Kürtler oyunları görüyorlar, ama...

Kürtler oyunları görüyorlar, ama...

Evet, Kürt Milleti büyük bir psikolojik abluka altına alınmıştır. Bunda Türk Devleti vasıtası ile ABD’nin rolu belirleyicidir. Güney Batı’da Yetim-i Esad Rejimi eli kolu serbest, Kürtler’i ye3niden ve yeniden yurtlarından uzaklaÅŸtırıyor. Bunu yaparken, ABD’nin “stratejik müttefik”i Türk Askeri ile ortak askeri manevralar yapıyor. Hem de açık açık bu manevraların Kürtler’e karşı yapıldığını açıklayarak.. Ä°ran ise pervasızca Kürdistan’ı bombalıyor, hem de Obama’nın zımni desteÄŸi ile.

Öte yandan Kürtler’i terörist ilan eden eden Batı çok önemli bir hususu da gözlerden ırak tutuyor. Bahse konu ettiÄŸim Hamam OÄŸlanı el-Sadr’ın Türk Devleti’nin MÄ°T’inin koruması altında Tahran’dan alınarak Ankara’ya getirilmesi ve MoÄŸol artıklarının en üst düzey yetkilileri ile görüştürülmesidir. Bu Hamam OÄŸlanı’na Ankara’da gösterilen ihtimam yer yer Obama’ya gösterilen ihtimam ile mukayese edilebilir düzeyde idi. Obama ile aynı otelde kalan, adı dahi otel kayıtlarına geçirilmeyen bu unsur kimdir, Biraz ona bakalım..

Bu Zat, aslında Lübnan kökenli bir aileden gelir. Babası Ayetullah Muhammed al- Sadr’dır. Kayın Babası Büyük Ayetullah Muhammed Baqık al-Sadr, 1980’de Saddam tarafından idam edilmiÅŸti.

2004’te Mehdi Ordusu kuran bu Hamam OÄŸlanı, ABD’lilere ve Sun-i Araplara karşı direkt veya canlı bombalar kullanarak bir dizi terör eylemine baÅŸladı. Hala da ABD’nin yakalanması gerekenler listesindedir. Ä°ÅŸte bu unsur, Ä°ran ve Türk Devleti’nin desteÄŸi ile ÅŸimde yeni daha geniÅŸ terör eylemlerine hazırlanıyor.

Evet, o, su katılmamış bir teröristtir, hem de tüm terörist tariflerine uygun olarak.. Buna raÄŸmen ABD, Kürdistanlılar’ı ve Tamiller’i “terörist” ilan ediyor. Neden? El-cevap; politik çıkar iliÅŸkilerinden dolayı.. Bir mukayesede bulunalım:

-Kürdistan gerillaları, gerilla tarifine uygun olarak özel kıyafetle dolaşıyorlar. Al-Sadr teröristleri doğrudan doğruya halkın giydiği elbeseler ile ve halka saldırmak üzere dolaşıyorlar..

-Kürdistan Gerillaları silahlarını saklamadan açıkça taşıyorlar. Bu da bir meşruiyet kuralıdır. Al-Sadr çapulcuları ise silahlarını hiç bir şekilde göstermezler. Teröristler böyle davranırlar.

-Kürdistan Gerillaları kendi öz vatanlarının kurtuluÅŸu uÄŸruna mücadele ederler. Türk Devleti’nin aldığı bütün tedbirlere raÄŸmen Kürt Halkı’nın geniÅŸ bir kesiminin desteÄŸini aldıkları çeÅŸitli vesilelerle sabittir. Oysa al-Sadr ve avanesi sadece Åžii-Ä°slam kesimi’nin azınlık bir kesiminin desteÄŸini almıştır.

-Kürdistan Gerillaları, adı Kürdistan olan bir ülkede, dili Kürtçe olan bir milletin desteÄŸine sahiptir. Bu milletin tarihi geliÅŸimi komÅŸularından ayrıdır. Mitolojileri ve gireder kültürleri ayrıdır. Oysa Sadr ve avanesi, dili farsça olan bir ÅŸii devletinin ve dili türkçe olan bir baÅŸka istilacının destek ve teÅŸviÄŸi ile öz milletinden insanlara saldırmakta, katliam yapmakta hiç bir sakınca bulmamakta, buna da “direnişçilik demektedir.

-Kürdistan gerillaları Cenevre antlaÅŸması’nı imzalamış bir ordudur. Sivillere mümkün mertebe saldırmamaktadır. Oysa Türkler ve Farslar ile ajanlığa varan bir iliÅŸki içinde bulunan Sadr ve avanesi bunların hiç birine aldırmamaktadır..

Ä°ÅŸte bu kadar kirli bir terörist olan Hamam OÄŸlanı Sadr, Türk Devleti ile açıktan açığa iliÅŸki içinde bulunurken tavır almayan Obama yönetimi, durup dururken, her fırsatta müttefiklerini Kürtler’e karşı kışkırtmakta, onları bir nebze olsun dinlememekte ısrarlıdır..

Böylesi bir dünyanın içine tüküreyim!

Ä°ÅŸte böylesi bir dünyada her Kürd’e düşen görevler vardır. ABD’nin Irak’ı terk etme aÅŸamasına geldiÄŸi bu günlerde okumuÅŸların görevi, haklarında açılan davaları öne çıkararak kiÅŸisel propaganda yapmaları Kürdistan’la olan baÄŸlarının ne kadar zayıf olduÄŸunu, ulusal bilinçlerinin dibe vurduÄŸunu göstermez mi? Hiç kimse unutmasın, mahkeme salonlarında, hapishanelerde, iÅŸkencehanelerde kiÅŸisel baÅŸarı yaÅŸanır, ama ulusal kurtuluÅŸ alanında gerçek mevziler kazanılmaz! Bundan dolayı bugün zuhur eden tehlike konusunda kafası çalışan tecrubeli ÅŸahsiyetlerimizin önerileri önemlidir.

Atılacak ilk adım, Türk Devleti’nin manevraları ile gerçekleÅŸemeyen ulusal birlik konferansının toplanmasıdır. Her adımda, rakip bildiÄŸi bir örgütü veya partiyi yıpratmaya çalışarak kendisine, örgütüne, partisine ne pahasına olursa olsun, yer açmaya çalışanlara sürekli kuÅŸkulu bakma hakkımız vardır. Ancak Kürt Partileri’nin de dinozor partileri diriltme çabalarına son vermeleri gerekir.

Bazı insanlarımızın yaptıklarına baktığımızda hayretten küçük dilimizi hala yutmadığımıza ÅŸaşıyorum. Bu ÅŸahsiyetler TRT-altı’yı canlı tutmak veya ABD’nin memnun olacağı adımlar atmak yerine ulusal birliÄŸe giden yolda ayırımsız tüm partilere baskı yapmaları gerekirdi. Enerjimizi Kürt Milleti’nin birliÄŸine harcamak varken, düşmanı güçlendirici adımlara harcamak gerekmez mi? Bunu iyice düşünün. (Devam edecek)

2009-05-08

A Sirac Kekuyon