Gözyaşları tümden dinsin.. Ama Kürtler için de!

Gözyaşları tümden dinsin.. Ama Kürtler için de!

GözyaÅŸları tümden dinsin. Bu; Kürtler’in, insan sınıfına giren Türkler’in ve tüm insanca düşünenlerin dileÄŸidir. Hiç kimsenin kuÅŸkusu olmasın... Kürt, bu savaÅŸta en fazla kanı dökülen inkar edilmiÅŸ, vatanı ilhak edilmiÅŸ bir milettir. Bundan dolayı Kürt’ten gelen feryat iyi okunmalıdır.

Ama Türk Tarafı, terrör ile “topyekun savaÅŸ halindeyim” gerekçesi ile Kürd’ün içinde yer aldığı KESK gibi kitle örgütleri dahil her tarafa baskınlar düzenleyerek insanlara eziyet vermeye devam ediyor.. Öte yandan da sivil çözümde ısrarlı olduÄŸu izlenimini vermeye özen gösteriyor. Durum o hale getirilmiÅŸtir ki, en ufak bir kıpırdanma dahi suç sayılıyor, sivil politika yapan DTP’nin gerilla tarafından geliÅŸtirilen HER SAVUNMA EYLEMÄ°NÄ° TEREDDÃœTSÃœZ KINAMASINI “EMREDÄ°YOR”! Bunu yapmadığı taktirde DTP’yi bir “suç makinası” olarak ilan etme yolunda adımlar atıyor.

Son Çelê (Türkler Çukurca der) olayına bir bakarsak ne demek istediğim daha iyi anlaşılır:

Olay günü Türk Askerleri, sayısız baskınlarından birini daha verecekleri sinsi bir tuzak kurmuÅŸ, bu tuzaÄŸa askerlerini yerleÅŸtirmek amacıyla harekat emrini almışlardı. Sabahın ÅŸafağında büyük bir zevkle gerilladan “kelle almak” için yola koyulmuÅŸlardı. Ama ava giden avlandı ve altı asker olay yerinde can verdi, biri oldukça ağır olmak üzere sekiz asker de yaralandı (yineleyelim, hiç bir Kürt, aralarında Kürtler’in de bulunduÄŸu bu emir kullarını vurmaktan zevk almamıştır). Bu gerilla baskını olmasaydı, bu kalabalık Türk askeri birliÄŸi gerillaları vuracak, en kıymetli Kürt evlatlarını topraÄŸa vermemize yol açacaklardı. “Barışçı çözüm”ün konuÅŸulduÄŸu bu sıralarda Kürdistan çapında düzenlenen baskınlar bizi düşündürüyor..

Kim akan kanın durmasını istemez? Kan üzerine politika yapanlar başta olmak üzere bir çok kesim manifest bir şekilde akan kanı durdurmaya yönelik her türlü eyleme karşıdırlar. Başta nazist MHP, CHP ve Türk Askeri yapısının tepesi olmak üzere, polisinden kontrasına kadar bir çok kesim kan akmasının avukatı olarak karşımızda duruyorlar.

Şimdi şöyle bir düşünelim:

Köy Korucuları savaşın bitmesini isteyebilirler mi (burada andıklarım, gönüllü kesimdir)? Hayır.. Çünkü mideden bağlı bir kesimdir bu. Kontralar savaşın durmasını isterler mi? Hayır! Çünkü bir çok talana, haksız kazanca bu savaş sayesinde kavuşmuşlardır. Ordunun bir kesimi, ki ben bunlara ergenekoncu diyorum, savaşın durmasını kendi amaçlarına indirilmiş bir darbe olarak görürler.

Bu karmaşık anti-Kürt kombinasyonda Türk kesiminde kimin ne yaptığı, nerede nasıl bir provokasyon geliÅŸtirdiÄŸi belli deÄŸil. Ama PKK’nin 1 Haziran’a kadar silahları susturma kararlılığını bozmak için kontrol dışı Türk güçlerinin veya Türk taraftarı güçlerin ne yaptığını bir anda kesirmek mümkün deÄŸildir. Kürt Tarafı barışa bir ÅŸans tanımak için elinden gelen fedakarlığı yapmıştır. Hiç olmasa ABD’nin bunu görmesini beklerdim. Ama maalesef ABD büyük elçisi alışılmışın dışına çıkarak “nefret”le kınama gibi oldukça ağır kelimelerle gerilla liderliÄŸine saldırmayı “görev” bilmiÅŸtir.

Türk Askerleri sebep oldukları bu olayı kullanarak sabahın erken saatlerinden itibaren geniÅŸ bir uçak filosu, ki bunlar gerillanın “kazan” dediÄŸi ve büyüklüğüne göre isabet ettiÄŸi yerde üç metreyi bulan bir çukur açan (bu bombalarla ilgili olarak benim çektiÄŸim fotograflar arÅŸivimde var) bombalarla yüklüydü, AvaÅŸin ve Basyan bölgelerine bomba yaÄŸdırdı. Kara kuvvetlerinin de savaÅŸa katıldığı yönünde bÅŸlgiler var. Amaç hem Güney’e ve hem de Kuzey’e gözdağı vermek, Kürtler’e Tamiller’in başına geleni hatırlatmaktır.

Kürt Milleti bu adi, iÄŸrenç numarayı yutmayacaktır. Siyasiler tereddütlere son vermeli, Türkler’in bu pisliklerini yüzlerine vurmalıdırlar. Kendilerini Kürt diye yutturan Ãœmit Fırat gibi bazı unsurların maskelerini indirmek de önemlidir. Hiç bir araÅŸtırmasına raslamadığım bu kiÅŸinin adının altına “araÅŸtırmacı-yazar” ünvanını takan bu kiÅŸilik hangi araÅŸtırma kitabının sahibidir? Kürdistan Tarihi mi, mitolojisi mi, geçmiÅŸin karanlıklarına gömülmüş olan bazı portreleri mi, demografimizi mi veya folklorumuzu mu araÅŸtırmıştır? Bir bilsek gam yemeyeceÄŸiz.

Bunlara “Türk’ün Kürdü” diyor uygar insanlar.. bunları her güğn daha iyi tanımalıyız. Konuya yeniden döneceÄŸiz..

2009-05-28

A Sirac Kekuyon