Ey Åžehid..

Sen şimdi maddi varlığınla canavarların elindesin. Ama manevi varlığın her zaman olduğu gibi, özgürce bizi aydınlatmaya devam ediyor. Başını gövdenden ayıran kin dolu zavallılara mutlaka bir yerlerden bakıp gülüyorsundur. İster evrene karışmış ol, ister dinlerin cennetlerine yerleşmiş ol.. Sen evren varoldukça varolmaya devam edecek, canavarların korkulu rüyası olmaya devam edeceksin..

Ey Åžehid,

Sen’i tanımak için Sen’i görmek gerekmez. Çünkü Sen tarihimin akışını kanınla tayin eden en büyük yazarsın.. Evrene katılan 2.5 Milyon Kürt’ten birisin. Sen’den baÅŸka öncü yok. Yolumuzu aydınlatan Sen’sin. Sen yontma taÅŸ devrinden beri, yani Zagros-Toros kavsinde yerleÅŸen ilk insandan beri Kürdistanlı’sın. 800.000 yıl eder bu. Uygarlığa beÅŸiklik eden toprakları ÅŸekillendiren Sen’sin. Yazıya geçiÅŸte Sen varsın, madenleri ilk iÅŸleyen Sen!

Jarmo’da ilk açık hava yerleÅŸimini Sen kurdun. Çok daha önceleri, yani zamanımızdan 35 Bin yıl önce, Åžanidar’da ilk sistemli tıbbı yaratmadın mı? Ä°lk hiyerarÅŸik toplumu bir maÄŸarada yarattığında insanlık hala ilkel komünü yaşıyordu. Ä°lk bakır iÅŸletmesi Sen’in nasırlı ellerinle kuruldu. Bronzu ilk yaratan Sen, Demir’i ilk ÅŸekillendiren de Sen.. YoÄŸurt Sen’in eserindir.. Dini ayinlerde kontrollu olarak kullanılan ÅŸarap da Sen’in buluÅŸun..

Kültür yaÅŸamın da renkliydi. Ä°nsanların elinde bulunan ilk Müzik aleti Sen’in eserin. Dünyanın ilk büyük mabedini Sen Girê Navokê’de inÅŸa ettiÄŸinde insanlar hala avcıydı. Halaf’ta yarattığın mabed çok mu sönüktü? Sen ilk çanak-çömlek yapım teknolojisini (Wheel) geliÅŸtirdiÄŸinde insanlar bu iÅŸi ilkel metodlarla bile yapamıyorlardı.

Köleci toplumu yaÅŸamadan feodal yapılanmalar geliÅŸtirenlerin evladı olarak ilk ÅŸanssızlığını yaÅŸadın. Biraz geliÅŸen feodal beyler, etraflarına topladıkları üç-beÅŸ kiÅŸi ile köy beylikleri kurdular. Daha da geliÅŸenler, Sumer, Elam, Guti, Lullubi, Kassit, Horri, Kardaka, Korduene, Mani, Nlairi, Mittani, Hitit devletlerini kurdular ve komÅŸuları ile didiÅŸtiler. Sonra yabancılar geldi, ama Sen yılmadın onlarla da dövüştün. Böylece Asur’u alt edip Med Devleti’ni kurdun.

Farslar’ın saray darbesi ile sona erdirdikleri Med Devleti, Sen’in bazı “kava”ların öncülüğünde yarattığın en büyük eserlerinden biridir. Medya, Newroz ile birlikte doÄŸdu. Bu devletin yıkılışının öncesinde Sen’in, Babil ve Asurlular tarafından uygulanan geniÅŸ katliamlardan geçtiÄŸin günleri tarih bir çığlık olarak kaydeder. Yeni ve Fars imzalı katliamda Med din adamları kitlesel olarak, bir bayram havası içinde “kesime” uÄŸradı (magufonia). Ardından Farslar ile ortak Sasani devleti’ni kurdun. Sen direnen en son Sasani ferdi, teslim olmayı red eden Êzdî’sin.

Alamut’ta Fars’a, Türk’e, Arap’a ve MoÄŸol’a ölümüne direndin. Ama sonunda hilekar MoÄŸol’a yenildin. Dim Dim Kalesi’nde bir yıldan fazla direnen, kanını vatana feda eden yine sendin. Korku’yu yerle bir ettin direniÅŸlerinde. Düşmanın sayı üstünlüğü ve zaman seni yenilgiye uÄŸrattı. Åžah Abbas’tı düşman. Kürd’ü göçettirip yerlerine Atharputakan’a (Azerbaycan) Türkler’i yerleÅŸtiren de bu düşmandır. Direndin ama olmadı.

Nihayet Osmanlı ile beraber yaÅŸama (1514-1806) ve bu vahÅŸilere karÅŸi direniÅŸ günleri baÅŸladı. Sen’in her direniÅŸinde mutlaka bir hain vardı. Goyî’nin dediÄŸi gibi; “Her Bedirxan’ın bir ÊzdînÅŸer’i” sahneye çıktı. Din Sen’i baÄŸladı, o yok olası en büyük düşmanın feodaller Sen’i baÄŸladı, düşmanın baÄŸlantıları seni baÄŸladı. Korku duymadın! Dik durdun! Direndin! Ama her seferinde iç kalleÅŸlikler sonucu yenildin..

Ey Åžehid!

Bu yazının boÅŸluklarını doldurduÄŸumuzda “tarih bilinci” için temel malzeme oluÅŸur. Feodallerin iç çatışmaları, biribirlerine karşı üstünlük saÄŸlamak uÄŸruna ruhlarını düşmana satmaları, köylüyü sindirmek için silah kullanmaları tarihimizin en can alıcı noktalarıdır. Düşmanı doÄŸru tanımak tarih bilinci gerektirir.

Sen 1960 sonrası teorik düzeyde, 1980 sonrası ile pratikte bu tarih bilincine götüren yolu kanınla açtın.

Korkmadın!

Korku en büyük düşmanımdır dedin!

Korku saçanı dışladın!

Ayaktasın! Ayaktayız! Bulunduğun yerden yolumuzu aydınlatmaya devam et!

2011-11-01

A Sirac Kekuyon