok, halka karşı savaş var!

Türk “islami faÅŸizmi”nin ÅŸefi ErdoÄŸan, Türk Devleti’ne yaraşır kalleÅŸlikte ve kirlilikte bir Kürt-Türk Savaşı’nı yönetiyor. Bu unsur gittiÄŸi her yerde, yönettiÄŸi veya katıldığı her toplantıda adiliÄŸin en hasını göstermekte bir beis görmüyor.

OrtadoÄŸu’da adi..

ABD’de adi..

BM’de adi..

Aynı ErdoÄŸan’ın kurmayları ise adi birer yalaka gibi davranıyor, her yerde, her ortamda Duçe’nin OrtadoÄŸu’daki lider pozisyonunu parlak sözlerle kitlelere yutturmaya çalışıyorlar.

(Burada küçük bir not düşeyim.. Yazılarımda uslup sertliÄŸinden bahsedilir. Ama düşünün ki karşımda “sayın” diyebileceÄŸim hiçbir Türk, Ä°ran ve Kürd’e düşmanca bakan diÄŸer kiÅŸilik yoktur.)

Evet Bay ErdoÄŸan, diktatörlerin demir yumrukları altında inim inim inleyen ve Ortaçağı bir adım aÅŸamamış, zavallı ve sürü halinde yaÅŸamak zorunda bırakılmış bazı halkların, Araplar’ın, zorlama lideri olabilir. Ama aynı ErdoÄŸan’ın liderliÄŸi, faÅŸist ÅŸef pozisyonu gerçek liderlik deÄŸil. O ABD tarafından ortaya itilmiÅŸ taÅŸeron bir liderdir, taÅŸeron bir ÅŸeftir. Bu taÅŸeron ve bağımlı yapısı ile ErdoÄŸan ve yönettiÄŸi Türk Devleti, Kürdistan’daki katliamlarını dünyaya karşı gerekçelendirme lüzumu dahi hissetmiyor. Aynı ÅŸekilde dünyaya da “kafa tutmakta” bir sakınca görmüyor. AB Ãœyesi olan Kıbrıs’ın kuzeyini yutmuÅŸ, ekonomik kaynaklarını da yutmak üzeredir. EÄŸer danışıklı bir dövüş deÄŸilse, ÅŸimdi de Ä°srail gibi zor bir lokmayı gözüne kestirmÅŸ durumdadır.. Aklınca 100 atom baÅŸlığı bulunan Ä°srail’i sindirecek. Tıpkı “kükreyen fare” filminde iki süper güce kafa tutan küçük Avrupa dukalığı gibi..

Ä°ÅŸte sınırsız güçlerle bezendirilmiÅŸ bu çaÄŸdaÅŸ Cengiz Han, bu Anadolu’lu “Kuyucu Murat PaÅŸa” (toplu mezarlar), bu Gaddar Selim (Sultan Selim nam eÅŸkiya) ÅŸu anda tam gaz bir (kızıl veya beyaz) Kürt Katliamı yürütüyor.. Ä°ran ve Obama’nın içinde yer aldığı onursuz, omurgasız ittifaklara giriÅŸiyor. Bay Obama ve devamı olduÄŸu geleneÄŸin, Kürdistan meselesini bir NATO meselesi haline getirdiÄŸi görürsek hiç ÅŸaÅŸmayalım (hani ya olur dersek başımız aÄŸrımaz).

Birkaç gün önce, Åžemzinan’da bölgesel bir çatışma cereyan etti. Türk Ordusu esaslı bir darbe yiyince doÄŸrudan doÄŸruya sivil hedeflere yöneldi ve çok sayıda sivili ÅŸehit etti. Hiç kimse, Güneyli Kürtler, Türk partileri, NGO’lar dahil hiç kimse gıkını bile çıkarmadı. Ama bu vahÅŸete cevap olarak Türk baÅŸkentinde TAAAK diye bir ses çıkınca yukarda saydığım çevreler ayaklarına basılmışcasına bağırmaya baÅŸladılar.. Dökülen Kürt Kanı olunca susan, ÅŸimdiye kadar sakındığım Güneyli Lider her zamanki gibi, katliamlar çerçevesinde Türk Devleti’ne paralel bir bildiÄŸi yayınlayarak olayı “bı tûndî ÅŸermezar” etti. Hatta gerilla liderliÄŸi bile bu savunma tarzını kınadı.. BEN ASLA BU SAVUNMA TARZINI KINAMIYORUM! Tükler’in gerçekleÅŸtirdiÄŸi sivil ve kural dışı askeri katliamları kınanmadıkça, engellenmedikçe eylem yerindedir..

Kürt Halkı’na karşı topyekun savaÅŸ ilan eden, her gün onlarca BDP’liyi zindanlara tıkan bir faÅŸist sistem var orta yerde.. Bu gayri meÅŸru devlete ve onun saldırılarına MEÅžRU ZEMÄ°NDE KALARAK CEVAP VERÄ°LEMEZ. Ben BDP bu iÅŸi yapsın demiyorum. PKK bu iÅŸi yapsın demiyorum. Ama onların dışında kalan Kürt Halkı’nın fedailerinin morallerini bozmaya da kimsenin hakkı yoktur diyorum. ETA bunu yaptı, IRA bunu yaptı ve özgürlük mücadelesini yükseklere taşıdı.

Türk Devleti topyekun bir saldırı baÅŸlatmışken, Kürtler’in ve Blok veya Kongre Hareketi’nin her platformdan yararlanması tabiidir ve görevdir. ErdoÄŸan Devleti sizi tahrik etmektedir ve tahriklerine devam edecektir. Bu tahriklere prim vermeyiniz. Bence Parlamentodan yararlanmama kararı hedefini bulmuÅŸtur. Bundan sonrası adiÅŸ osmanlı oyunlarına gelmekle eÅŸtir. Sosyalistler, özgürlükçü demokratlar her platformdan yararlanmanın kıymetini iyi bilirler. Parlamento’nun o aldatıcı kürsüsüne çıkılmalı ve gerçekler haykırılmalıdır. “Parlamento tek çıkış yoludur” demagojisine yatanlara bunun kocaman bir yalan olduÄŸu gösterilmelidir. Nasıl yapılır bu? Şöyle: DoÄŸru ve çözümü intac eden öneriler sunularak bunların nasıl “oy çokluÄŸu” ile red edildiÄŸi gösterilmeli, parlamentonun aslında bir çoÄŸunluk diktaturası olduÄŸu gösterilmelidir..

Bu bir öneridir. Umaarım dikkate alınır...

2011-09-26

A Sirac Kekuyon